28 Nisan 2009 Salı

Savatage dinler misin??


Umarım bu grubu biliyor ve seviyorsundur çünkü 80'lerin bu efsane grubunun vokali ve klavyesi olan Jon Oliva, Circle to Circle grubuyla 'Jon Oliva's Pain' olarak Savatage -kendi- parçalarını çalmaya geliyor.

12 Haziran Cuma günü Dip Sahne'de gerçekleşecek olan bu konser için 500 adet bilet basılacakmış, yani biletler sınırlı sayıda olacak ve
1 Mayıs'ta satışa sunulacak, bu yüzden 1Mayıs'ta erkenden nerede olman gerektiğini aşağıdaki satırlarda okuyabilirsin. :)

Hmm tabi gidip gitmemek sana kalmış, eğer diyorsan ki yok abi bunlar ağırmış, kafam şişer, ben ihtiyarladım artık ;) ( karamsar geldi aklıma nedense hehe) ben rock konserini gidip kırmızı koltukta oturarak, elimle ayağımla tempo tutarak izlemek istiyorum dersen ona birşey diyemem. :)

Klip olarak da ne 'Gutter Ballet' ne 'Edge of Thorns' ne de 'Hall of the Mountain King' koyuyorum bu parçayı dinleyin bakalım.


Bilet satış yerleri:
DİB Sahne Sanatları - Hayri Plak - Shades Müzik - Dost Kitabevi - İmge Kitabevi - Black Art Mağazaları - Yolcu Bar - Always Bar - Nedjima Bar - Gölge Bar - Piedra Bar - Barkod Bar - Ona On cafe - Orta Dünya Cafe - Kingdom (Limon Bazaar) - Sakal - Random - Kıtır - Başkent Üniversitesi Rock Kulübü


27 Nisan 2009 Pazartesi

Eternal Sunshine Of The Spotless Mind - (2004)


Uzun süredir adını duyduğum fakat izlemeye fırsat bulamadığım bu filmi geçenlerde oturdum izledim. Öncelikle belirtmek isterim ki aranızda bu filmi beğenmeyenler çıkıcaktır eminim. Ama ben çok sevdim. Epeydir duygusal anlamda ağır, iyi kurgulanmış, iyi çekilmiş, oyunculuğu iyi bir film izlememiştim.
Jim Carrey, Kate Winslet, Kristen Dunst gibi isimleri bünyesinde toplayan filmde Jim Carrey nin oyunculuk yeteneğinin komiklik yapmaya çalışmaktan ibaret olmadığını görüyorsunuz.
İki kişinin kavga edip birbirlerini hayatlarından silmeye çalışmları konu edilirken aynı zamanda ikili ilişkilerin karmaşık doğasının dibine vuruluyor. Ayrılık arifesinde söylenen sözlerin durduk yere dinlendiğinde ne kadar tuhaf olabileceği gibi detay vurgulamaların yanı sıra, afişte de belirtildiği gibi, bir kişiyi zihninizden silebilirsiniz, ama kalbinizden çıkarmak ayrı bir hikayedir gibi belirlemelerde barındırıyor. İzlemeyen arkadaşların izlemelerini tavsiye ederim. en azından bir kez izlenmeli. İyi seyirler.

imbd linki;
http://www.imdb.com/title/tt0338013/

24 Nisan 2009 Cuma

The All Nighters - Drink The Night


Yeni keşfettiğim The All Nighters surf-rock tarzı müzik yapıyorlar. Surf-rock kısaca Amerikada yapılan surf tarzı ile rock müziği karıştırarak yapılan bir müzik. Surf tarzı müziğin olmazsa olmazları arasında hızlı ritmler, bas gitar ve surf tonunda bir gitar var. Bu albümü dinledikten sonra surf tonunu daha iyi kavrayacaksınız, çünkü bütün şarkılarda gitar tonu aynı :D Albümde klasik tarzda şarkıların yanı sıra, distort kullanılmış deneysel şarkılarda yer alıyor, bunlardan biri Satanic Surf Psycho. Özellikle Satanic Surf Psycho, Gypsy Skank ve Moonshine At Sunrise ı tavsiye edebilirim.

1 Gypsy Skank
2 Moonshine At Sunrise
3 Drink The Night
4 Satanic Surf Psycho
5 Tropical Siesta
6 Showdown
7 Chingada
8 It Wasn't That Bad
9 Jackie The Rat
10 Opium Den
11 Folsom
12 Cold Water
13 Ecstasy
14 Pretty 50's

Drink The Night

21 Nisan 2009 Salı

Back To The Future

Back To The Future tüm seriler içinde 10 üstünden 10 verilcek nadir filmler arasında. Yönetmenliğini ve yazarlığını Robert Zemeckis’in yaptığı, prodüksüyonunu Steven Spilberg tarafından yapılmıştır. Filmin başrol oyuncusu Michael J. Fox iş yoğunluğu nedeniyle teklifi geri çevirince, Marty McFly’ı Eric Stoltz oynayacakmış ancak, hatta çekimlerine başlamışlar ama Eric Stoltz rol için uygun olmadığına karar vermişler ve Fox’a tekrar teklif götürülmüş ve oda kabul etmiş. Doc Brown’nı ise aslında John Lithgow oynayacakmış ancak olmayınca Chirstopher Lloyd kapmış rolü. Ve karşımıza geleceğe dönüş serisi çıkmış.
Gerek filmin kurgusu olsun gerek filmin müzikleri olsun süper bir filmdir. İzlemeyenin kaldığını sanmıyorum aranızda bu filmin hastası olan insanlar olduğunu da biliyorum. Resimde ki Stoltz ile yapılan çekimlerden bir fotoğraf bu arada.
Quotes:
George McFly: Last night, Darth Vader came down from planet Vulcan and told me that if I didn't take Lorraine out that he'd melt my brain.
Marty McFly: Wait a minute, Doc. Ah... Are you telling me that you built a time machine... out of a DeLorean?
Dr. Emmett Brown: The way I see it, if you're gonna build a time machine into a car, why not do it with some style?
Dr. Emmett Brown: Then tell me, "Future Boy", who's President in the United States in 1985?
Marty McFly: Ronald Reagan.
Dr. Emmett Brown: Ronald Reagan? The actor?
[chuckles in disbelief]
Dr. Emmett Brown: Then who's VICE-President? Jerry Lewis?
[rushing out and down a hill toward his laboratory]
Dr. Emmett Brown: I suppose Jane Wyman is the First Lady!
Marty McFly: [following Doc] Whoa! Wait! Doc!
Dr. Emmett Brown: And Jack Benny is Secretary of the Treasury.
Marty McFly: [outside the lab door] Doc, you gotta listen to me.
Dr. Emmett Brown: [opens the door to the lab] I've had enough practical jokes for one evening. Good night, Future Boy!
[closes the door leaving Marty outside]
Marty McFly: No, wait! Doc. Doc. The-the-the bruise - the bruise on your head. I know how that happened! You told me the whole story. You were standing on your toilet, and you were hanging a clock, and you fell, and you hit your head on the sink. And that's when you came up with the idea for the Flux Capacitor...
[somberly]
Marty McFly: Which... is what makes time travel possible

17 Nisan 2009 Cuma

Gentle Giant - Free Hand


Bu grup 70-80li yıllar arasında aktifmiş, progressive rock yapmışlar. Sanırım bu 2 cümlenin ilginizi çektiğini hisseder gibiyim. Bu albüm kapağı ve aşağıda izleyeceğiniz klip 1975 yılına ait. Benden bu kadar, daha detaylı bir bilgi istiyorsanız buyrun araştırın.

Yıllardır nedenini bilmediğim bir inatla dinlemediğim bu grubu sonunda indirip dinledim. Parça değişik geldi, hoşuma da gitti ama ara ara çalınan org beni feci gerdi. Bakalım siz nasıl bulacaksınız. Parça biraz uzun, bayabilir dikkat, nette işinizi görürken bir yandan da müziğini dinleyebilirsiniz :)

10 Nisan 2009 Cuma

Rakı Nasıl İçilir?


Evet arkadaşlar uzun süredir muhabbetini yaptığımız rakı sofrası adabını anlatan bi mail ulaştı elime ve sizlerle paylaşmak istedim. sölenenler doğru çünkü ;





ADAM GİBİ RAKI İÇMESİNİ BİLENLER DERNEĞİ

Rakıyı güneş battıktan
sonra, yavaş yavaş ve muhabbet eşliğinde
içmeli...

Rakıdan küçük küçük yudumlar alınır...
Bülent Ersoy öyle içiyor diye bir dikişte bir duble rakıyı içmek
makbul değildir...

Buz gibi şişeden bardağa çevire
çevire dökülür ve o nefis kokunun daha fazla yayılması
sağlanır...

Bardağa konulan rakının yarısı kadar su
konması makbuldür...

İlk yudumu aldıktan sonra ağızda
bekletip, dişlerin arasından derin bir nefes alınırki akciğerler
de nasibini alsın...

Masada yaşça en büyük kişi rakı
kadehini tokuşturmak için kaldırmadan rakı kadehleri masadan
kalkmaz...

Rakı sofrasında planlı, programlı ciddi
işler konuşulmaz. Geyik muhabbeti yapılır, memleket kurtarılır,
anılar tazelenir, dedikodu yapılır...

Sigara
küllüğüne zeytin çekirdeği, sıkılmış limon kabuğu
konmaz...
İçilen kahve fincanında, tabağında sigara
söndürülmez...

Rakı kadehine önce rakı, sonra su,
daha sonra da (konmasa daha iyi olur ama) buz konur...
Bu
sırayı bozarsanız, anason kadehin üzerine çıkar, rakının hem tadı
hem keyfi kaçar... Rakıdan anlayanların,Antalya meyhanelerinde
garsonluğa soyunanlara bunu anlatması gerekir...


İcmeye başlamadan önce aperatif birşeyler
yenmelidir. Favori zeytinyağlılardır. Zeytinyağı, mide dolmaya
başladıkça üste çıkarak,alkolün genzinize doğru gelmesini
engeller...

Rakıya buz koymak yanlıştır. Buz rakının
içindeki suyla alkolü aynı oranda etkilemediği için daha seyrek
olan alkol üste çıkar. İdeal karışım bozulmuş olur. En uygunu
rakıya soğuk su koymaktır...

Rakı sofrasında kadeh
yalnızca bir defa tokuşturulur. Hadi bakalım hoşgeldiniz vs. falan
diye...
Bundan sonra kadeh tokuşturulmaz sadece kaldırılır...

Masaya yeni birisi eklendiğinde ise tekrar kadeh
tokuşturulabilir...

Rakı şalgam suyuyla içilmez!...
(taslağa dahil değil)

Mezesiz rakı içilmez. Ben
akşamcıyım, öyle bir kadehlik keyfim var diyorsanız gidin bira
filan için...

Şişe numarasının önemi yoktur. Zira
ilk damıtılan rakı, 01 numaraya denk gelmez...

Rakı
masasına avuç içiyle ya da yumrukla
vurulmaz...

Bağıra çağıra, Böğüre öğüre konuşulmaz...
Sakin olmak, efendi takılmak gerek...



Önce
kendine gel, sonra meyhaneye

Kalender ol da gir
kalenderhaneye

Bu yol kendini
yenmişlerin yoludur

Çiğsen başka bir
yere git eğlenmeye



Rakı bardağı boş beklemez... Evet masadan kalkarken
bile dibinde biraz bırakılır...

Usul, adap
bilen en genç kişinin saki olması adettendir, büyüklere (ki
büyüklük kavramı orada anlam bulur) sakilik yaptırılmaz... Ev
sahibi olsa bile...

Şişede kalan son rakı damlasına
kadar eşit paylaştırılır, daha da içmek isteniyorsa bu paylaştırma
ritüeline girilmeden yenisi sipariş edilir...

Rakı
sizi ne zaman sarhoş edeceğini zamanında söyleyen bir içkidir,bunu
farkettiğiniz zaman yanınızdakilere söylemeli, ya da izin isteyip
kalkıp gitmelisiniz, ama eğer sizin kalkmanız masayı dağıtacaksa
ölseniz bile orayı terketmeyin... Çünkü rakı masasından tuvalete
gitmek için bile zar zor kalkılır, hoş karşılanmaz...


Rakı masasında bira, şarap gibi başka alkollü
içecekler (masada sosyetik hanımefendiler olsa dahi)
olmaz...

Her nevi ızgara balık (çupra, levrek,
istrongilos) uğurlu yemeği,hususi nihavend ve rast makamından
sanat musikisi eserleri uğurlu nağmesi, akordeon, keman ve ud da
uğurlu çalgısı olan rakının, uğurlu cl'si
70'dir...

Rakı yanlız başına içilen bir içki değil,
meze ile birlikte yavaş (sindire sindire) içilen bir içkidir...

Mide ve beyne belirli bir etki yaptıktan sonra insan
keyiflenir ve güzel sohbetlere yönelir...
Yani hem anlatır hem
dinler... Böylece rakı sofrası en az iki kişinin katıldığı toplu
bir eylem, karşılıklı konuşmalara dayandığı için demokratik bir
forum, evrensel ve kişisel sorunların ortaya getirildiği, fikir
alıp verilen, insanın kendisi ile yüksek sesle düşünerek
hesaplaştığı bir tür psikolojik grup terapisi
olmaktadır...


Unutulmamalıdır ki rakı
sofrası saygın bir cemiyettir... Buraya katılan hem bu meclise
kabul edildiği için saygı gören bir kişiliğe sahip demektir hem de
diğerlerine karşı saygılı olmak zorundadır...




Herhangi bir marka rakı
içilirken başka bir markayı övmemek önemlidir,aksi yapıldığında, o
an yudumlanan nimete hakarette
bulunulmaktadır,yanlıştır...

En büyük mezesi
muhabbettir... Muhabbet konusu "bi kız vardı, 5 yıl sevdim, yüzüme
bile bakmadı" gibi duygusal ağırlıklı olabileceği gibi,"bu güneş
niye hep doğudan doğuyo batıdan batıyo?" gibi yarı-felsefi konular
da olabilir...

Tam yağlı koyun peynirinin üzerine
kırmızı toz biberle renklendirilmiş sarımsaklı zeytinyaği
süslemesi... Turşu gibi ekşi mezelerde yine rakının kendine has
tatlı nefasetini dengeler, damarlarınızı büzer anasonla dost olur,
buna misal olarak dağ lahanası turşusu verilebilir...


ADAM GİBİ RAKI İÇMESİNİ BİLENLER DERNEĞİ' ne teşekkürler (;> hepinize afiyet olsun .

9 Nisan 2009 Perşembe

Gidilesi Konserler

Bu ne bolluktur böyle (- ee odtü sanat festivali,- hmm doğru.) aman nazar değmesin. 3 gün üst üste 3 konser. Tabi konserlerin dahası da var. Detaylar linklerde, gelmek isteyen haber versin, beraberce gidelim.

Emrehan Halıcı - Ankara Müzisyenleri

7 Pink Floydlar ve 2 Prenses
-bu konser sanat festivaline dahil değil. -
edit: http://www.biletix.com/event.htm?id=KMP05 (biletix'te bulamadım) 24 nisan '09, saat 22:00 olarak görünüyor. dib sahne'de.

Ayça Dönmez Caz Konseri
Görüşmek dileğiyle.