Gecenin kanatları, yasa dışı bir örgüt üyesi olan Gece’nin(Beren Saat) intihar bombacısı (sanki intihar bombacılığı bir meslek gibi oldu) olup Istanbul’a gelmesinden sonra Yusuf adlı apartmanın kapıcısı ve aynı zamanda 400 metre koşcusunun aşklarını anlatıyor.
Yazının bundan sonraki kısımlarını filmi izlemek isteyenler bence okumasınlar.
Film, Gece’nin küçükken ailesinin polis baskını sırasında öldürülmesiyle başlıyor. Polisler büyük bir grup halinde ateşler açarak eve giriyor ve herkesi öldürüyor. Gece ise bir yere saklanmış, evdeki herkesi öldürdükten sonra polisler sanki bir direniş olmuş gibi ölen insanların çevresine silahları yerleştiriyor. Sahne burda bitti. Sonraki sahne Gece trende... Kafamızda bir sürü soru işareti; şimdi bu aile öldü bu çocuğa kim bakıcak?... polisler bu kızı buldularmı?... yoksa bir şekilde kendi imkanlarıyla mı kaçtı?...
Hani bunları geçtik kız bir şekilde büyüdü vs. tabi bu yaşadıklarını unutmadı ve intikam almak için ant içmiş geldi Istanbul’a. Kalacağı yere taksiyle gidiyor. Taksiden indikten sonra çantasını unutmuş, taksi basıp gidiyor. Sonra ekrandan fırtına hızıyla geçen biri (sanki flash gordon) taksiyi bir şekilde yakalıyor ve çantayı yine fırtına hızıyla geri getiriyor. Adı yusufmuş.. ilk bakışta aşk dedikleri bu olsa gerekmiş vs. vs.
Filmin senaryosu Mahsun Kırmızıgül ve Ahmet Küçükkayalı tarafında yapılmış. Ben filmin kimler tarafından yapıldığına dikkat etmeden gittim. Keşke dikkat etseymişim oturup izlemezdim bu filmi...
Filmin ancak bu kadarını anlatabiliyorum. Anlatması izlemesinden daha sıkıcıymış. Karşılaştırma yapmak gerekirse Alacakaranlık bu filmden daha kötü demek istiyorum. Kesinlikle Alacakaranlık sıkıcılık konusunda hiç bir filmle yarışamaz ama gecenin kanatları gerçekten en yaklaşandır muhtemelen.
Ve size muhteşem bir kliple filmin güzelliğini ön plana çıkarmak istiyorum. Iyi seyirler dilerim.
Yazının bundan sonraki kısımlarını filmi izlemek isteyenler bence okumasınlar.
Film, Gece’nin küçükken ailesinin polis baskını sırasında öldürülmesiyle başlıyor. Polisler büyük bir grup halinde ateşler açarak eve giriyor ve herkesi öldürüyor. Gece ise bir yere saklanmış, evdeki herkesi öldürdükten sonra polisler sanki bir direniş olmuş gibi ölen insanların çevresine silahları yerleştiriyor. Sahne burda bitti. Sonraki sahne Gece trende... Kafamızda bir sürü soru işareti; şimdi bu aile öldü bu çocuğa kim bakıcak?... polisler bu kızı buldularmı?... yoksa bir şekilde kendi imkanlarıyla mı kaçtı?...
Hani bunları geçtik kız bir şekilde büyüdü vs. tabi bu yaşadıklarını unutmadı ve intikam almak için ant içmiş geldi Istanbul’a. Kalacağı yere taksiyle gidiyor. Taksiden indikten sonra çantasını unutmuş, taksi basıp gidiyor. Sonra ekrandan fırtına hızıyla geçen biri (sanki flash gordon) taksiyi bir şekilde yakalıyor ve çantayı yine fırtına hızıyla geri getiriyor. Adı yusufmuş.. ilk bakışta aşk dedikleri bu olsa gerekmiş vs. vs.
Filmin senaryosu Mahsun Kırmızıgül ve Ahmet Küçükkayalı tarafında yapılmış. Ben filmin kimler tarafından yapıldığına dikkat etmeden gittim. Keşke dikkat etseymişim oturup izlemezdim bu filmi...
Filmin ancak bu kadarını anlatabiliyorum. Anlatması izlemesinden daha sıkıcıymış. Karşılaştırma yapmak gerekirse Alacakaranlık bu filmden daha kötü demek istiyorum. Kesinlikle Alacakaranlık sıkıcılık konusunda hiç bir filmle yarışamaz ama gecenin kanatları gerçekten en yaklaşandır muhtemelen.
Ve size muhteşem bir kliple filmin güzelliğini ön plana çıkarmak istiyorum. Iyi seyirler dilerim.
4 yorum:
eklediğin klibin filimle bir alakası olmaması dikkatimi ilk çeken şey oldu (;> sonra bu klibi hatırladım ve bu klibin herhangi birşeyle alakasının olmaması kısmı geldi aklıma hhehe film için bişi diemiyecem. klib içinse doğa güzel, kız güzel, ama biri bana açıklasın kameraman nie sürekli kamerayı sağa sola sallıyo?!? şarkı o kadar güzelki dansetmeden duramıyomu adam?!? şarkının nasıl bişi olduğunu hatırlayamadım sessiz izledim klibi ama bir eksikliğini çekmedim açıkçası (;>
klip ve filmin ortak noktaları
1- ikisinde de mahsun'nun eli değmiş olması.
2- klipte de filmde de bir olayı anlatıyor ve işleyiş aynı.
kamera oynatışları değil elbet o klibin hareketini sağlamak için yapılmış benim anladığım yada klibin doğal komik olmasında bir miktarda o etkili olmuş diyebilirim.
Şimdilerde muhtelif capon sineması izleyip Gece'nin kanatları filmini çeken Best yönetmen Mahsun, daha önceleri Return to the Blue Lagoon izleyip bir klip çekmeye karar vermiştir. Mahsun klibi çekmeye karar verdiğinde çekim ekibine fikrini aktarmıştır. Dialog şöyle gelişir.
- Olm aklıma bomba bir fikir geldi Hulusi.
- Nedir Mahsun abi
- Benim Sarı Sarı diye bi türkü varya
- Evet abi
- Onun klibinde ben çok çalışkan ve jetlag olmadan bir adaya uçabilecek bünyede bir iş adamını oynayayım. Canım bi anda sıkılsın ve işe gelirken öpmeyi unuttuğum Polonyalı sevgilim aklıma gelsin.
- Abi adayı nerden bulcaz. polonyalı sarışın nerden bulcaz.
- Dur Hulusi kafamı karıştırma. Sonra arayayım kadını bak ben on dakkaya gelecem uçak adaya inemediği için sen ordan bi kayıklı amca bul çevir okyanusun ortasında su altında buluşalım diyim. Sonrasında senaryoya gerek yok zaten. Bol dans kameramanda sallar sallar. Nası fikir ?
- Abi ık mık ada, uçak, hatun... prodüksiyon.. kreatif nane... para..
- Hadi koçum göreyim seni !
Twilight bunun yanında Star Wars serisi gibi kalıyor bence..
Beterin beteri var haline şükret dostum diyip evde oturmanızı tavsiye ederim :)
Yorum Gönder