Hepinize merhabalar. Yemek Yemek üzerine bir kaç satır yazı tıklamak istedim bu gün. umarım sizde benim kadar eğlenirsiniz. az önce yeni bi teori şekillendirdim. Evet tamamen uydurdum hehe.
Teorimiz şöle; şimdi yemek yemekten büyük bir haz alıyoruz biz insanoğlu olarak. Aç isek şayet, süper zevkli bir iş. ve ilginçtir bu zevk hiç azalmıyor. yani vicudun aldığı dier zevklerle kıyaslayınca günde 3 kere her gün tekrar ediceksin ve her seferinde aynı zevki alıcaksın zor iş valla.
Şimdi yemek yemek için mi yaşamak yoksa yaşamak için mi yemek yemek kısmını biliyorsunuzdur hepiniz, peki işe şu açıdan bakanınız oldumu hiç? ya yemek yemek bir bağımlılıksa. yani daha bebekken bu bağımlılığın pençesine düşürülüyorsak. bir kere alıştığımız için, daha sonra da bırakamıyorsak. yani öle bir maddeye bağımlı oluyorsunuz ki, günde 3 kez tüketiyorsunuz, ve genede ihtiyaç duyuyorsunuz. yiyecek.
Nasıl bakış açınızı değiştirmeyi başara bildim mi? şimdi şunu hayal edin yemek yemeden de yaşaya biliyorsak neler olur. yani fotosentez yapabiliyorsak örneğin. yada ayaklarımızı toprağa gömüp yeterince uzun süre beklersek kök salıp topraktan edine biliyorsak ihtiyaçlarımızı. ve günün birinde aramızdan bağzıları yiyecek denen uyuşturucuyu keşfettiyse ve vazgeçemediyse bundan. ve evrim yemek yiyenleri yemeyenlerden ayırdıysa. yemek yemenin kötü taraflarından biriside yediğiniz yiyecekler sindirimle enerji açığa çıkarıyorlar. bunu hepimiz biliyoruz. ama ihtiyacımız olandan fazlası açığa çıkıyor. işte problem burda başlıyor. bu fazla enerji hücreleri yıpratıyor ömürlerini kısaltıyor. yani bu enerji içecekleri hatta enerji verici haplar gibi bakabiliriz olaya. sürekli kullanıyorsunuz, ve bu ömrünüzü kısaltıyor.
(;> bu saatten sonra yapılacak birşey yok. yemek yemeyi bırakamayız. bıraksakta o kadar az enerjiyle yaşamaya alışmayız alışsakta ona yaşamak demeyiz. ama bence bunun sorumlusu gene biziz. yiyecek denen gelmiş geçmiş en büyük uyuşturucuya devam o zaman hadi afiyet olsun (;>
Sevgiler saygılar . . .
Dip Not; Lütfen burada yazanların tamamiyle can sıkıntısından kaynaklı bir beyin fırtınası sonucu ortaya çıkmış, hiç bir dayanağı olmayan teoriden ibaret olduğunu unutmayalım, bitirme tezlerinde yada projelerde ödevlerde buradaki bilgileri kullanmayalım. Kullanıyorsakta sonradan vay efendim ben nie kaldım bu dersten die, gelip buraya serzenişte bulunmayalım. Arkadaşımızın blog undaki mevsimler yazısında yaşanmıştır, bu vesile ile kendisine selam ederim...
Teorimiz şöle; şimdi yemek yemekten büyük bir haz alıyoruz biz insanoğlu olarak. Aç isek şayet, süper zevkli bir iş. ve ilginçtir bu zevk hiç azalmıyor. yani vicudun aldığı dier zevklerle kıyaslayınca günde 3 kere her gün tekrar ediceksin ve her seferinde aynı zevki alıcaksın zor iş valla.
Şimdi yemek yemek için mi yaşamak yoksa yaşamak için mi yemek yemek kısmını biliyorsunuzdur hepiniz, peki işe şu açıdan bakanınız oldumu hiç? ya yemek yemek bir bağımlılıksa. yani daha bebekken bu bağımlılığın pençesine düşürülüyorsak. bir kere alıştığımız için, daha sonra da bırakamıyorsak. yani öle bir maddeye bağımlı oluyorsunuz ki, günde 3 kez tüketiyorsunuz, ve genede ihtiyaç duyuyorsunuz. yiyecek.
Nasıl bakış açınızı değiştirmeyi başara bildim mi? şimdi şunu hayal edin yemek yemeden de yaşaya biliyorsak neler olur. yani fotosentez yapabiliyorsak örneğin. yada ayaklarımızı toprağa gömüp yeterince uzun süre beklersek kök salıp topraktan edine biliyorsak ihtiyaçlarımızı. ve günün birinde aramızdan bağzıları yiyecek denen uyuşturucuyu keşfettiyse ve vazgeçemediyse bundan. ve evrim yemek yiyenleri yemeyenlerden ayırdıysa. yemek yemenin kötü taraflarından biriside yediğiniz yiyecekler sindirimle enerji açığa çıkarıyorlar. bunu hepimiz biliyoruz. ama ihtiyacımız olandan fazlası açığa çıkıyor. işte problem burda başlıyor. bu fazla enerji hücreleri yıpratıyor ömürlerini kısaltıyor. yani bu enerji içecekleri hatta enerji verici haplar gibi bakabiliriz olaya. sürekli kullanıyorsunuz, ve bu ömrünüzü kısaltıyor.
(;> bu saatten sonra yapılacak birşey yok. yemek yemeyi bırakamayız. bıraksakta o kadar az enerjiyle yaşamaya alışmayız alışsakta ona yaşamak demeyiz. ama bence bunun sorumlusu gene biziz. yiyecek denen gelmiş geçmiş en büyük uyuşturucuya devam o zaman hadi afiyet olsun (;>
Sevgiler saygılar . . .
Dip Not; Lütfen burada yazanların tamamiyle can sıkıntısından kaynaklı bir beyin fırtınası sonucu ortaya çıkmış, hiç bir dayanağı olmayan teoriden ibaret olduğunu unutmayalım, bitirme tezlerinde yada projelerde ödevlerde buradaki bilgileri kullanmayalım. Kullanıyorsakta sonradan vay efendim ben nie kaldım bu dersten die, gelip buraya serzenişte bulunmayalım. Arkadaşımızın blog undaki mevsimler yazısında yaşanmıştır, bu vesile ile kendisine selam ederim...
1 yorum:
bence can sıkıntısı kaynaklı yemek yeme sonucunda oluşan bu ani teori çıkışı sonrasında diyorum ki atın ölümü arpadan olsun be aslanım :D
Yorum Gönder