1 Temmuz 2010 Perşembe

Bizim Orda Bir Tabir Vardır Yalan Olmak Diye !

Evet sevgili blog sakinleri. Hakikaten de sakin sakin durmuşsunuz. Aferim size. Şimdi gelelim benim nispetlerle başladığım tatilime;

Az zamanda çok ve büyük şeyler öğrendim. bunları madde madde sıralamaya çalışağım
1) birşeyin nispetini yapacaksan önce nispeti yapılacak şeyi yapmaya başla ondan sonra nispetini yap. Tatilin başlamadan tatilinin nispetini yapmaya başlarsan heleki bizimki gibi nazarı kuvvetli bir blog a mesaj atarsan o tatil hiç te beklediğin gibi geçmiyor.
2) yıllardır ara ara aklıma gelip mırıldandığım bir arabesk şarkının sözlerini yalnış söylediğimi öğrenip doğru sözlerin anlamsızlaştığını fark ettim ve şarkıya olan ilgimi kaybettim sanırım hehe eskiden de çok bi ilgim olduğu söylenemez şarkının tamamını bilmiyorum sanırım. yıllarca müge arkadaşımızın yanında "dedem haklıymış meğer..." diye ısrarla mırıldanmama rağmen beni düzeltmediği için yıllardır yalnış bildiğim şarkının doğrusu bir rivayete göre "nede haklıymış meğer.." olucakmış (;> Dedemde haklı bir adamdı rahmetli.
3) Bir otobüs yolculuğunun kötü geçeceği varsa kötü geçiyor, ne kadar hazırlıklı olduğunuzun bir önemi yok.

Şimdi gelelim benim tatile; Yola çıkmadan önce ipod uma video çevirip atmada bir sorun yaşadım. Eski çevirici programımı format attıktan sonra bilgisayarıma yüklemediğimi fart ettim.neyse başka program buldum o da işlemcilerimi süper ısıttığı için laptop dayanamayıp ikide bir kendini kapatıyordu.
Birşeylerin ters gideceğini o zaman anlamalıydım aslında.topu topu 40 ar dakikadan 3 dizi bölümü atabilmiştim ipod a. 9 buçuk saat kadar sürmesini beklediğim yol o 3 dizi bölümüyle geçmezdi. Bende gittim bir seyahat firmasınıın suit tabir edilen tekli koltuklarından buldum ve yeni otobüslerde moda olduğu üzere her koltuğa bir ekran kampanyasından da yararlanarak usb den ipod umu bağlar ve convert etmeden izlerim dizimi dedim. 2 sezon kopyaladım.
İşte şimdi 9 saatlik yolculuğa hazırdım. sonra gene birşeylerin ters gittiğini fark edip yanıma bir de kitap alayım nolur nolmaz dedim. en kalınından kitabımı da aldım. Ve yolculuk başladı. ilk yaşadığım hayal kırıklığı benim koltuğumdaki ekranın usb girişinin çalışmıyor olduğunu görünce oldu. Neyse dedim tv izlemeyen bir adam olarak dünya kupası maçına bakarım ve bütün kanallar gösterirken sadece trt1 göstermiyordu ve gene benim oturduğum koltuğun ekranında durum böyleydi.başka izleyenler vardı çünkü hemde baya net izliyorlardı. Eh dedim o zaman kitap okuyayım 1 saat kadar sonra benim keyifli keyifli kitap okuduğumu farketmiş olucak ki şöför bütün otobüsteki okuma ışıklarını kapattı. ve bende 3 dizi bölümüne kaldım. ardından daha önce izlemediğim bir film olduğunu farkettim ipod ta onu izledim. genede sıkıcı bir yolculuktu.

Yazı şimdiden uzamaya başlamış. Neyse kısa keselim aralıklı yağan sağnak yağmurlar, dünya kupası maçlarını doğru dürüst izleyememem, muhasebe programı araştırıp bu programın satıcılarıyla bir hafta boyunca pazarlık etmem sonucunda sabahları erken kalkmam, dinlenememem, Diyetime en rahat uyacağım yer olduğunu düşündüğüm ananemin yanında diyetimi gerçekleştirememem, ve daha bir çok hayal kırıklığı ile ki en büyüğü izmire hiç gidememem oldu sanırım. tüm bunlarla beraber isyan edip ankaraya geri döndüm.

Ankaradayım evimdeyim, şimdi kendime sıçak bir süt hazırlayıp sonrada bir duş alıcam. Merak etmeyin dersimi aldım bu sefer nispet olsun diye söylemiyorum, acınası halimi bilin diye söylüyorum (;>

Sonuç olarak bizim oralarda yalan olmak diye bir laf vardır. İşte benim bu senelik iznimede aynen o oldu. Benim izin yalan oldu anlayacağınız. Kalınız sağlıcakla.

Hiç yorum yok: