26 Mart 2009 Perşembe

Tuvalet Takip Sistemi!!!


Birkaç hafta önce okuduğum bir haberi paylaşmak istedim sizlerle. Belki siz de okumuşsunuzdur. Perkotek adlı firma tuvalet takip sistemi satmaya başlamış. Peki nedir bu? Ne işe yarar?

Tuvalete Giriş:
2 seçeneğiniz var. Tuveletin girişine kart okuyucu ya da parmak izi tanıyan alet takılıyor ve tuvalete girerken kartınızı okutarak ya da parmak izinizi ilk başta tanıttıktan sonra tanıtarak tuvalete giriş yapıyorsunuz. Tabi işe giriş çıkışlarda okuttuğunuz bir kart varsa onla da girebiliyorsunuz, yeni kart çıkarmaya gerek yok :) Bilgisayara bağlanan kart okuyucu ve yüklenen tuvalet sınırlandırma programı sayesinde patron personelin bu özel anını zevkle kontrol edebiliyor.

Amaç:
Bu sistem gün içinde kaç kere tuvalete gittiğinizi ve orada ne kadar süre kaldığınızı kayda alan ve esas amacı da personelin boşa zaman harcamasını önlemek üzere kurulan bir sistemdir. Bu sayede max. iş, min. boşluk hedefleniyor. Verilen örneklere göre günde en fazla 3 kere gidebiliyorsunuz ve içeride sadece 5 dakika kalabiliyorsunuz!! Hadi erkeklerin işi kolay ama bayanlar napsın ? Tuvaletini mi yapsın, saçını mı düzeltsin, makyajını mı tazelesin, dedikodu mu yapsın? :) 3 hakkını da kullanan kişi bir daha tuvalete gidemiyor çünkü kapı açılmıyor çünkü programa o şekilde giriş yapılıyor. Aman bağırsağınızı ya da midenizi bozmamaya çalışın yoksa vay halinize :)

Hepimize hayırlı uğurlu olsun ve bu sistem bizden de uzak olsun. :)

Not: Aslında foto olarak normal bir tuvalet koyacaktım ama müziksever biri olarak bu tuvalet ilgimi çekti ve bunu koydum. Bayağı değişik modeller de varmış, ilgilenirseniz bir gözatın derim. ;-)



Erkan Oğur - İsmail Hakkı Demircioğlu Konseri

Müzik çok garip bir olgu arkadaşlar. İnsan dinledikçe kendini farklı duygular içerisinde hissediyor. Nitekim müziğin çeşidi coğrafyası ve enstrümanı değiştikçe bu duygularda değişiyor. İşte üstadlar bu gece az önce çıktığım konserde beni çok çok çok etkileyecek duygulara yönelttiler.

Yıllardır düşünürüm, bir genç müzik dinlemeye hangi türden başlamalı diye. Fakat hemen her türü kıyısından köşesindende olsa dinlememe rağmen bunun cevabını bulamadım. Fakat bildiğim tek birşey varki o da, insanın doğduğu coğrafyanın müziği genlerinin içerisindedir. Bunu anlamak için bazı adamları dinlemek yeterlidir. İşte Erkan Oğur kesinlikle o adamlardan birisi.

Herneyse lafı fazla uzatmadan geceyi kısaca özetliyorum. Sakarya inkılap sokakta daha önce gitmediğim "eski yeni" isimli bir barda izledik ustaları. Bar adeta tıklım tıklımdı ve sanatçıların isteği üzerine içeride sigara içilmedi. Pir sultanı, Yunus'u , Aşık veysel'i, Kul Ahmet'i en iyi şekilde yorumlayan ustalar, saat dokuzbuçuktan onikiye kadar yarım saatlik bir arayla bize güzel bir gece geçirttiler. Bana bu gece eşlik eden iki güzel bayana sonsuz teşekkürlerimi sunar ve nice anadolu ezgilerinin muhteşemliğini insanlara aşılayan konserlerde görüşmek üzere diyorum. iyi geceler dilerim.

23 Mart 2009 Pazartesi

Zeka Üzerine


Zeka nedir? nasıl ölçülür?
efendim piyasadaki zeka testlerine verilen cevaplar ve bu testi çözenin yaşı göz önüna alınarak zeka ölçülür efendim. peki neye bağlıdır bu zeka küçükken çok balık yesek gözlerimiz süper görür. elma yesek dişlerimiz daha sağlam olur gibi bi kıstası varmıdır. hergün bir avuç fındık şüphesiz buna da ii geliyordur ama onun dışında cevizin zekaya katkısı olduğu söylenir.
zeka beynin ağırlığıyla orantılıdır dienler vardır. normal insanların beyin ağırlıkları ortalama 1450gr civarında kabul edilirken. 40 ünlü büyük adamın beyni nin ağırlıklarını ortalaması 1500 gr ın üstünde bulunmuştur.Ancak bu konuda kesin bir şey sölenememektedir. zira balina fil gibi yaratıklar düşünüldüğünde vay be bizde zeka bi buşuk kilo ama abi baksana bunlarda kaç kilo zeka var diebilmek pek mümkün diildir.
beyin ağırlıkları gr olarak;
kirpi 3,4
ev kedisi 31,4
jibon 89
köpek 100
domuz 150
mamoset(ipek maymun) 39
inek 350
goril 430
at 500
insan 1400
hindistan fili 4000-5000
finval(balina) 6000-7000

başka bir kanı, beyin ağırlığı ile vicut ağırlığının oranına bakmak olarak ortaya atılmıştır. aranızda dougles adams okuyanlar varsa her otostopçunun galaksi rehberi dizisinde ki, diziden kastım 5 kitaptır(sadece filmi izleyenler hikayenin özetinin özetini izlemiş birinden hikayeyi dinlemiş gibi kabul edebilirler kendilerini hehe),labaratuar farelerinin asıl deneyi yapan oldukları ve bilim adamlarının asıl denek oldukları, sonucu etkilememek için se bilim adamlarına deneyi biz yapıyormuşuz gibi gösterdikleri anlatılır. ilk duyduğunuzda saçma gelebilecek olan bu hikaye beyin ağırlığı-vicut ağırlığı oranları göz önüna alındığında ve aşağıdaki tabloya bakıldığında tekrar değerlendirile bilir.
beyin ağırlıklarının vicut ağırlıklarına oranı;
finval (balina) 0.0045
goril 0.16-0.20
şempanze 0.75-0.80
hindistan fili 0.27
köpek 0.22
arı 0.5
yetişkin insan 2-2.6
ev faresi 3.0-3.2
koata veya örümceğe benzer maymun 6.6

sonuç olarak bu yazının amacı, kendini en zeki canlı türü zanneden biz insanların bir takım şeyleri tekrar düşünmelerine teşvik etmektir. belkide sandığımız gibi bizler en zeki canlılar değilizdir. en zeki olanlar grip virüsü tabir ettiğimiz varlıklardır. yada okyanuslarda yaşayan tek hücreli mikro organizmalardır. belkide zeka en performanslı şekilde yaşamaktır. (;> sevgiler saygılar, zeki kalın . . .