
Dunyanin nasil bi hal almaya basladigini gozlerinizle gorun...

Lafıma önemli bi tez ile başlıyorum. Derim ki herkes King Crimson dinleyemez ! Gerçekten ProgRock tarihinin en karizmatik en farklı en değişken ve en üretken gruplarından birisidir Crimson. Sebebi ise Robert Fripp denen adamdır. Kendi bulduğu frippertronics diye bir aletle Gibson Les Paul'u üzerinde harikalar yaratan bu değerli müzik adamı 35 seneyi aşkın müzik hayatına kurduğu ve halen devam ettirdiği grubu King Crimson ile başlar. Ahmet Ertegün'ün keşfi olan grup ilk 33lüğünü Atlanticden çıkarır ve felaket bir üne kavuşur. 35 sene boyunca Robert Fripp'e grubunda eşlik eden efsanevi isimler olur. Tony Levin, Adrian Belew, Bill Bruford, John Wetton, Trey Gunn, David Cross belirli zamanlarda King Crimson olmuş virtüöz heriflerdir. Bu adamların yaptıklarını yeri gelir gürültü sanarsınız, yeri gelir bunalım sanarsınız ve yeri gelir müzik sanarsınız. Fakat hepsinin karışımı olduğunu anlamak zordur çoğu zaman. İşte bu adamlar müziğe ve ProgRock'a yön veren adamlar ve onların yaptıklarıdır.
"Erasmus'a göre: 'Anlayış, inanıştan farklı olabilir. Akıl, dış görünüme göre hüküm vermekte dikkatli olmalıdır. 'Fuentes'e göre: 'Her şey mümkündür. Her şey kuşkuludur....... inanç, okumaktan kaynaklanır ve okumak deliliktir.'Okuma' ve 'delilik' sözcüklerinin İspanyolcaları bu ilişkiyi daha güçlü bir şekilde ortaya koyar; Okuma 'lectura', delilik ise 'locura'dır." Matrix'ten bu yana bildiğimiz bir kavram vardır; cehalet mutluluktur diye. Görüldüğü üzere motorcycle boy'un pek cahil biri olduğunu söylemek kolay değil. 
Gençler 100. yazımız hayırlı olsun.

Evet millet. İşte sizlere bir ritim gurubu Stomp. Eğer bu gurubu daha önce izlemediyseniz sizleri uyarmalıyım. Kesinlikle çok beğeniceksiniz, kendinizden geçiceksiniz, yok artık bu kadarda olmaz diyceksiniz ve video biter bitmez denemeye kalkmanız muhtemeldir.
Bu gurubun ismini ararken şöyle bir yazı ile karşılaştım.
"insana yapılabilecek en büyük kötülük, bir stomp videosu hediye etmektir.bu adam o videoyu izlediği günden itibaren her şeyden müzik yapmaya çalışacaktır..."
Sanırım bu yazı durumu kısaca özetliyor. Evet bu insanlar herşeyden müzik yapıyorlar.sizler için karma bir video larının link ini veriyorum.
http://www.youtube.com/watch?v=Ha_K11LNl08
yukarıdaki linkten adamların aşağı yukarı nelerle müzik yapabildiğinin kısaca özetini görebilirsiniz. Bununla birlikte sizlere benim favorim olan videolarının da link ini vermek istiyorum.
http://www.youtube.com/watch?v=xJ3HLr3Ey4c
işte bu videoyu benim bünyem kaldırmıyor. Bünyem kaldırsa beynim algılamıyor. Basket topları ve müzik izleyin ne demek istediğimi anlıycaksınız. İyi seyirler (;>



Evet blog sakinleri yeni bir filmle karşınızdayız.  Philip K. Dick'in Do Andorids Dream Of Electric Sheep adlı romanından sinemaya uyarlanan Blade Runner. 1982 yapımı kült bir bilim kurgu filmi. Bir şaheser.Kimi eleştirmenlerce gelmiş geçmiş en iyi bilim kurgu filmi sayılıyor.Her nekadar eleştirmen güruhundan nefret etsemde bu film konusunda onlara hak verdim. "En iyisi" iddialı bir sıfat. Özellikle filmler söz konusu olunca.En iyisi demiyorum çünkü film eleştirmeni değilim. Ama bana göre en iyilerden birisi. Romanından uyarlanan Philip K. Dick ayrıca Total Recall ve Minority Report filmlerininde hikayesini yazmış bir şahıs. Filmin yönetmeni Ridley Scott ve müzikleride Vangelis'e ait. Yani senaryo, yönetmen, müzik dört dörtlük. Oyunculukta öyle. Harrison Ford ve Rutger Hauer gerçekten harikalar yaratmış. Özellikle Rutger Hauer android Roy Batty yi o kadar iyi canlandırmış ki hayran kalmamak imkansız. Filmin diğer bilim kurgu filmlerinden sıyrılmasını sağlayan birçok unsur mevcut. Belkide tam bir bilim kurgu filmi sayılamaz bu yüzden. Varoluş, yaşam, hayatın anlamı gibi derin konular işlenmiş. Kısaca konusunu anlatmak gerekirse. Günümüzden ileri bir zamanda işçi ve asker olarak kullanılan, insana tıpatıp benzeyen androidler isyan ettikleri için görüldükleri yerde öldürülmeye başlanır. Bu sırada dış kolonilerden dünyaya kaçak olarak 5 android gelince filmimiz başlar. Amansız bir kaçıp kovalamaca ve av. Ben burda androidlerin başı olan Roy Batty karakterini çoğu insandan daha insancıl buldum. Zaten filmin ana konusuda hemen hemen bu.  Daha fazlasını anlatmıyorum ki seyretmeyen arkadaşlarada birşey kalsın :)İzleyecek olanlara birkaç tavsiyem olacak. Film gerçekten ağır bir film. Zaten Film-Noir(kara film) tarzında çekmiş Ridley Scott. Ve bu türün en iyi örneklerinden biri. Havasına girmek başlarda zor olsada biraz diş sıkılıp başarılırsa çok zevkli. Atmosfer gerçekten mükemmel verilmiş. Sürekli pis bir yağmur ve hiç doğmayan bir güneş. Sizde izlerken mutlaka gece ve odanızın ışıklarını kapatıp izleyin. Mümkünse yağmurlu bir güne saklayın bu filmi. Ve mutlaka normal versiyonunu izleyin önce. 

1994 yapımı bu film benim kesinlikle koleksyonuma katmak istediğim filmlerden birisidir. işinde çok iyi olan bir kiralık katildir Leon. Soğukkanlı ve duygusuzdur aynı zamanda. Ve günün birinde herşey değişir. Hayata dair, duygulara dair bir film bence. ve gene bence herkez en az bir kere izlemeli.
başrollerde Leon adıyla Jean Reno, Matilda adıyla Natalie Portman oynuyor.
iyi seyirler emin olun pişman olmıycaksınız film hakkında detaylı bilgiye vede trailer ına aşağıdaki linkten ulaşa bilirsiniz.
İşte size benim all time ilk 10 umda her zaman yer alacak bir film. Yönetmeni Francis Ford Coppola desem yeterli sanırım. Rumble Fish 1983 yapımı.Türkçeye Siyam Balığı olarak çevrildi.Siyam Balıkları bizim pet shoplarda beta ismiyle satılır.Ama onlara beta demek çok salakça.Benim için onlar her zaman siyam balığıdır.Coppola abimiz filmi siyah beyaz çekmiş.Ama balıklar renkli.Bu sinema tarihinde benim gördüğüm ilk deneme. Vardır belki daha önceden ama ben ilk Rumble Fish'te gördüm bu tekniği.Sonra Spielberg filanda yaptı bunu Shindler's List'te.Herşeyin siyah-beyaz, balıkların renkli olması çok hoş bir ayrıntı.Rusty James(Matt Dillon) ve ağabeyi Motorcyle Boy(Mickey Rourke) un yaşadığı küçük mahallede tek güzel olan şey onlar olduğu için renkliler belkide.Film, zamanın çete savaşlarını, küçük ve fakir amerikan mahallesini, iki kardeşin gözünden anlatıyor.Her zaman saldırgan, coşkulu Rusty James ve onun cool abisi Motorcyle Boy. Bu ikilinin birbirleriyle olan dialoglarıda eşsiz. Coppola'nın bütün sanatını konuşturduğu film aynı zamanda Mickey Rourke un sanırsam ilk başrolü. İzlemediyseniz bulun izleyin.Kesinlikle...
Size dinlemedigim bir albumu sunuyorum : A twist in the Myth!. Masalcilarin hikayeye kaldiklari yerden devam ettiklerni umuyorum. Bunu dosya iner inmez anlayacagim. 1999 yilinda  Alsancak Iletisim de dolasirken tanistigim bu grup kesinlikle hayatimi degistirmistir. Pek cok insanla tanismama vesile olmustur.  Nightfall in Middle Earth olmasaydi Happy Owl Ironic denen insandan da haberim olmasi imkansizdi. Ama sorsaniz bunu o bilmez tabiki:)








Sevgili Blog, en çok yazı yazan adam olarak tanıdığınız Fücur olarak sesleniyorum. Daha önceden ismimi vermiştim fakat Kim Kimdir kuralımıza uyarak sizlere ivedilikle kendimi tanıtıyorum.


Ben içinde bulunduğumuz duruma inanamıyordum. Bundan çok diil 1 sene kadar önce 2005 te ankarada tv de pink floyd çıktığında Fücur arkadaşımızla birbirimizi arayıp; çığlıklar atıyorduk " abi pink floyd u canlı dinliyoruz inanamıyoooruuuum!!!" die bağırıyorduk. Ama birazdan kapılar açılacak ve tam anlamıyla canlı dinleme fırsatımız olucaktı.

İçerideydik ve önlerdeydik. Gergin bir bekleyiş bedevi Derleme ekibini sarmıştı. Acaba bir aksilik çıkarmıydı!
ama hiç bir aksilik çıkmadı onun yerine sahneye roger çıktı. Ve ortalığı yaktı kavurdu.

Ve işte ilk şarkı ekranda sigara dumanı göründü müzik başladı. ve İstanbul kuruçeşme arenayı bir ot kokusu kapladı. kim içiyordu bilmiyorum ama açık havada o kadar kokması için bizim dışımızdaki herkezin içiyor olması lazım ve sanırım içtilerde. Bizde içmiş kadar olduk. Konser harikaydı. David ne olurdu be üstad sende gelseydin de şöle bi tam pink floyd dinleseydik. Ama Roger waters ta Türkiyeye geldikten sonra şimdi David Gilmour u bekliyorum.
Kaçıranlar eminim üzülmüşlerdir. işte size ne kaçırdığınızı görme şansı;
http://www.youtube.com/results?search_query=roger+waters+istanbul