31 Temmuz 2008 Perşembe

Rock müziği Tarihi-3 ( 1968-1973 )

Yazımıza son hızla devam ediyorken bir de bakmışız sene 1968 olmuş. Evet o meşhuuuur 1968. Tüm dünyada ve ülkemizde olaylı ve hareketli geçen o yıl, müzik tarihinde de bir çok önemli olaya zaman şahitliği yaptı. Devam ediyoruz...

1968 - Soul müziği tarihinin en iyi yılını yaşayıp listelere tam 20 adet 1 numara dahil etmiştir. Bu olayı insan hakları savunucusu Martin Luther King Jr. 'ın öldürülmesi takip etmiştir ve 68 hızlı başlamıştır.

1968 - Psychedelic Soul ilk defa kullanılmış ve Sly and the Family Stone piyasaya çıkmıştır. Aynı zamanda Beatles boş durmayıp o tarihe kadar yayınladıkları en iyi single olan Hey Jude'u piyasaya sürmüşlerdir.

1968 - Harder Blues Rock türü dünyaya oturmuşken ingiltereden bu konuda çok kuvvetli isimler türemeye başlamıştır. Bunlardan bazıları Peter Green's Fleetwood Mac, John Mayall and The Bluesbreakers ve 68 yılının en önemli blues rock grubu Cream. Grup 1968de son konserini Royal Albert Hall'da vererek ayrılmıştır. Cream, ingiliz blues rock tarihinin en çok konuşulan gruplarından biri olarak tarihe geçen üç müzisyendir. Bunlar Jack Bruce (bas ve vokal), Ginger Baker (davul) ve Eric Clapton (gitar). Cream, 2005 senesinde aynı üçlü ile Royal Albert Hall'da iki gecelik bir yeniden birleşme konseri vermiştir.

1968 - Heavy Metal adı ilk kez Steppenwolf grubunun efsanevi Born To Be Wild şarkısı için kullanılmıştır.

1968 - Bu senenin önemli albümleri arasında ; Pink Floyd - Pİper At The Gates Of Dawn, Beatles - White Album, Led Zeppelin 1, King Crimson - In The Court of... yer almıştır. Tabi bunun yanında efsanevi woodstock festivali de bu sene yapılmaya başlanmıştır.

1968 - John Lennon ve Yoko Ono'nun öncülük ettiği PEACE hareketi çiçek çocukları, barışçıl tayfayı, wolkswagen minübüsleri boyamayı, kadınların pek fazla seçmeden herkesle yatmasını ve daha bir çok şeyi popüler etmiştir. Not : Elvis'in o tarihlerde doğmuş tanımadığımız çocukları olduğu iddia edilmektedir :)

1969 - 29 ocak tarihinde Beatles Apple binası çatısında ( Apple Record Company ) son halka açık konserlerini vermişlerdir. Daha doğrusu son kez bir arada bişeyler çalmışlardır.

1969 - Hard rock kesinlikle çok popüler hale gelmiş olup blues rock'ı geride bırakmıştır. Black Sabbath, Led Zeppelin, The Doors ve benzeri gruplar bu akıma öncülük etmişlerdir. ve bir önceki yazımda yazdığım gibi yanlış bir cümle olmayacak olan "Tony Iommi and Black Sabbath invent the heavy metal " zikredilir.

1969 - The Who en popüler rock-operalardan biri olan Tommy'i çıkarmışlardır.

1969 - Diana Ross solo kariyeri için Supremes grubundan ayrılmıştır. Ki Supreme tarihin en iyi siyahi bayan grubudur.

1969 - Frequency Modulation, bildiğimiz tabirle FM radyo AM yerini almaya başladı

1969 - Doors solisti Jim Morrison bir konser sonrası tutuklandı. Yanlış hatırlamıyorsam bu olayın nedeni konserde pantolonu indirip seyircilerin önünde mastürbasyon yapmasıydı.

1970 - Robert Moog ki kendisi Moog synthesizer'ın mucididir, "Mini-Moog" adını verdiği rock tarihini derinden etkileyen cihazını piyasaya sundu

1970 - Simon & Garfunkel ayrıldı.

1970 - Black Sabbath grubu, Black Sabbath şarkısının yer aldığı Black Sabbath albümünü yayımlayarak müzik kariyerine başladı.

1970 - 9 Nisan tarihinde Paul McCartney Beatles'ın resmen ayrıldığını açıkladı ve ardından 8 mayısta Let It Be yayımlandı

1970 - Fleetwood Mac'i kuran adam saygıdeğer blues adamı Peter Green grubundan ayrılarak sapıttı ve dini oluşumlar içine girdi.

1970 - Jimi Hendrix Londradaki Nothing Hill area'da "inhalation of vomit caused by barbituate (Seconol) intoxication" açıklamasıyla ölür. Ne demek olduğunu bilmiyorum ama bu olayla ilgili anlatılan binlerce senaryodan biri kafasına bağladığı bandanaların arasına extacy benzeri bir sentetik hap koyması ve ter ile kafa derisine oradanda beynine nüfuz etmesi imiş ?!

1970 - 3 ekimde Janis Joplin eroin overdose sonucu Landmark motor hotelde öldü. Külleri California sahillerine döküldü.

1971 - Carole King en çok satan albümü Tapestry ile 4 grammy kazandı. Anlayabilmiş değilim her yerde plağına rastladığım bu albümün mahiyetini. Bence çok ta güzel bir albüm değil.

1971 - Don Mclean kendini dünyaca ünlü yapan Amercan Pie şarkısını kaydetti. Parça geçtiğimiz senelerde Madonna tarafından tekrar yorumlanarak üne kavuşmuştu.

1971 - Meşhuuuur Ed Sullivan show son kez 6 haziran gecesi Gladys Knight and the Pips'i konuk ederek yayımlandı.

1971 - Jim Morrison, Paristeki evinin küvetinde kalp krizi sonucu ölü bulundu. Otopsi yapılmayan 27 yaşındaki sanatçı paristeki bir mezarlığa defnedildi.

1971 - 10 Ağustos : John Lennon saç sakal ve Yoko'suyla Imagine albümünü kaydetti

1971 - 29 Ekim : Blues rock popülarizmin öncü ismi ve ismine münhasır gibson duayeni Duane Allman motosiklet kazası sonucu vefat etti ve The Allman Brothers band ilk kez öksüz kaldı. İkinci kez ise Ahmet Ertegün öldüğünde öksüz kaldılar.

1971 - Aralık 4 : Belkide yazıda en değişik notlardan biri. İsviçredeki Montreux Casino'da yapılan Montreux Jazz Festivali sırasında yangın çıkar. Yangın çıktığı sırada sahnede Frank Zappa & Mothers of Invention vardır. Yangını seyirciler arasından atılan bir işaret fişeği gibi birşeyin başlattığı söylenir. Seyirciler arasında iki yıl sonra Machine Head albümünü kaydedecek olan Deep Purple grubu elemanları da vardır.. Yangın sonrası Cenevre gölünden yansıyan dumandan ilham alan grup söz konusu albümüne bunu yansıtır ve Smoke On The Water doğar.

1972 - Amerikan kayıt endüstrisinde dünyanın en çok satan grubu olan Eagles ilk albümlerinin kayıtlarına başlar.

1973 - Ocak 14 : Kral "Aloha from Hawaii" konserini verir. Konser uydu aracılığı ile 1 milyar izleyene ulaşır.

1973 - Bilboard 200 listesinde tam 741 hafta kalan albüm olan Dark Side Of The Moon, Pink Floyd tarafından kaydedilir.

1973 - Everly Brothers gitarist Phil'in sahneye gitarını vurup kırmasıyla ayrılır. Bi dahada birleşmez. Bye Bye happiness, bye bye loneliness :)

1973 - Stevie Wonder güney Carolina'da bir araba kazası sonucu 4 gün komada kalır. Hayır körlüğü bu olay yüzünden değil arkadaşım !

1973 - Amerikan hükümeti, araba üreticilerinin hem FM hem AM bandı destekleyen radyo üretmesini zorunlu hale getirir.

1973 - AC/DC ilk konserini Sydney'de verir.

1973 - Birkaç yıl önce Soft Machine grubu basçısı Kevin Ayers'tan aldığı bir kayıt cihazıyla dub kayıtlar yaparak denemeler kaydeden bir çocuk 18 yaşına geldiğinde tüm estrümanlarını kendi çaldığı bir konsept albüm kaydeder. Ana temayı çok beğenilir ve Exorcist filmi için kullanılır. O sene efsanevi Tubular Bells Mike Oldfield tarafından yayımlanır ve dünya en önemli new age oluşumu ile tanışır. Mike, Oxfordshire'da The Manor adı verilen şatoya taşınır ve burada diğer albümleri Hergest Ridge, Ommadawn ve Incantations'ı kaydeder. Daha sonra şatoyu satın alır.

1973 - Dünyanın belkide en iyi erkek rock solisti olan adam grubuna hayat verdi ve kendi adlarını taşıyan ilk albümlerini kaydettiler. Ve yeni bir çağ başladı : Queen !

ve işte şu beş senede nelerin değiştiğini kendi gözlerimizle okuduk, ölenler ve doğanlar rock tarihini derinden etkiledi. Dünya yetmişli yıllarda tarzını değiştirdi ve heavy metal, hard rock doğdu. 1973'den sonrası dahada karışacak ve punk rock, alternatif rock, new wave gibi oluşmlara sahne olacak. Blues rockçılar yerini rapçilere hard rockçılar trash metalcilere bırakacak. İzleyelim görelim.

Otostop Çekme Sanatı

Otostop çekmek bir sanattır arkadaşlar ister inanın ister inanmayın. Öyle her önüne gelen otostop çekemez. Çekmek isteyenlerde beceremezler, yollarda yaşlanırlar maazallah. Bu konuda baya bir tecrübe sahibi biri olarak yıllardır edindiğim tecrübelerimi sizlerle paylaşmak istedim.

Otostop nasıl çekilir?

Basit anlamda yol kenarında durulur. Yol tarafındaki kolunuz hafifçe kaldırılır, el hafif sıkı bir yumruk pozisyonuna getirilir, başparmak yukarısıyla gideceğiniz yon arası bir yeri gösterecek biçimde bu hafif yumruk şeklinden bağımsız kaldırılır. kol hafif hafif gideceğiniz yöne doğru sallanır.

Hemen hemen hepiniz bu işlemi bilirsiniz. Ya bir filmde görmüşsünüzdür, yada daha önce otostop çeken birini görmüşsünüzdür. Ancak iş bunun la bitmez. Ben bunları biliyorum o zaman dünyayı dolaşırım otostopla diyorsanız, sakın diyorum yazık olur 100 metre anca ya gidersiniz ya gidemezsiniz. Öncelikle otostop çekilecek yer çok önemlidir. Otobanda otostop çekilmez. Çekmeye çalışanlar orda ömürlerini tamamlamışlardır (;> otostop çektiğiniz güzergahta otoban varsa ya otobana girmeden yada otobandan çıktıktan sonraki bir yere konuşlanmanız faydalı olacaktır.

Şehir içi yollarda da mümkünse otostop çekerken sizi almak için duracak araçların trafiği engellemeden rahatlıkla durabilecekleri bir yer seçilmelidir. Şayet ki bu göz önüne alınmazsa sizi almak yerine araç sürücüleri içlerinden, yaw alırdım seni aslında ama burada da durulmaz ki neyse deyip sizin için en fazla üzülürler.

Üst baş ta çok önemlidir. Takım elbiseyle otostop çekiyorsanız, sabah işe gidiş saati dilse sizi kimse almaz. Sabah bile belki biri acır. Daha eski püskü şeyler giymeye özen göstermek gerekmektedir. Ancak bu eski püskü şeyler kesinlikle tertemiz olmalıdırlar, ve eskilikleri çok abartılmamalıdır. Yırtık pırtık kıyafetlerle sokak şarapçısı gibi otostop çekerseniz, kıyafetleriniz ne kadar temiz olmasa da öyle görünmediği için, sizi kimse almaz. Kış aylarında ayakkabılarınız çamurluysa gene sizi kimse arabasına almaz. Bunlar pek dikkat edilmeyen kritik konulardır.

Otostop çekilirken bulunulan muhit te çok önemlidir. Örneğin Manisa İzmir karayolunda otostop çekilir, hemde rahatlıkla. Yada ankarada ümitköy, Eskişehir yolu güzergahı için otostop çekilir hemde rahatlıkla. Ancak muğlada otostop çekerseniz baya bi beklersiniz. Hatta arabanın camlarını açıp size küfür bile ederler. Bodrum gidi yazlık mekanlarda otostop çekebilirsiniz, sadece araba plakalarını göz önünde bulundurmanız gereke bilir.

Son olarak daha önce otostopla kat ettiğim yolları sıralamak istiyorum;

,Balıkesir gönen - Çanakkale – Ayvalık (5 ayrı araç).

Ayvalık - İzmir, (12 ayrı araç (;> )

Ankara içi

Ümitköy – Kızılay,

Ümitköy – MTA,

Bilkent kavşağı – Cyberpark, (biraz sıkıntılı bir güzergah)

Ayvalık içi,

Sarımsaklı – Ayvalık merkez,

Ayvalık merkez – Sarımsaklı.

Bunlar ilk etapta aklıma gelenler, bunların dışında otostop çekmekle alakalı merak ettikleriniz varsa, sorabilirsiniz. Ve en önemli bitiriş notu olarak;

Otostop çekerken duran her araca binmek zorunda değilsiniz. Duran adamı gözünüz tutmadıysa binmeye bilirsiniz hatta mümkünse binmeyin öyle adamların arabalarına yazık olur (;>. . .

28 Temmuz 2008 Pazartesi

Famous Cover Tunes


Fücur arkadaşınız arşivindeki güzel cover şarkıları topladı ve size sevebileceğiniz bir derleme hazırladı. Parçaları toplarken özellikle profesyonel ve ünlü sanatçıların yine ünlü şarkıları seslendirmiş olmasına dikkat ettim. Sanırım bir ikinci koleksiyon da ilerleyen günlerde toplayacağım. MP3 çalarlar için güzel bir liste oldu galiba :) Birçok ünlü sanatçının yeniden ses verdiği bu meşhur şarkıların alışılmış kayıtlarından farklı bu versiyonlarını bakalım beğenecek misiniz ?

Not : Herhangi bir aranje yoktur istenilen sırada soğuk ve gürültülü servis edilebilir.

http://rapidshare.com/files/132921415/FamousCoverTunes.zip

22 Temmuz 2008 Salı

Johnny Cash - The American Recordings

Daha önce de sitemizde bir bölümünü yayımladığımız efsane country sanatçısı duygu adamı, az akorlu şarkıların mucidi, gitarına para takıp ritm tutan adam, hayatını bir kadını sevmeye adamış bir müzik adamı, siyahlar içinde cenazeye gidermişçesine karanlık ruhlu şarkılar söyleyen adam ve daha binlerce duygusal sıfat tamlamasına muktedir insan Johnny Cash'in The American Recordings serisinin tümünü yani 5 albümünü yolluyorum. Hırvat müzik blogu zinhof'un bizlerle paylaştığı bağlantıları albüm albüm aşağıda veriyorum öncelikle. Sonra da albümler ile ilgili yorumlara geçiyorum.

http://rapidshare.com/files/130811646/JOHNNYCASHAmericanRecordings1.rar
http://rapidshare.com/files/130814103/JOHNNYCASHAmericanRecordings2.rar
http://rapidshare.com/files/130816695/JOHNNYCASHAmericanRecordings3.rar
http://rapidshare.com/files/130819702/JOHNNYCASHAmericanRecordings4.part1.rar
http://rapidshare.com/files/130819826/JOHNNYCASHAmericanRecordings4.part2.rar
http://rapidshare.com/files/130822596/JOHNNYCASHAmericanRecordings5.rar

Şifre : zinhof


The American Recordings I (1994)

01. Delia's Gone
02. Let The Train Blow The Whistle
03. The Beast In Me
04. Drive On
05. Why Me Lord
06. Thirteen
07. Oh, Bury Me Not (Introduction: A Cowboy's Prayer)
08. Bird On A Wire
09. Tennessee Stud
10. Down There By The Train
11. Redemption
12. Like A Soldier
13. The Man Who Couldn't Cry

Serinin ilk albümü çok ta hareketli şarkıların olmadığı bilinmedik tınılar içeriyor bizim için. Amerikan country tarzını Cash'in sesinden hayata kazandıran albümün en ünlü şarkısı Delia's Gone.

The American Recordings II-The Unchained (1996)

01. Rowboat
02. Sea Of Heartbreak
03. Rusty Cage
04. The One Rose
05. Country Boy
06. Memories Are Made Of This
07. Spiritual
08. Kneeling Drunkard's Plea
09. Southern Accents
10. Mean Eyed Cat
11. Meet Me In Heaven
12. I Never Picked Cotton
13. Unchained
14. I've Been Everywhere

Country Boy, I've been everywhere ve rusty cage gibi şarkılarla dikkat çeken albüm cash için önem taşıyan unchained gibi şarkıları da barındırıyor.

The American Recordings III - Solitary Man (2000)

01. I Won't Back Down
02. Solitary Man
03. That Lucky Old Sun (Just Rolls Around Heaven All Day)
04. One
05. Nobody
06. I See A Darkness
07. The Mercy Seat
08. Would You Lay With Me (In A Field Of Stone)
09. Field Of Diamonds
10. Before My Time
11. Country Trash
12. Mary Of The Wild Moor
13. I'm Leavin' Now
14. Wayfaring Stranger

Belkide serinin en ünlü ve muhteşem albümü. Cash müziği ve tarzı dışındaki sanatçıların şarkılarını Cash ağzından dinleme fırsatı ilk kez. Kariyeri boyunca çok az cover yapmış bir adamın çocukları hatta torunları yaşındaki sanatçıların şarkılarını söyleyerek onları onurlandırması. Nick Cave'in The Mercy Seat, Neil Diamond'ın Solitary Man ve U2'nun One'ı bizleri Cash in yetmişli yaşlarına geldiğinde dahi ne kadar duygusal olabileceğini gösteriyor adeta.


American Recordings 4 - The Man Comes Around (2002)

01. The Man Comes Around
02. Hurt
03. Give My Love To Rose
04. Bridge Over Troubled Water
05. I Hung My Head
06. First Time Ever I Saw Your Face
07. Personal Jesus
08. In My Life
09. Sam Hall
10. Danny Boy
11. Desperado
12. I'm So Lonesome I Could Cry
13. Tear Stained Letter
14. Streets of Laredo
15. We'll Meet Again

Ve önceki albümün vuruculuğu bu albümde de devam ediyor. Özellikle Cash ölmeden önce piyasaya sunulan son albüm olması değerini bir kat daha arttırıyor. Bunun yanında Nine Inch Nails grubunun kötü punk şarkısı Hurt'ü Johnny Cash June Carter için tekrar yorumluyor ve bir de klip çekiyor. Hepimiz ağlıyoruz tabiki. Hurt June Carter öldükten sonra Cash tarafından yorumlanıyor ve üç ay sonra Johnny Cash hayata gözlerini yumuyor. Bunun yanında albüm için önemli şarkılar arasında Depeche Mode'un Personal Jesus'ı ve Beatles'ın In My Life'ı da var. Dave Gahan Martin Gore'a gidip "senin şarkıyı Elvis'in söylemesi gibi bişey bu" demesi zaten durumun ciddiyetini arttırıyor :)

American Recordings 5 - A Hundred Highways (2006)

01. Help Me
02. God's Gonna Cut You Down
03. Like The 309
04. If You Could Read My Mind
05. Further On Up the Road
06. The Evening Train
07. I Came To Believe
08. Love's Been Good To Me
09. A Legend In My Time
10. Rose Of My Heart
11. Four Strong Winds
12. I'm Free From The Chain Gang Now

Serinin son albümü. Cash'in ömrünün bu albümün çıkışını bile görmeye yetmemesi, hatta yazdığı son şarkı Like The 309 gibi şarkıları barındırması oldukça manevi bir anlam katıyor albüme. Hurt kadar sevdiğim bir diğer şarkı If you could read my mind bu albümde yer alıyor. Bunun dışında diğer şarkılar ile birlikte Personal Files isimli bir albümü de yayımlanmıştı 2006da. O da çok başarılı bir çift plaklık albümdür.

50lerin hırslı adamı 60ların aşık adamı 70lerin siyah giyen ve asi adamı 80lerin standartları değiştiren ekolü ve 90lar ve 2000lerin asık suratlı yaşlı country insanının bu öyküleri barındıran seri albümleri dinlenmeye değer gerçekten.

21 Temmuz 2008 Pazartesi

National Tresure - Book of Secret (2007)

İlk film çok tuttuğu için çekilen filmlerden. 1. filmdeki kadroyu aynen aktarmışlar. Herhangi bir değişiklik yok ancak ilk filmdeki kadar haraketli değil en azından o havayı vermekte zorlanmışlar. Filmde böyle bir Harry Potter havası var. Koşuşturmalar, aceleci tavırlar falan bana o havayı anımsattı. Bu filmde ek olarak Ed Harris, Harvey Keitel gibi ünlü isimler katımış. Eğlenceli zaman geçirmek isteyenler için güzel bir film olabilir.
Filmde Ben Gates(Nicholas Cage) bir hazine avcısını canlandırıyor. Zaman içinde saklanmış olan hazinelerin haritalarını ele geçirip onları gün yüzüne çıkaran biridir. Bu işten oldukça para kazanmıştır. Abigail Chase(Diane Kruger) ise Ben’in sevgilisi rolünde. Ama kavgalı oldukları için bir birlerine ters davranmakta böylece filme tartışmalı bir hava katmayı düşünmüşlerdir. Bulmacalar vs. çok başarılı olmasada eğlenceli bir film olduğunu yenilemek istiyorum.

www.gilmourish.com


Yakın bir tarihte bulduğum bu site Pink Floyd, David Gilmour veya gitar çalmakla ilgilenen herkesin bakması gereken bir site. Adından da anlaşılacağı gibi site Gilmour 'ın üzerine kurulmuş çok değerli bir kaynak. Site'de;

- David's Gear başlığı altında, bugüne kadar yayınlanan tüm albümler ve düzenlenen turnelerde kullanılan ekipmanlar yer almakta ve bunlar albüm/turne bazında ve ekimpman çeşitlerine göre ayrılmış olarak sunulmaktadır (Efektler, Gitarlar, Amfiler).
Bu bölümde yer alan Settings kısmını görünce sevinçten ağlıycaktım :D Bütün efektlerin ayarlarına, hatta parçalarda hangi bölümlerin hangi Pickup larla çalındığına kadar gösteren bir bölüm.
Yine bu bölümden kullanılan ekipmanların eğer varsa tabii hikayelerine de ulaşabiliyoruz. Örn. Gilmour'un #0001 Stratocaster'ının ve meşhur siyah Stratocaster'ının hikayeleri.

-Features başlığı altında, ekipman alacaklara tavsiyeler, bazı efektlerin kullanımı gibi faydalı bilgiler var.

-BackingTracks kısmı gercekten faydalı bir bölüm, indirip üzerine çalabileceğiniz Floyd ve Gilmour parçaları var (özellikle pro seviyesindekliler çok kaliteli).

ve bunlar dışında birçok makale ( ki geçenlerde comfortably numb'ın solosunu incelemişlerdi, nasıl yaparız da çalarız gibi), site ziyaretçilerinin gönderdikleri gear albümleri vb bulmak mümkün.

Kalın sağlıcakla..

http://www.gilmourish.com/

19 Temmuz 2008 Cumartesi

Gitar tarihinde unutulmaz anlar


Durağan blogumuza yine müzik ile ilgili yazılarla devam edelim, biraz canlandıralım istedim. Yaz ayları nedeni ile gerek tatile giden gerekse işleri yoğunluğu ile yazılarını yazamayan arkadaşlarımıza belki okurlar diye ilginç bulduğum bir yazıdan kupleler bükleler bürkümler aktaracağımdır.

Müzik tarihinin şüphesiz en popüler ikinci aleti gitardır ( birincisi piano, uğraşmayın dünya çapında anketi var ). Guitar and bass magazine diye bir popüler dergi gitar tarihinde en unutulmaz anları 100 Greatest Moments in Guitar History adlı yazı dizisinde toplamış. Kasım 2007 tarihli bu yazıdan bazı alıntılar yaparak ne kadar değişik fakat doğru cümleler kullandıklarına dikkatinizi çekeceğim şimdi. Başlıyoruz ;

100 numara - Sex Pistols play the 100 Club : Tarihin en popüler punk grubunun bu önemli anını gitar magazini 100 numaradan bu başlıkla aktarıyor.

97 numara - John McMaughlin plays guitar on Miles Davis' In A Silent Way : 1969 tarihinde daha bebe sayılsa da Mahavishnu Orchestra ve Santana gibi gruplarda öncülük yapmış John amcanın böylesine önemli bir caz müzisyeninin ünlü bir şarkısında gitar çalması gerçek bir kilometre taşıdır.

93 numara - Neil Young demonstrates the power of the one-note solo : Buna gülüyorum sadece :) süper bi tanım

89 numara - Nirvana release Nevermind : ığkaşenküu=eaphçüuea=mk diyorum

79 numara - Django Reinhardt reaches for the clouds : Gerçekten tarihin en trajik ve muhteşem gitaristlerinden biri olan Django 1953 yılında öldü. Bilmeyenler için ek bilgi olarak verelim, Django fransız bir ailenin çingene bir elemanı olarak keman çalmaya başlar ve ailesine para kazandırmaya çalışır. Talihsiz bir şekilde yaşadıkları karavanın alev alması sonucu sol elinin parmakları yanar ve kemanı bırakmak zorunda kalır. Fakat gitar çalmaya başlayan genç Django 20li yaşlarına gelmeden üç parmak ile en hızlı gitar çalan insanlardan biri haline dönüşür ve efsaneleşir.

80 numara - Nick Drake records his final albüm Pink Moon in just two days : Daha öncede kendisinden bahsettiğimiz ve Levent arkadaşımıza benzediğini iddia ettiğim sanatçı yaptığı en iyi işi iki günde yapmıştır burda da gözüktüğü üzere.

75 numara - Dylan goes electric : Buna sadece ahahahhaha :) diye gülüyorum. Çok yerinde ve doğru bir cümle olmuş gitar tarihi için. Bob Dylan'ın yıllar yıllar süren harmonika ve akustik gitar folk hadisesi yerini elektrik gitara bırakmıştır.

73 numara - Pink Floyd spearhead British psychedelia : Tabikide bunun üzerine yorum yapılamaz. 1966 da UFO club, sahnedeki değişik grup ile Syd Barret adlı gencin zipposunu slide gitar olarak müzik yaptığına şahit olmuştur ve gerisi malumdur.

71 numara - Metallica brings thrash to the masses : Mutlaka Dave Mustaine'in büyük katkısı vardır bu cümlede. Kill Em All dan sonra heavy metal piyasası artık eskisi gibi değildir.

65 numara - That's All Right Mama hits the wax : 5 temmuz 1954de Sun stüdyolarından içeri giren genç bu şarkıyı annesi için seslendirmiş ve rock tarihi yeni bir Kral kazanmıştır . Elvis Presley.

62 numara - The Beatles shake up he music world

60 numara - Robert Johnson sell his soul at the crossroads : Gülünç bir başlık olmasına rağmen gerçektir :) Viskiden zehirlenerek ölen dünyanın en ünlü blues gitaristini alkolle anıyoruz

57 numara - Blackmore writes the main riff to Smoke on the Water : dünyanın en bilindik rock melodisi diye tabir edebileceğimiz bu basit nota dizilimi icat edildi ve Deep Purple yoluna devam etti. Ve tabi Richie'de. Ve tabi güzel karısı da :)

40 numara - T-Bone Walker sets the standard for the blues guitar solo : Buna diyecek bir lafım yok ustanın önünde saygıyla eğiliyorum. Büyük ustayı cennete uzanan elimizle selamlıyoruz :)

37 numara - Brian May and his father build the famous red special guitar : Efsanevi Queen grubu gitaristi Brian May ve elektrik mühendisi babası 1963 yılında el yapımı bir gitar yapmak için el ele verirler. Ve astrofizikçi Brian bundan on sene sonra Queen adlı albümü kaydetmek için okuduğu bölümü bırakır.

36 numara - Keith Richards invents the best riff ever : Yazı dizisini okurken en çok güldüğüm an buydu :) Gerçekten çok iddialı bir laf. Çünkü binlerce insana bu soru sorulsa onlarca farklı gitar melodisinden bahsederler mutlaka. Fakat gitar tarihinde öyle bir an varki çoğunluğun katıldığı ve rededemediği. O da Keith Richards'ın Rolling Stones'a kazandırdığı açık sol (Open G) akorundan Jumping Jack Flash melodisidir.

34 numara - The Shadows release Apache : Aslına bakılırsa kovboy filmi denince akla gelen iki melodi vardır. İlki Ennio Morricone'nin The Good Bad and Ugly'si ikincisi ise Hank Marvin'in Apache'si. Öyleki hani ustaların ustası tabiri hafif kaçmaz. Çünkü Richie Blackmore bu şarkıyı tekrar yorumlayarak heyecanını dile getirmiştir :)

33 numara - Marshall makes its first 100 W amp : 1965'e kadar insanlar sesten rahatsız olmuyormuş demekki diye düşünsek yanlış mı olur acaba :)

31 numara - Muddy Waters plays an electric guitar : Gitar tarihinde gitarist olmayan meşhur birinin gitar çalması hakkında bir isim söylenecekse bu tabiki Bono değil Muddy Waters olmalıdır :)

28 numara - Eric Clapton and Duane Allman bust out Layla : Hakkatende önemli bir olaydır bencede !

25 numara - Jimi Hendrix closes Woodstock : Dünyanın kırk sene sonra bile en çok konuşulan müzik festivali, 60 bin kişinin katılımıyla 15 ağustos 1969 tarihleri arasında başlamış fakat cumartesi günü çitleri zorlayan ve sahalara akın eden tam 450 bin kişinin katılımı ile son bulmuştur.

23 numara - Surfing with the Alien ushers in a new breed of guitar players : Ah clubber olmayacaktın aaah :)

21 numara - Big Jim Sullivan introduces us to the wah wah pedal : Büyük olaydır önemli bir andır :)

19 numara - Chuck Berry puts rhythm into the blues : Feci bir iddiadır ama doğrudur. Bir müzik türüne ritm koymak ve onu değiştirmek ve öyle anılmak farklı bir durumdur ama bu müzik türü blues olunca ve rock n roll gibi bişey icat ettiyseniz ya Back to the Future filminde yaşıyosunuzdur, ya da isminiz Chuck Berry'dir.

18 numara - Stevie Ray Vaughan end Double Trouble breathe new life into the blues with Texas Flood : David Bowie Stevie üç günlüğüne stüdyoda bu albümü kaydederken telefon eder ve Stevie'nin turnesine katılmasını ister. Değişik bir olay tabi

17 numara - The first Fender stratocaster finally arrives in the UK. Sanırım ilk Hank Marvin'in eline geçmiş :) öyle diyorlar.

13 numara - The "Frying pan" becomes the world's first electric guitar : 1920lerde Adolph Rickenbacher metal ve plastik parçalar üreten bir şirkete sahipti. Birgün bir hayatını değiştirecek bir teklif ile phonographlar ve pickup prototipleri üzerinde çalışmaya başlar. Uzun bir vakitten sonra 1932de ilk elektrik gitarı icad eder.

12 numara - Peter Green accidentally flips the neck pickup on his 59 Gibson Les Paul : Bu tesadüfi olay ingiliz blues tarihinin çehresini değiştirir ve Peter Green harika şarkılara imza atar. Green Manalishi, oh Well ve benzeri şarkılarda bu değiştirilmiş tona rastlamak mümkündür. Peter Green bu işi 1972de yapmasından sonra olay önemsiz birşey gibi gelir dünyaya fakat olayı deneme sırası Gary Moore'un ellerine geçmesiyle hiç te önemsiz birşey olmadığını herkes anlar.

11 numara - Jimi Hendrix shakes up London with Are You Experienced : Jimi'nin müthiş albümü İngiltere listelerinde Beatles'ın Sgt. Pepper'ından sonra ikinci sıraya yerleşir.

9 numara - Black Sabbath invent heavy metal : Bu cümleyi sindiremeyen varsa artık kalksın gitsin bu camiadan arkadaşım :) "... ve tanrı kadını yarattı" cümlesinden sonra en mantıklı cümlelerden biridir kanımca :) Şaka bir yana, bu olayı açıklamak gerekirse Tony Iommi'nin yanlışlıkla iki parmak ucunu perde basarken kaldırması sonucu oluşan bu garip ton dünyaya yeni bir müzik türü hediye etti. Heavy Metal gerçektende belkide tüm genç rocker insanların başladığı noktadır. E, oktavın devamı E ve Bb notasına inilmesi tıpkı Black Sabbath şarkısında olduğu gibi dünyadaki metal gruplarına çehre kazandırmıştır. bu olay 9 numaradan daha yüksek bir yeri hakediyor bence.

8 numara - Gibson launches its humbucker : 1955 yılında Gibson mühendisi Seth Lover ilk hum etmeyen ( ne demekse :)) manyetiği üretti.

7 numara - Led Zeppelin IV is released : Evet gerçektende bu listeye bir albümün girmesi çok zordu. Ama adamlar seçmiş. Gerçekten bir albüm seçmek gerekseydi herhalde bunu seçerdim bende. Yoksa Jimmy Paige'in japon suratına bir daha nasıl bakardık :)

6 numara - Jim Marshall enters the amplifier business : Yeterince açık bir ifade galiba. Hani Jim Marshall kim lan demeye bile gerek kalmıyor :) Adam zaten davul öğretmeniymiş ama mühendislik yeteneğini de kullanarak bi dükkan açmış ve davul ekipmanları dışında amfilerde yapmaya başlamış. Dükkanına ilk gelen gençler arasında Pete Townshend de varmış (The Who gitaristi)

5 numara - Fender release the Stratocaster : Belkide bana bıraksanız bir numaraya koyardım ama dergi bunun önüne dört daha önemli olay bulmayı başarmış. 1954 senesinde bu aletin çıkışından sonra hiçbirşey eskisi gibi olmadı. Mr. David Gilmour bu aletin 00000000001 seri numaralısına sahiptir bildiğimiz kadarıyla. Startocaster'ın 50. yıl kutlamalarında da çalmıştır onu görmüşüzdür

4 numara - Eric Clapton becomes a true Blues Breaker : Evet, "Clapton is God" bizim için yabancı bir laf değil. Fakat John Mayall ki BB King tabiriyle ingiltereye blues'u getiren adam grubuna Eric Clapton'ı dahil etmeye karar verdikten sonra blues rock farklı bir yöne doğru savruldu ve hala orada.

3 numara - Gibson introduces the Les Paul : Vazgeçtim kararımı değiştiriyorum Strat değil bunu koyardım bir numaraya. Eğer dünyada aşık olunacak bir cansız obje varsa o da budur kanımca ! iddialı laftır dikkate alın :) Les Paul acaba neler hissediyordur adının gitaristliğinden çok bir gitara verilen ad ile anılmasından dolayı.

2 numara - Jimi Hendrix sets fire to his guitar : uzunca bir hikayesi var ama kısaca söyleyelimki ; sahnede Jiminin gitara her türlü davranması ve çalmasından sonra yapılabilecek başka birşey kalmamıştı.

Bayanlar baylar ve gitar tarihinin en önemli anı : Leo Fender'ın Broadcaster'ı sunuşu (1950)


1 numara - Leo Fender introduces the Broadcaster : Evet geldik sona, tamam stratocaster veya telecaster bizler için daha müthiş fakat Leo 1950de gitarların babasını üretirken daha onları düşünmemişti bile.

Evet bu güzel yazı dizisinden bazı yerleri sizlerle paylaştık bu gece de. Bazılarınız dışarda eğleniyor ve müzik dinliyor. %90 gitar dinliyorsunuz :) ve eve gelince bunu okuyarak bu muhteşem aletin tarihde nelere sebep olduğuna bir baktınız. Artık daha dikkatli dinleyin bu enstrümanı ! :) esen kalın, müzikle kalın !

Not : Rock tarihi yazı dizimize de devam edeceğizdir sevgili arkadaşlar. Ayrıca şu listenin kıyısına köşesine kimse şöyle birşeyler eklememiş enteresan : And Yngwie plays the fastest guitar riff ever :) veya Chuck berry invent the rock music :)

Judas Priest - Nostradamus













16 Haziran 2008 tarihli ve en yeni Judas Priest albümü Nostradamus'u 2-3 gündür dinlemekteyim. Açıkçası albümü sevdim ve öneririm, aralara yerleştirilmiş geçiş şarkılırı çok iyi oturmuş o yüzden karışık dinlemek albümün yapısını bozuyor. Şarkıların sertlik düzeyin bence çok yerinde, belki biraz daha sert olabilirdi...

Act 1

  1. "Dawn of Creation" * – 2:31
  2. "Prophecy" – 5:26
  3. "Awakening" * – 0:52
  4. "Revelations" – 7:05
  5. "The Four Horsemen" * – 1:35
  6. "War" – 5:04
  7. "Sands of Time" * – 2:36
  8. "Pestilence and Plague" – 5:08
  9. "Death" – 7:33
  10. "Peace" * – 2:21
  11. "Conquest" – 4:42
  12. "Lost Love" – 4:28
  13. "Persecution" – 6:34

Act 2

  1. "Solitude" * – 1:22
  2. "Exiled" – 6:32
  3. "Alone" – 7:50
  4. "Shadows in the Flame" * – 1:10
  5. "Visions" – 5:28
  6. "Hope" * – 2:09
  7. "New Beginnings" – 4:56
  8. "Calm Before the Storm" * – 2:05
  9. "Nostradamus" – 6:46
  10. "Future of Mankind" – 8:29
ACT1-Megaupload
ACT2-Megaupload
Not: Megaupload sitesinde erişim engelleme bulunduğu için proxy kullanmanız gerekiyor.
Rapidshare linklerinin hepsi silinmiş olduğu için şu an için rapid linki veremiyorum.

11 Temmuz 2008 Cuma

The Cure - Bloodflowers

Evet gençler boşluktan, işsizlikten vakit arttığı bu saatlerde üst üste iki kez dinlediğim bu albümü de blogumuzla paylaşayım dedim. Tüm sataşmalara rağmen bu blogun Bloodlust'tan sonraki en popüler yazarı olmayı hakediyorum. Herneyse konumuza dönelim.

2000li yıllarda değişen tarzlarıyla gruplar piyasalara değişik albümler piyasaya sürerken The Cure da boş durmadı şüphesiz. Robert Smith'in dahi en beğendiği The Cure albümleri arasında yer alan Bloodflowers kesinlikle bir yaz bunalımı albümü. Takdir edersinizki The Cure kendi tarzıyla ve melodileri ile insanı ya çok coşkulu bir havaya sokar ya da intihara sürükleyen bir bunalıma. Buna en iyi örnek Disintegration ve Heads On The Door albümleridir. En sevdiğim Cure albümü olan Wish ise bu tanımlamadaki uç noktalara ulaşan en iyi albümdür sanırım. Dönelim Bloodflowers'a...

Robert Smith öyle düşünmüş olacak ki gençler sevgililerinden ayrıldıysa acı çeksin yeni milenyumda. Gerçekten çok vurucu damar şarkıların, uzadıkça uzayan melodileri çalan o siyah kocaman gitarın içleri parçalayarak yer aldığı albüm ile tanışmam çok ilginç oldu. Eski insanlardan biri ( şu an görüşmediğim bir bayan olduğu için bu tamlamayı kullandım ) evimde otururken milyonlarca şarkı arasından bilgisayarımdan There Is No If şarkısını açtı ve melül melül "bak bu çok güzel şarkıdır" dedi. Gerçekten şimdiye kadar farketmediğim harika bir şarkıydı ama fazlasıyla duygusaldı ve etkileyiciydi. Yani tavsiyem yanınızda güzel bir bayanla bu şarkıyı dinlemeyin yaz aylarında etkisi kötü olabilir !

Albüm konseptinde The Cure'un eski bunalım şarkılarına benzemeyen bir klavye eksikliği hissedilse de gitar ve yumuşak synth tonları bunu örtüyor. Parçalar gerçekten uzun ve 9 şarkı ancak yer almış durumda. Out of this World başlamak için en iyi şarkı kanımca. Ardından çok agresif olan Watching me Fall geliyor. Favorilerim arasında There Is No If ve Maybe Someday ayrıca albümün havasını tam aktaran Last Day Of Summer parçası başı çekiyor. Bunun yanında ismiyle zıt düşen The Loudest Sound ise gerçekten arabada suskun suskun ilerleyen iki sevgiliyi hatırlatıyor bana.

Son olarak The Cure 2005teki konserlerinden sonra bizi mest etmiştir. Fakat pazar günü evlerimize döndüğümüzde Hürriyette okuduğumuz garip "Gençler zombie kılıklı şarkıcılarla eğlendi" başlıklı yazısıyla saçma bir gülümseme ve kınama ile bünyemiz karşı karşıya kalmıştır. The Cure ki onlarca akılda kalıcı melodinin mucidi ve 80lerin goth ve punk'ından uzak emo'sundan bağımsız başlı başına bir idol ve ekol ve herneyse'dir. Yeni albümleri için başarılar diler Bloodwlowers kadar sağlam Wish kadar dolu ve son albümleri kadarda enerjik bir albüm olmasını temenni ederim.

Not : Albüm hakkında yapılacak yorumlara açığım, diğer sataşmalar muhatap alınmayacaktır ! git sadi beye anlat derdini arkadaşım, sanata sanatçıya sevgi... emeğe saygı !

The Cure - Bloodflowers (2000)

1. Out of This World
2. Watching Me Fall
3. Where the Birds Always Sing
4. Maybe Someday
5. The Last Day of Summer
6. There Is No If...
7. The Loudest Sound
8. 39
9. Bloodflowers

Silentmoon uyarısından sonra değiştirilmiş bağlantı :
http://rapidshare.com/files/126162342/2000_-_Bloodflowers.rar

Sting - ...Nothing Like The Sun

Uzun zamandır güzel albümlerden bahsetmediğimi farkettim ve British Steel'i görünce ben de ona rakip olacak bir heavy metal albümü tavsiye etmeye karar verdim ! yok değil tabi, bu daha yumuşak bi albüm. Hatta British Steel'a "abi muhteşem yıkılıyo,efsane" diyen birinin belkide hiç dinlemeyeceği bir albüm :) Ama olsun Sting'in Police ten sonra yaptığı bu ikinci albümü kayda değer buluyorum ve gerçekten içindeki bir çok parça ile takdir ediyorum. Jazz ve Rock sentezi yaratmayı amaçlamış bu albüm bas tınılarıyla bir rock albümü hi-hat kullanımıyla bir caz albümü niteliği taşıyor kanımca.

1987 tarihli albümde ilk dikkat çeken şarkılar arasında Sting ile adeta özdeşleşen English Man in New York var şüphesiz. Tabiki Fragile'i de unutmamak gerek. Fakat benim bu albümde en sevdiğim şarkılardan biri Be Still My Beating Heart. Gerçekten çok başarılı bir şarkı bence. Bunlar dışında Straight To My heart akılda kalıcı klavye tonuyla ve Sister Moon ise eski caz şarkılarından esinlenilmiş havasıyla güzel bir etki bırakıyor insanın üzerinde. Fakat bu albümde yeri olmayan ve anlayamadığım bir şarkı var. We'll be together again. Gerçekten albümün havasından çok uzak ve günümüz R&B anlayışına o tarihte yaklaşmış bir şarkı. Özellikle Fragile'in arkasına konularak dinleyiciye eziyet edilmiş resmen. Kötü şarkı kötü şarkı kötü şarkı ! Bu arada albümün sonlarına sıkışmış Jimi Hedrix şarkısı Little Wing yorumuda Gil Evans orkestrasıyla değişik bir hayat buluyor. Dinlemenizi tavsiye edeceğim Sting albümleri arasında Ten Sommoner's Tales ve Mercury Falling ile birlikte anılacak bir eser ... Nothing Like The Sun.


Sting - ...Nothing Like The Sun (1987)

01 The Lazarus Heart
02 Be Still My Beating Heart
03 Englishman In New York
04 History Will Teach Us Nothing
05 They Dance Alone (Cueca Solo)
06 Fragile
07 We'll Be Together
08 Straight To My Heart
09 Rock Steady
10 Sister Moon
11 Little Wing
12 The Secret Marriage

10 Temmuz 2008 Perşembe

British Steel - 1980

Hatırlatma!!!!

Arkadaşlar Judas Priest Türkiye’de. 13 Temmuz Pazar akşamı kuruçeşme arenada “Metal Müziğin Tanrıları” yeri göğü sallamaya, inletmeye geliyorlar. Biletler şu an için 80 YTL. Üzülerek ben bu konserde ki yerimi alamayacağım. Yerlerini alıcak arkadaşlara iyi dinletiler.

British Steel 1980’de piyasaya sürülmüş ancak 1990 da albüm yenilenmiş ve 2 tanede bonus track eklenmiştir. Bendeki eski versiyonu çünkü herhangi bir bonus yok. Albüm öle feci sert, böğüren adam tiplemelerinden uzak, gerçekten hard ama melodiden ödün vermeyen parçaları içeren bir hard rock müzik albümü. Açıkcası ben bu albümü dinlerken çok keyif alıyorum. Özellikle çıkış parçası Breaking in the Law ve gene ünlü parçalarından Living After Midnight tabii Metal Gods’ı da unutmamak lazım bide The Rage var tabi. Yani bu albüm güzel arkadaşlar bizi alıp 80’lerin müziklerine götürüyor. Hatta daha bile iyisine... en azından konsere gitmek isteyip de gidemeyen arkadaşlar için ideal olabilir.

  1. "Rapid Fire" – 4:08
  2. "Metal Gods" – 4:00
  3. "Breaking the Law" – 2:35
  4. "Grinder" – 3:58
  5. "United" – 3:35
  6. "You Don't Have to Be Old to Be Wise" – 5:04
  7. "Living After Midnight" – 3:31
  8. "The Rage" – 4:44
  9. "Steeler" – 4:30

9 Temmuz 2008 Çarşamba

ve efsane tekrar Türkiyede : Chuck Berry !

Az önce biletix sitesinden edindiğim bilgiye göre Chuck Berry 15 Ağustos günü parkormanda bir konser verecekmiş. İptal olma ihtimali çok yüksek olduğunu sanıyorum fakat eğer gerçekleşirse kesinlikle gidilmesi gereken bir etkinlik ! Roll Oveeeer Bethoven !

8 Temmuz 2008 Salı

Top 5 Çevreci İcat



Çevreciliğin trend olduğu bir dönemdeyiz ve belki de böyle olması gerekiyor. Çeşitli kampanyalar insanların bireysel alabileceği tedbirlerle uğraşırken teknoloji alanında daha büyük adımlar atılıyor ve çeşitli icatlar Dünya'ya yardım etmeye devam ediyor. İşte bunlardan birkaçı :


1.Quiet Revolution

Quiet Revolution, bilindik rüzgar türbinlerinin tasarımını değiştirerek daha verimli çalışmasını ve daha çok alanda uygulanmasını sağlıyor. Quiet Revolution kar amacı gütmeyen tamamen opensource bir proje. Şirketin ürettiği 10,000 kWlık modeller 50,000 £ a kadar çıkıyor.
quietrevolution.co.uk

2. SunOven

SunOven, güneş ışınlarını tek bir yöne doğrultarak ve o noktadaki ısıyı maksimuma çıkararak adeta bir fırının yaptığı işi yapıyor. Öğlen saatlerinde içindeki ısı 300 dereceyi aşabiliyor. Fakir veya elektrik olmayan ülkelerdeki ağaç kesimlerini önlemek amacıyla icat edilen fırın 280 dolara satılıyor.
sunoven.com

3. Xeros

Birçok benzeri bulunan susuz çamaşır makinesi Xeros, diğerlerinden tekrar kullanılabilir plastik mikroçipleri ile ayrılıyor. Bir bardak su ve bir o kadar da deterjan kullanarak giysilerimizi temizliyor.
xerosltd.com

4. SkySails

Gemiye entegre edilen paraşüt benzeri bir ilave yelken rüzgarın gücünü alarak gemiye ekstra bir çekiş kuvveti sağlıyor. İlk başta biraz gereksiz hatta saçma gelen bu icat aslında geminin yürümesine büyük katkılar sağlıyor ve motorları daha az çalıştırarak ekonomik kullanım sağlıyor.
skysails.info

5. SunDiesel

SunDiesel, Alman Chroen firmasının patentli bio-dizeli. Bio kütleyi sıvıya çevirerek sıvıya yanıcılık kazandırmayı sağlayan teknolojiye sahip.
chroen.com

7 Temmuz 2008 Pazartesi

Wanted - 2008

Bu yılın trendi fantastik kahramanlar oldu. Doğa üstü güçlü insanların yaşamları. Wanted da bu furyadan etkilenmiş, bu furyanın etkisinden çıkmış bir film.

Filmin ilk yarısında bir özgürlükçü, canın istediğini yapabilme yetisi ortaya çıkarılması film açısından beni kendine pek bir bağladı. Daha önce fight clubı izlerken bu etkiyi yaşamıştım. Ancak daha sonra filme falsolu mermiler, 10 km uzaktan adam öldürmeler gibi mevzular, filmin güzelliğini hiçe saydı. Angelina Jolie, Morgan Freeman filmin ağır toplarıydı.

Sonradan böyle merak uyandırmaya çalışıp insanların kandırılmış olmamları falan hepsi filmin saçmalık sınırlarını zorladı. Ancak efektler ve filmin akışı tam bir aksiyon olması sebebiyle izlettirip aynı zamanda keyif almanızıda sağlıyor.

Filmin konusu ise Wesley Gibson adlı ezik şahsın, tanımadığı doğa üstü güçlere sahip babasının ölümünden sonra bir grup tarafından kaçırılıp, babası gibi bunda da bazı doğa üstü güçlerin olmasından dolayı “katil” eğitimi alması. Sonrasında babasını öldüren adamın peşinde düşmesini anlatan bir film.


5 Temmuz 2008 Cumartesi

Rock müziği Tarihi-2 ( 1961-1967 )

Sevgili arkadaşlar, rock müziği tarihi yazıma devam ediyorum. Son olarak 60lı yıllara gelmiştik ve Atlantic records R&B devi olarak dünyayı sarsmıştı ve ilk kez 50lerden bu yana "Rock N Roll" terimi kullanılmıştı. Chuck Berry ve bazı zenci blues müzisyenleri Rock müziğinin temellerini atmışlardı. Artık sahneye ingilizlerin çıkma vakti gelmişti ve 60larda Beatles, Rolling Stones, Who, Led Zeppelin gibi gruplar çıkacaktı. 500. yazıya ulaştığımız blogumuzda okuyalım öğrenelim...

1961 - The Marvelettes grubunun söylediği ve şimdiye kadar çok ünlü gruplarca yorumlanan Please Mr. Postman şarkısı yayımlandı. Aynı yıl hepimizin bildiği Stand By Me şarkısı Ben E. King tarafından piyasaya sunuldu.

1962 - Fender Reverb Ampflikatör piyasa sürüldü.

1963 - James Brown'ın Live At The Apollo albümü Amerikanın en çok satan R&B albümleri listesinde ilk beşe girmeyi başardı.

1963 - Beatles adlı bir grup (kim acaba bunlar :)) bazı Amerikan plak şirketleriyle görüşüp onları ikna etmeye çalıştı fakat başarılı olamadılar.

1964 - On sene sonra Rock N Roll ilk hitini verdi ve I Wanna hold your hand Amerikan Pop listelerinden en üste yerleşti. Parçayı yorumlayan grup ise ilk kez kendini gösterme şansını buldu . Ve sahneye The Beatles çıkmış oldu

1964 - Beatles ile birlikte İngilterede çıkan The Beach Boys, The Four Seasons gibi gruplar ilk kez The British Invasion tamlamasının telaffuz edilmesine neden oldular. Ve bundan sonra günümüze kadar Amerikalılar asla Rock N Roll'a hakim olamadı.

1964 - İlk kez bayan vokal hiti olan Don't make me over Dianne Warwick tarafından yorumlandı. Aynı yıl Sam Cooke soul müziğin büyük yıldızı, otel odasında bir kadın tarafından öldürüldü.

1964 - Bob Dylan şarkısından etkilenen bir grup dünyayı sarsmak üzere ilk albümlerini iddialı bir isimle çıkardılar : "England newest hitmakers : The Rolling Stones"

1965 - Bob Dylan Newport Folk Festivalinde sahneye çıktı.

1965 - The Byrds belkide Bob Dylan'ı meşhur yapan şarkı Mr. Tambourine Man'i söyledi.

1965 - Bluesrock terimi kullanılmaya başlanmasıyla beraber The Yardbirds, The Who, The Pretty Things ve Paul Butterfield Blues band gibi önemli gruplar rock müziğinde sahneye çıktı. Bunlardan en önemlisi kanımca Yardbirds. Çünkü bu gruptan ayrılan müzisyenler arasında Jimmy Paige, Eric Clapton, Jeff Beck gibi meşhur adamlar 70li yıllarda rock müziğine blues'u en iyi şekilde entegre etmişlerdir.

1965 - The Beatles ve Elvis Presley, Elvis'in Los Angeles'taki evinde ilk kez biraraya geldiler. Ve John Lennon Elvis'e artık neden rock n roll hitleri yapmadığını sordu.

1965 - Rock N Roll terimini ilk kullanan adam olan Alan Freed 44 yaşında alkoliklikten öldü.

1966 - Beatles'ın Rubber Soul albümündeki karmaşıklık rock müziğine yeni sınırlar getirdi ve Beach Boys meşhuuuur The Pet Sound'u yayımladı.

1966 - Bob Dylan klasiği Blonde On Blonde yayımlandı.

1966 - Dünyada rock müziğin artık değişik bir formu daha vardı : Psychedelic Rock

1967 - Jefferson Airplane, Grateful Dead gibi gruplar bu forma öncülük edip sahneye çıktılar.

1967 - Monterey ilk rock festivaline ev sahipliği yaptı ve California, Otis Redding , The Who ve de henüz çözemedikleri garip grup The Jimi Hendrix Experience ile tanıştı.

1967 - Aretha Franklin kendisine rock tarihinin en bilindik kadını olma ünvanını getiren soul albümler yapmaya başladı.

1967 - Otis Redding en büyük hiti Dock Of The Bay'i kaydettikten üç gün sonra uçak kazasında öldü

ve efsanevi dünyayı sarsan, sadece rock müzik tarihini değil siyasi ekonomik ve sosyokültürel alandada bir çok değişm yaşanan 1968 yılı ! bir sonraki yazıda 1968 yılından başlayarak rock müzik tarihinde neler olduğunu göreceğiz. Esen kalın.

1 Temmuz 2008 Salı

Be Kind Rewind




Yakınında yaşadığı elektrik santralini sabote etmek isterken aşırı elektrikle yüklenip manyetize olan Jerry, Mike'ın idare ettiği VHS kaset dükkanındaki bütün kasetleri bozar. İnsanların kaset taleplerini geri çeviremeyen ikilinin aklına filmleri yeniden çekmek gelir. Kendi versiyonları orjinal filmlerden daha kısa ve daha amatörcedir. Mahallede yeniden çekilmiş filmlere talep büyüyünce Hayalet Avcılarının yanı sıra ikili Rush Hour, Aslan Kral, Robocop, King Kong, Men in Black, Space Odessey ve daha birçok filmi yeniden çeker. İşler ters gitmeye başlayınca da son bir film olarak ünlü bluescu Fats Waller'ın hayatını çekerler. Filmde Tenacious D' den tanıdığımız komedi ustası Jack Black ve Mos Def başrolde. Ayrıca cehennem silahından tanıdığımız Danny Glover da var. Orjinal senaryosuyla keyifli bir film.

Be Kind Rewind