27 Şubat 2007 Salı

Inconvenient Truth



Insanin tuylerini urperten gercekten harika bi belgesel. Best Documentary dalinda bu pazar Oscar aldi .Al Gore cok iyi bi performans sergilemis herkesin izlemesini tavsiye ederim.
Dunyanin nasil bi hal almaya basladigini gozlerinizle gorun...

Nastasya Kinski

"jibijibi marka traş köpüğü gibisini görmedim, göremem"

Albert Einstein

"I have no special talents. I am only passionately curious"

Confucius

"Ne aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz."
Confucius

Anna Nicole Smith


Herkesin bildigi gibi yakin bi zaman icinde Anna Nicole Smith oldu.Bu yaziyi onun buyuk bi hayrani oldugum icin yazmiyorum. Bildiginiz gibi Anna petrolcu bilyoner Howard Marshall ile evliydi, ne icin evli olduguda belliydi.Adam oldukten sonra Anna adamin mirasindan 1 cent bile alamadi,bunun sebebi Howardin ogullari 20 milyon dolar harciyarak mahkemenin Anna'ya mirasi vermesini engellemis olmasidir.Ve bunuda gizlemiyorlar.Anna olmeden 2 ay once Howardin oglu burdaki haber kanallarina cikarak "gerekirse bi 20 milyon dolar daha harcarim ama genede Anna'nin bu davayi kazanmasini onlerim"dedi.
Anna Nicole nasil öldu bi yana birakalim gelelim Amerikadaki mahkemelerin nasil calistigina.Ne olursa olsun bu kadin Howardla evliydi ve aralarinda prenup anlasmasida yoktu.Burdaki mahkemelerde hic bir zaman hakim anayasadaki kurallara bakmaz .Sadece yapilmasi gereken 10 tane juri uyesini inandirmak,bu da kanunlarin hep zenginlerden yana oldugunu gosteriyor. Anna Nicole bi ornek Oj Simpsonda baska bi ornek .
Kissadan hisse bu ulkede demokrasi yok.....

26 Şubat 2007 Pazartesi

Caresızlık

Bugun bırdaha gordumkı caresızlık dunyadakı en kotu sey. allah kımsey caresız bırakmasın. Caresız bırakıyorsada etrafınızdakı dostlarınıza sarılın. Mutlaka ama mutlaka bır tanesı kotu de olsa sıze bı yol gosterıcektır. Hıc olmadı orda olması bıle bısıdır. Hersey yoluna gırdıgı zamanda da ondan gelen bı tesekkur sızın ıcın dunyalara bedel olucaktır.

King Crimson - In The Court Of The Crimson King

Lafıma önemli bi tez ile başlıyorum. Derim ki herkes King Crimson dinleyemez ! Gerçekten ProgRock tarihinin en karizmatik en farklı en değişken ve en üretken gruplarından birisidir Crimson. Sebebi ise Robert Fripp denen adamdır. Kendi bulduğu frippertronics diye bir aletle Gibson Les Paul'u üzerinde harikalar yaratan bu değerli müzik adamı 35 seneyi aşkın müzik hayatına kurduğu ve halen devam ettirdiği grubu King Crimson ile başlar. Ahmet Ertegün'ün keşfi olan grup ilk 33lüğünü Atlanticden çıkarır ve felaket bir üne kavuşur. 35 sene boyunca Robert Fripp'e grubunda eşlik eden efsanevi isimler olur. Tony Levin, Adrian Belew, Bill Bruford, John Wetton, Trey Gunn, David Cross belirli zamanlarda King Crimson olmuş virtüöz heriflerdir. Bu adamların yaptıklarını yeri gelir gürültü sanarsınız, yeri gelir bunalım sanarsınız ve yeri gelir müzik sanarsınız. Fakat hepsinin karışımı olduğunu anlamak zordur çoğu zaman. İşte bu adamlar müziğe ve ProgRock'a yön veren adamlar ve onların yaptıklarıdır.

Robert Fripp halen kariyerine hem solo ambient çalışmaları hem King Crimson hemde farklı sanatçılara yaptığı albüm prodüktörlüğü ve müzik yönetmenliği ile devam etmektedir. Bu rahatsız adamın en son referansı geçen Ocak ayında Microsoftun kendi tasarladığı stüdyosuna iki arkadaşıyla kapanarak son çıkan VISTA isimli işletim sisteminin açılış müziğini yapmasıdır. Oha dediğinizi duyar gibiyim. Ek Bilgi : Windows 95,98 ve 2000 için bu ses Brian Eno tarafından bestelenmiştir.

Bu kadar tarihi bilgiden sonra sizlere King Crimson'ın en iyi albümleri arasında yer alan 1969 tarihli ilk albümünü tanıtmak isterim.
Bu albümün en önemli özelliklerinden biri Epitaph gibi bir şarkıyı barındırmasıdır. Albümle aynı ismi taşıyan şarkıda gerçekten Fripp'in bestekar yönünü ortaya koymaktadır. Bu iki şarkıyı dinledikten sonra mutlaka etkilenip diğer albümleri aramaya başlayabilirsiniz. Müracaat : Fücur. İyi dinlemeler.

Buyrun burdan yakın : http://www.sendspace.com/file/l7hfok

25 Şubat 2007 Pazar

Reac Table


Evet millet. bilim kurgu filmlerinde izlediklerimiz yavaş yavaş hayata geçmeye başladı. Bu da onlardan biri. Reac table bir müzik aleti.Buradan beni bu konuda haberdar eder kuzenim Berkay'a teşekkür etmek istiyorum.Bu müzik aleti yada benim tabirimle mühendislik okurken lab larda sürekli oynamak istediğim function generater la sytizizer (nasıl yazıldığı hakkında bir fikrim yok) 'ın birleşimi. tarif edilmez birşey. izlemeniz lazım. aşağıda you tube videolarının linkini veriyorum ve kaçar dakikalık videolar olduklarınıda. Müzik tamamen değişiyor. Peki siz buna hazırmısınız?!?
3:02
http://www.youtube.com/watch?v=MPG-LYoW27E
3:31
http://www.youtube.com/watch?v=WEDia3CFdfg&mode=related&search=
9:00
http://www.youtube.com/watch?v=Zodf6_YGujo&mode=related&search=
ayrıca birde bu garip aleti yapan adamların internet sayfası olduğunu tahmin ettiğim sayfanın adresini veriyorum;
http://mtg.upf.edu/reactable/
detaylı bilgiye bu sayfadan ulaşa bilirsiniz.
Son olarak bu aletin türkiye distürbitörlüğünü (bununda nasıl yazıldığını bilmiyorum fitne doğrusunu yazar nasıl olsa (;> ) alsak 5 yıl sonra köşe oluruz demek istiyorum.

24 Şubat 2007 Cumartesi

Kültür Sanar Aktivite

Evet arkadaşlar. Derleme ekibi olarak sosyal olmayı teşvik etmek için sizlere birkaç aktivite haberi vermek istedim. Biliyorum ki hepiniz günün 24 saatini bilgisayar başında derleme sayfasını okuyarak yorumlar yazarak geçiriyorsunuz. bu ilgiden çok memnunuz ancak (;> yinede sosyal aktivitelerimizi aksatmayalım. tiyatroya gidelim, müzik dinleyelim, partilere katılalım die sizlerle bu mesajı paylaşıyorum;

Tiyatro;
Papaz Kaçtı, Sanatolia (02.03.2007 20:30 )
Papaz Kaçtı, Sanatolia (03.03.2007 20:30 )
7. Köpek, Altındağ Tiyatrosu (27.02.2007 20:00 )
7. Köpek, Altındağ Tiyatrosu (28.02.2007 20:00 )
TV Yıldızı Eva, Altındağ Tiyatrosu (23.02.2007 20:00 )
TV Yıldızı Eva, Altındağ Tiyatrosu (24.02.2007 20:00 )
TV Yıldızı Eva, Altındağ Tiyatrosu (25.02.2007 15:00 )
Güllü, Şinasi Sahnesi (23.02.2007 20:30 )
Güllü, Şinasi Sahnesi (24.02.2007 20:30 )
Güllü, Şinasi Sahnesi (25.02.2007 20:30 )
Eşrefpaşalılar, Sanatolia (26.02.2007 20:00 )
Ormanların Hemen Önündeki Gece, Akün Sahnesi (25.02.2007 15:00 )
Avanta Para, Ankara Çağdaş Sahne (23.02.2007 20:00 )
Avanta Para, Ankara Çağdaş Sahne (24.02.2007 20:00 )
Aman Oğlum, Nevzat Ayaz Kültür Merkezi (03.03.2007 20:00 )
Lysistrata, İrfan Şahinbaş (28.02.2007 20:00 )
Canlı Yayın / Köprüdeki Adam, Oda Tiyatrosu (23.02.2007 18:00 )
Canlı Yayın / Köprüdeki Adam, Oda Tiyatrosu (24.02.2007 18:00 )
Elele, Çayyolu Tiyatrosu (23.02.2007 20:00 )
Elele, Çayyolu Tiyatrosu (25.02.2007 15:00 )
Kanlı Nigar, Büyük Tiyatro (23.02.2007 20:00 )
Kanlı Nigar, Büyük Tiyatro (25.02.2007 15:00 )
Kanlı Nigar, Büyük Tiyatro (27.02.2007 20:00 )
Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi, Akün Sahnesi (23.02.2007 20:00 )
Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi, Akün Sahnesi (24.02.2007 15:00 )
Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi, Akün Sahnesi (27.02.2007 20:00 )
Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi, Akün Sahnesi (28.02.2007 20:00 )
Yılanların Öcü, Nevzat Ayaz Kültür Merkezi (23.02.2007 20:00 )
Yılanların Öcü, Nevzat Ayaz Kültür Merkezi (24.02.2007 20:00 )
Kurban, İrfan Şahinbaş (24.02.2007 15:00 )
Salome, Çayyolu Tiyatrosu (27.02.2007 20:00 )
İki Kişilik Hırgür, Oda Tiyatrosu (27.02.2007 18:30 )
İki Kişilik Hırgür, Oda Tiyatrosu (28.02.2007 18:30 )
Eyvah Yine Karıştı (Oscar), Küçük Tiyatro (27.02.2007 20:00 )
Eyvah Yine Karıştı (Oscar), Küçük Tiyatro (28.02.2007 20:00 )
Modigliani 'Işığın Ve Hüznün Ressamı', Şinasi Sahnesi (27.02.2007 20:00 )
Modigliani 'Işığın Ve Hüznün Ressamı', Şinasi Sahnesi (28.02.2007 20:00 )
Belalı Aile, Ankara Sanat Tiyatrosu (23.02.2007 20:00 )
Belalı Aile, Ankara Sanat Tiyatrosu (24.02.2007 15:30 )
Belalı Aile, Ankara Sanat Tiyatrosu (25.02.2007 15:30 )
Belalı Aile, Ankara Sanat Tiyatrosu (02.03.2007 20:00 )
Albayın Karısı, Küçük Tiyatro (23.02.2007 20:00 )
Albayın Karısı, Küçük Tiyatro (24.02.2007 20:00 )
Albayın Karısı, Küçük Tiyatro (25.02.2007 15:00 )
Azizname, Sanatolia (23.02.2007 20:00 )
Azizname, Sanatolia (24.02.2007 20:00 )
**************************************************************
Çocuk Tiyatroları;
Başına Buyruk Kedi, Sanatolia (24.02.2007 15:00 )
Başına Buyruk Kedi, Sanatolia (25.02.2007 13:00 )
Başına Buyruk Kedi, Sanatolia (28.02.2007 15:00 )
Başına Buyruk Kedi, Sanatolia (03.03.2007 13:00 )
Mor Gece Mavi Gün, Muhsin Ertuğrul Sahnesi (23.02.2007 11:00 )
Mor Gece Mavi Gün, Muhsin Ertuğrul Sahnesi (24.02.2007 14:00 )
Mor Gece Mavi Gün, Muhsin Ertuğrul Sahnesi (28.02.2007 11:00 )
İbiş İle Memiş, Armada Sabah Salonu (24.02.2007 12:00 )
Siz Ne Dersiniz?, Mahir Canova Sahnesi (25.02.2007 11:00 )
Kırmızı Şapkasız Kız, Armada Sabah Salonu (25.02.2007 12:00 )
Kitap Kurtları, Ankara Sanat Tiyatrosu (24.02.2007 13:00 )
Kitap Kurtları, Ankara Sanat Tiyatrosu (25.02.2007 13:00 )
Kitap Kurtları, Ankara Sanat Tiyatrosu (03.03.2007 13:00 )
Kibritçi Kız, Ankara Sanat Tiyatrosu (25.02.2007 13:00 )
Pinokyo, Sanatolia (24.02.2007 13:00 )
Pinokyo, Sanatolia (25.02.2007 15:00 )
Sihirbazın Tavşanı, Pembe Kurbağa Tiyatrosu (25.02.2007 11:00 )
Masal Tiyatro, Pembe Kurbağa Tiyatrosu (25.02.2007 13:00 )
Ormanın Kralı, Pembe Kurbağa Tiyatrosu (24.02.2007 11:00 13:00 )
**************************************************************
iyi kötü die ayırmadan konserler partiler;
Gökhan Tepe, Vodka (23.02.2007 00:00 - 04:00 )
BSO - Emil Tabakov, Bilkent Konser Salonu (03.03.2007 20:00 )
Demet Akalın, Laila (02.03.2007 22:00 )
Psychedelic Rock Gecesi 4, Nefes Bar (01.03.2007 22:30 )
Hacettepe Senfoni Orkestrası Konseri, Hacettepe Üniversitesi M Salonu (28.02.2007 20:00 )
Grup Gündoğarken, Overall (28.02.2007 22:00 )
Orfeon Oda Korosu, Çağdaş Sanatlar Merkezi (28.02.2007 20:00 )
Fatih Ürek, Meşrep (28.02.2007 )
Emre Şen Piyano Resitali, Çağdaş Sanatlar Merkezi (28.02.2007 20:00 )
Dejavu, Garage (28.02.2007 22:00 )
“American Voices”, Türk-Amerikan Derneği (27.02.2007 19:00 )
Ladies Nyght, Swiss Otel (26.02.2007 21:00 )
Cemiyette Pişiyorum, If Performance Hall (25.02.2007 13:00 )
BSO - Lior Shambadal, Bilkent Konser Salonu (24.02.2007 20:00 )
Alternative Konser, Lone Star Cafe (24.02.2007 14:00 )
Şarap, The Mars (24.02.2007 22:00 )
Candan Erçetin, Anatolia Gösteri Merkezi (23.02.2007 21:30 )
Dolapdere Big Gang, Salata Mesa (23.02.2007 00:30 )
Asuman Krause, Salata Nenehatun (23.02.2007 22:00 )
***************************************************************
Partiler;
Türk Clubber 1. Yaş Günü Partisi, Loop (03.03.2007 22:00 - 04:00 )
Gate To Utopia, Saklıkent (03.03.2007 22:30 )
Fitisound & Corto, Locus Solus (02.03.2007 22:00 )
Dj Fish Go Deep (Birthday Party), Mischa Studio (02.03.2007 23:00 )
Two In One Dance Party, Gate 66 (01.03.2007 21:00 - 04:00 )
Hip'n Hop Thursdays, Murphy's Dance Bar (01.03.2007 22:00 - 04:00 )
R&B Hip-Hop Party, Salata Nenehatun (01.03.2007 22:00 )
Gölge Karaoke Parti, Gölge Tunalı (01.03.2007 21:00 )
Hip Hop Soul Party, Overall (28.02.2007 21:00 )
Kavaklıdere Şarap ve Carlsberg Bira Gecesi, Newcastle Pub Çevre (28.02.2007 19:30 - 00:30 )
Tuborg Bira Gecesi, The Pub (28.02.2007 18:30 - 23:30 )
Şarap Gecesi, Newcastle Pub & Restaurant (28.02.2007 19:30 - 00:30 )
Press Play R&B Hip Hop Party, Gate 66 (28.02.2007 22:00 )
70' s & 80' s Disco Party, Lone Star Cafe (28.02.2007 21:00 )
Over All Karaoke Party, Overall (27.02.2007 21:00 )
Over All Karaoke Party, Overall (01.03.2007 21:00 )
Biziz Bar R&B Hip Hop Party, Biziz Rock Bar (27.02.2007 21:00 )
Carlsberg Bira Gecesi, Newcastle Pub Tunus (26.02.2007 19:30 - 23:30 )
Mix Tape, If Performance Hall (25.02.2007 18:00 )
80's & 90's Karaoke Party, Murphy's Dance Bar (25.02.2007 21:00 )
Yahel, Saklıkent (24.02.2007 22:30 )
24 Şubat Gündüz Partisi, Siya Pub & Bistro (24.02.2007 13:00 )
Loop Night, Loop (24.02.2007 22:00 - 04:00 )
Mirco Schilk, Don Quijotte (24.02.2007 22:00 )
Focus On Night, Gate 66 (23.02.2007 23:00 )
Mavi Papağan Karaoke Parti, Mavi Papağan (23.02.2007 23:00 )
Mavi Papağan Karaoke Parti, Mavi Papağan (24.02.2007 23:00 )
Mavi Papağan Karaoke Parti, Mavi Papağan (01.03.2007 21:30 )
Loop Night, Loop (23.02.2007 22:00 - 04:00 )
Dj Kech, Sunset Cafe & Bistro (23.02.2007 22:00 )
Dj. Murat Muratlı, The A Plus (23.02.2007 22:00 )
Dj. Murat Muratlı, The A Plus (24.02.2007 22:00 )
Dj. Murat Muratlı, The A Plus (28.02.2007 22:00 )
Dj. Yiğit Yaparel, Çakkıdı Club (23.02.2007 22:00 )
Dj. Yiğit Yaparel, Çakkıdı Club (24.02.2007 22:00 )
Dj. Yiğit Yaparel, Çakkıdı Club (28.02.2007 22:00 )
DKNY Kış Partisi, Bilkent Üniversitesi (23.02.2007 13:00 )
Uni Friday Party, Murphy's Dance Bar (23.02.2007 22:00 )
Keman ve Gitar (Ayşe Meral), Gordion Hotel (23.02.2007 - 01.01.2050 )
Eski 45'likler, Nefes Bar (23.02.2007 20:00 )
********************************************************************
sahne sanatları;
İnsan Sesi-Telefon, Operet Sahnesi (27.02.2007 20:00 )
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Leyla Gencer sahnesi (25.02.2007 15:00 )
La Boheme, Opera Sahnesi (24.02.2007 15:00 )
Guguk Kuşu, Leyla Gencer sahnesi (26.02.2007 20:00 )
*********************************************************************
Dans ;
Cafe Fiori Dans Gecesi, Cafe Fiori (01.03.2007 21:00 - 00:00 )
Newcastle Dans Gecesi, Gate 66 (01.03.2007 21:00 - 00:00 )
Tapas Dans Gecesi, Tapas Cafe (01.03.2007 21:00 - 00:00 )
Latinas Locas, The North Shield Mesa (01.03.2007 20:00 - 01:00 )
Shine Dans Milonga, Mydonose (28.02.2007 21:30 - 01:30 )
Tribal Dans Gecesi, Tribal (28.02.2007 20:00 - 00:00 )
Nostalgia, Murphy (28.02.2007 19:30 )
Merengue Gecesi, Murphy (28.02.2007 21:00 )
Latino Dans Gecesi - Salsa Soslu Spagetti Dans Gecesi, Murphy (27.02.2007 20:00 - 00:00 )
Tangotrio Milonga Gecesi, Midas Hotel (27.02.2007 21:30 - 00:30 )
Zeyn Pub Latin Dans Gecesi, Zeyn Pub (27.02.2007 20:00 - 24:00 )
Cafe De Paris Dans Gecesi, Cafe de Paris (27.02.2007 21:00 - 00:00 )
Salata Dans Geceleri, Salata Nenehatun (27.02.2007 20:00 - 00:00 )
Gölge'de Milonga, Gölge Tunalı (26.02.2007 21:00 )
Sunday Night Fever, Murphy (25.02.2007 22:00 )
Dip Musichall Latin Night, Dip Musichall (24.02.2007 20:00 - 00:00 )
Dip Musichall Latin Night, Dip Musichall (27.02.2007 20.00 - 00:00 )
Tangotürk Milongası, Neva Palas (23.02.2007 21:30 - 01:30 )
*****************************************************************
canlı müzik;
Soul Project, Biziz Rock Bar (23.02.2007 00.30 - 03:30 )
Soul Project, Overall (01.03.2007 00:00 - 03:00 )
51 Promil, Manhattan (01.03.2007 00:00 - 02:30 )
Starfish, Biziz Rock Bar (01.03.2007 22:00 - 02:30 )
Starfish, Lone Star Cafe (01.03.2007 22:30 - 02:30 )
Suicide, Yolcu In Rock (01.03.2007 22:30 - 02:30 )
Banu & Osman, Kubbe Restaurant (23-24-26-27-28.02.2007 21:00 )
Banu & Osman, Kubbe Restaurant (01.03.2007 21:00 )
Crimson Door, Overall (28.02.2007 00:00 - 03:00 )
Flu, Biziz Rock Bar (28.02.2007 22:30 - 02:30 )
Green, If Performance Hall (28.02.2007 23:00 - 02:30 )
Pınar & Ender, Pruva Cafe (28.02.2007 00:30 - 04:00 )
Blue Velvet, Gölge Tunalı (28.02.2007 22:00 - 02:00 )
Hard Luck, Yolcu In Rock (28.02.2007 22:30 - 02:30 )
Foreplay, Overall (27.02.2007 23:00 - 02:00 )
Gece, If Performance Hall (27.02.2007 22:30 - 02:30 )
Şaka Gibi, Manhattan (27.02.2007 22:00 - 02:30 )
Origam, Yolcu In Rock (27.02.2007 22:30 - 02:30 )
Flu, Manhattan (24.02.2007 22:00 - 02:30 )
Kara Kedi, Yolcu In Rock (24.02.2007 00:00 - 03:00 )
Gestapo, Yolcu In Rock (24.02.2007 21:00 - 00:00 )
Dem, Biziz Rock Bar (24.02.2007 21:30 - 00:00 )
Bonus Track, Overall (24.02.2007 00:15 - 03:00 )
Bonus Track, Tapas Cafe (27.02.2007 21:00 - 23:30 )
Bonus Track, If Performance Hall (23.02.2007 00:15 - 04:00 )
In Rock, Gölge Tunalı (27.02.2007 22:00 - 02:00 )
In Rock, Yolcu In Rock (23.02.2007 00:00 - 02:30 )
In Rock, If Performance Hall (24.02.2007 00:45 - 04:00 )
Uni-Vibe, Lone Star Cafe (24.02.2007 22:30 - 02:30 )
Uni-Vibe, Lone Star Cafe (28.02.2007 22:30 - 01:30 )
Grup Paris, Cafe de Paris (23-24.02.2007 20:00 - 23:30 )
Recycle, Gölge Tunalı (24.02.2007 22:00 - 02:00 )
Coşkun, Mum Restaurant (24.02.2007 01:45 - 04:00 )
Ebru, Mum Restaurant (23-24-28.02.2007 00:00 - 01:45 )
Gülay, Neyzen (23-24.02.2007 00:00 - 02:30 )
Gülay, Neyzen (26-27-28.02.2007 21:15 - 00:00 )
Gülay, Neyzen (01.03.2007 21:15 - 00:00 )
Semih Koç, Neyzen (23-24.02.2007 21:15 - 00:00 )
Soul Stuff, Overall (23.02.2007 00:00 - 03:00 )
Hi-Jazz, Newcastle Bistro & Cafe (23-24-28.02.2007 21:00 - 01:00 )
Sedat Yüce ve Grup Mubu, Salata Nenehatun (23-24-28.02.2007 00:30 - 03:30 )
Echoes, Yolcu In Rock (23.02.2007 21:00 - 00:00 )
Ahmet, Mey'hane (23-24-26-27-28.02.2007 21:00 - 23:00 )
Ahmet, Mey'hane (01.03.2007 21:00 - 23:00 )
Ersan, Vodka (23-24-28.02.2007 02:00 - 04:00 )
Ercan, Mayday Çayyolu (23-24-28.02.2007 00:00 - 02:00 )
Tuşe, Gölge Tunalı (23.02.2007 22:00 - 02:00 )
Levent & Gözde, Salata Mesa (23-24-28.02.2007 00:30 - 03:30 )
DiskoDisko, Manhattan (23.02.2007 02:00 - 04:00 )
Boogie People, Lone Star Cafe (23.02.2007 22:30 - 02:30 )
Çimen, City Voice (23-24-28.02.2007 00:00 - 04:00 )
Emre & Batu, Bianca (23-24-28.02.2007 18:30 - 22:30 )
Abidin, Hancı (23-24-28.02.2007 00:00 - 02:30 )
Ece, Sunset Cafe & Bistro (23-24-28.02.2007 00:00 - 02:00 )
Ece, Sunset Cafe & Bistro (26-27.02.2007 00:30 - 03:30 )
Ece, Sunset Cafe & Bistro (01.03.2007 00:30 - 03:30 )
Grup Mecazzi, Fige (23-24-28.02.2007 22:00 - 02:00 )
Cevdet, Meşrep (23.-24-2802.2007 21:00 - 23:00 )
Aslıhan & Emrah, Mayday Çayyolu (23-24-28.02.2007 02:00 - 04:00 )
Levent Ünal, Pruva Cafe (23-24.02.2007 22:30 - 02:30 )
Özer & Sinem Öztop, Green Valley (23-24-28.02.2007 22:00 - 02:30 )
Neslihan Demirtaş, Newcastle Quayside (23.02.2007 22:00 )
Firdevs, Bar Keyfi (23-24-28.02.2007 22:00 - 04:00 )
************************************************************
Fuar;
13. Ayakkabı Saraciye Ve Yan Sanayi Fuarı, Altınpark (01.03.2007 - 04.03.2007 )
************************************************************
Dier etkinlikler;
'Guess Who's Coming To Dinner', Türk-Amerikan Derneği (26.02.2007 19:00 )
Ahmet Şerif İzgören, Ankamall Avm (Migros) (24.02.2007 14:00 )
Gumruk Birligi Baglaminda Avrupa Birligi ile Ilislilerimiz ve Cikis Yolu, Odtü Vişnelik (24.02.2007 14:00 )
Toastmasters, Türk-Amerikan Derneği (27.02.2007 19:00 )
'Harry, Sen Bir Büyücüsün ! - İngiliz Kültüründe Büyücülük ve Harry Potter’ın Kökleri', İngiliz Kültür Merkezi (25.01.2007 - 01.01.2050 )
İkebana Kursu, Türk Japon Vakfı (09.01.2007 - 06.03.2007 13:00 - 15:00 )
13. Uluslararası Karikatür Yarışması, Karikatür Vakfı Galerisi (19.12.2006 - 25.02.2007 )
Shakespeare Okumaları, İngiliz Kültür Merkezi (28.02.2007 18:30 )
***************************************************************
Yetmediyse daha başka etkinlikler ;
Cem Sağbil, Nurol Sanat Galerisi (08.02.2007 - 02.03.2007 )
Balık Suda, Suya Hasret, Krişna Sanat Galerisi (23.02.2007 - 15.03.2007 )
Her Yönüyle Trabzon, AKM (21.02.2007 - 24.02.2007 )
Alabey Karoğlu, Hazine Müsteşarlığı Sanat Galerisi (20.02.2007 - 02.03.2007 )
Sırlar, Arda Sanat Galerisi (20.02.2007 - 17.03.2007 )
Zirvelerdeki Tanık, Ankara Şehir Kulübü (15.02.2007 - 28.02.2007 )
Yakın Öyküler, Atlas Sanat Galerisi (13.02.2007 - 05.03.2007 )
Uğurcan Akyüz, Atlas Sanat Galerisi (13.02.2007 - 05.03.2007 )
Hikmet Serdar Mutlu Seramik Sergisi: 'Toprakla Ateşin Seması', Türk-Amerikan Derneği (12.02.2007 - 28.02.2007 11:00-19:00 )
Devrim Erbil, Helikon Sanat Galerisi (07.02.2007 - 03.03.2007 )
Kazım Artut Resim Sergisi, Hacettepe Üni. Kültür Merkezi (06.02.2007 - 23.02.2007 )
Bader Kınay, İlhan Sanatevi (02.02.2007 - 28.02.2007 )
Tarih Öncesi İnsan Resimleri, Devlet Resim Heykel Müzesi (16.01.2007 - 25.02.2007 09:00-17:00 )
Ankara'ya Merhaba, Galeri Grape (09.12.2006 - 10.04.2007 )
Ganco Garabacakov, Galeri Akdeniz (15.12.2006 - 20.12.2007 )


Yukardaki etkinlikler iyi kötü, güzel çirkin, karga sesli bülbül sesli demeden sıralanmıştır. Size uygun bir tanesi varsa gidiniz izleyiniz katılınız.Emin olun en sıkıcı etkinliğe katılmak bile evde oturmaktan daha iyidir. Kalınız sağlıcakla

21 Şubat 2007 Çarşamba

recursive soyadlar

herkese selam aslinda bu ilk yazim olacakti ama guzeller ve yakisiklilar oylamasina katilmadan edemedim.
Size bi adamdan bahsedicem. Kendisi kizkardesimin bir arkadasi olur. Adi Daniel Yamagushi Everybodytalksabout. Kendi soyadimdan biraz daha komiklerini duyunca dalga gecmeden edemiyorum napiim.Aslinda dalga geçmek mi lazim, tebrik etmek mi lazim anlamadım. Hani azicik bilgisayar bilgim var diye "recursive" kelimesini kullanacam.adamlar direk öyle bir soyadi bulmus.
Sizce bu zeka urunu bir soyadimidir?
Dunyadaki herkes kisa surede bu sulalenin varligindan haberdar olacak mıdır? Everybodytalksaboutgil.
Gerçi bu adamın Annesinin çinli ,babasinin da bi zenci olmasi recursive olayini biraz ortadan kaldiriyor. Boyle bi adam hakkinda konusmasınlar da ne yapsinlar di mi.
Uzun lafin kisasi ,ben soyadimi degistirmek istiyorum arkadaşlar.
Bana boyle bi soyad fikri verecek olan arkadasları bekliyorum.

Ibrahim Ferhat Dahaduymadınızmı nasil?

Motorcycle Boy

"Erasmus'a göre: 'Anlayış, inanıştan farklı olabilir. Akıl, dış görünüme göre hüküm vermekte dikkatli olmalıdır. 'Fuentes'e göre: 'Her şey mümkündür. Her şey kuşkuludur....... inanç, okumaktan kaynaklanır ve okumak deliliktir.'Okuma' ve 'delilik' sözcüklerinin İspanyolcaları bu ilişkiyi daha güçlü bir şekilde ortaya koyar; Okuma 'lectura', delilik ise 'locura'dır." Matrix'ten bu yana bildiğimiz bir kavram vardır; cehalet mutluluktur diye. Görüldüğü üzere motorcycle boy'un pek cahil biri olduğunu söylemek kolay değil.
İşte bu yüzden onun deliliği cehalet sınırılarının üstünde bir yerdedir.

100. yazı

Gençler 100. yazımız hayırlı olsun.
Size Pink Floyd'un pek fazla dinlenilmeyen ama grubun Meddle veya Dark Side gibi albümlere gelene kadar ne kadar çaba sarfettiğini gösteren bir albüm tanıtıyorum. Kapağı şahane bir illustrasyon olan grubun ikinci albümü Saucerful of Secrets.

1968 yılında çıkan albümde Syd Barrett bu albüme sadece Jungband Blues bestesi ile katılıyor. Zaten bu albümden sonra grup tekrar Syd'i göremiyor maalesef. Let There Be Light ile başlayan albümde bu şarkının basit fakat etkili bas riffi karşılıyor dinleyenleri. Remember a day waters'ın sesinin etkili olmaya başladığını haber verir nitelikteki hoş bir parça. Kayıt kalitesi çok iyi olmadığından bu albümdeki şarkıları pek sevmemiştim ilk dinlediğimde. Ama şimdi anlıyorumki gerçekten başarılı bir albüm. İstanbulda Roger Waters Set the Controls from the heart of the sun çaldı ve çok beğendim. Zaten bas çalmaya başladığımda ilk öğrendiğim şarkılardan biridir. Albüme ismini veren A Saucerful of secrets gerçekten muhteşem bir pshycodelic çalışma. Açıkçası bu albümdeki versiyonu yerine Ummagumma albümündeki versiyonunu çok çok daha beğenirim. Ve son şarkı Jungband blues. Gerçekten albümün havasını bir anda değiştiren esrarengiz bir şarkı. Pink Floyd'u Pink Floyd yapan albümlerin ilki niteliğindeki bu albümü beğenerek dinlemeniz dileğiyle

Buyrun burdan yakın.
http://www.badongo.com/file/1522359

20 Şubat 2007 Salı

Kimindir bilmem,

Old habits die hard (ex - girlfriends never do)

Yeni FC49 videoları çıktı (;>

Evet arkadaşlar bu seferki videolar yine FC49 da çekilmiştir. FC49 'un son dönemlerinde, hatta son toplu sınav çalışması gecesi çekilen iki videoyuda beğenilerinize sunuyorum. Her sınavdan önce önduğu gibi çalışmak için gene son akşamı bekleyip, bir araya gelerek, FC49 da çalıştığımız bir sınav akşamının görüntüleri. Yada daha doğrusu Çalışmaya çalıştığımız bir akşamın görüntüleri.(;>
Asıl Video;
http://www.youtube.com/watch?v=1HdxPqU2gVQ
Bonus Video;
http://www.youtube.com/watch?v=zK9BUaQESxI

Radyo Odtü

Bu aslına bakarsanız bir teşekkür yazısı.Bu yazı gerçekleri anlatan bir yazı. Bir zamanlar "Queen çalıyor" diye radyo'nun telefonuna bağırdığımızı hatırlatmak istiyorum(ficür ve ironic'e özellikle). Başka bir zaman ironic ile bir pazar akşamı o bir kanepeye uzanıp jazz dinlediğimizi hatırlıyorum. Arabanın fm bandında devamlı radyo odtü'yü değiştirmediğimi biliyorum. Ama bu radyo Odtü "Duygu" gibi bir dj gördüğünü zannetmiyorum. Bu yazıda ona teşekkür etmek istiyorum. Gerçekte, radyoodtü'nün isteklere pek fazla önem vermediğini görürebilirsiniz. Benim istediğim "Enjoy the Silence" parçasını çalıcam demesine rağmen(figment bilir), Duygu hanım çalmadı.(bilenler bilir depeche mode'dan şşş) açıkçası ben bu duruma üzüldüm. Ancak tekrar aradığımda dj Duygu, benim söylememe izin vermeden bu parçayı çalamayacağını söyleyip özür diledi. Bende o zaman Rolling Stone'stan Angie parçasını istedim(yayın akışını bozup çalıdığın için Duyguya burdan teşşekür etmek istiyorum) . Bütün Radyo Odtü ailesine hala bozulmadığı ve bandı 103.1 değiştirmemize izin vermediği için teşekkür ediyorum.

19 Şubat 2007 Pazartesi

Mehmet Güreli - Kimse Bilmez

Şu ana kadar iki albümünü dinlediğim Mehmet Gürelinin dinlediğim en güzel şarkısı. Bilemiyorum belkide Hayyamdan izler taşıdığı için şarkıya bu kadar bağlandım. Öncelikle sizlere hayyamın rubailerinden Alıntı yapılanların orjinal hallerini sunuyorum ;
**************************************
"seher yeli eser yirtar etegini gülün
güle baktikca cirpinir yüreği bülbülün
sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
kopup dallarindan toprak olmadalar her gün"
**************************************
"bu yildizli gökler ne zaman basladi dönmeyene
zaman yikilip gidecek bu güzelim kubbe
aklin yollariyla ölçüp biçemezsin bunu sen
mantiklarin, kiyaslarin sökmez senin bu işte"
**************************************
"bulut gecti, gözyaşlari kaldi cimende
gül rengi şarap içilmez mi boyle günde?
bugün bu çimen bizim, yarin kim bilir kim
gezecek, bizim topragin yeşilligince"
**************************************
işte hayyam zamanında bunları demiş ve Mehmet Gürelide almış bu 3 ayrı dörtlüğü kesip biçmiş ve ortaya bu şarkıyı çıkarmış çokta iyi etmiş kanımca işte şarkının sözleri;
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende,
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde
seher yeli eser yırtar eteğini gülün
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
bu yıldızlı gökler ne zaman
başladı dönmeye
kimse bilmez kimse bilmez

18 Şubat 2007 Pazar

Me? me? me? me? me? :)


Budur ! Yıllardır sırıtarak izlediğim klip, her cumartesi zodiacta üç beş biranın etkisiyle kahkahalara boğuluyo artık :) Nedense sıkılmadan her cumartesi gösteriyolar, di mi lan deserthawk !!!

- Küresel Isınma -

Arkadaşlar, Küresel ısınmanın ne boyutlara geldiğini hepinizin bildiğini farz ediyorum. şayet durumdan haberdar olmayanlar varsa die şöyle özetlemeye çalışayım; kuzey kutbunda buzullar eriyor, kutup ayılarının nesli tükeniyor, denizler yükseliyor, mevsimler değişiyor, barajlarımız göllerimiz kuruyor,...
Bilim adamlarının tahminlerine göre 10 yıl içerisinde dünya bambaşka bir yer olucak. Ve bizler hala fosil yakıtları kullanmaya, deodorant sıkmaya, nehirlerimize zehirli atıklar boşaltmaya, ormanlarımızı yakmaya, kağıtları israf etmeye, havayı kirletmeye, ..... devam ediyoruz.
Lütfen bizlerden sonraki nesli de düşünelim. elimizden geldiğince dikkat edelim. Ve belkide bu sayede 10 yıl gibi kısa bir süre olan dünyanın değişim sürecini biraz da olsa uzata biliriz. Ama malesef artık bu süreci engellemenin imkanı kalmadı.
Sizlerden ricam Kyoto yu imzalayın ki siyasi iradeler halkın bilinçlendiğini fark etsinler ve belkide gelecek seçimnlerde sırf oy toplamak gayesiyle iyi bir girişim yaparlar ve vaatlerinin arasına bu konuda birşeyler yapmayı da eklerler.
İnternet üzerinden herhangi bir arama motorundan arama yaparak detaylı bilgilere ulaşa bilirsiniz vakit ayırdığınız için teşekkürler. Son olarak bir Kızılderili ata sözüyle yazımı bitirmek istiyorum;
Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak.

17 Şubat 2007 Cumartesi

Perfume: The Story of a Murderer - Bir Katilin Hikayesi


Sevgili arkadaşlar bu filmi izlemedim ancak kitabı harikaydı. filminin de aynı güzellikte olacağını düşünerek onunla ilgili alıntı yapıyorum.

"
Yön: Tom Tykwer

Oyn: Ben Whishaw, Francesc Albiol, Gonzalo Cunill

Stanley Kubrick’in bile "Sinemaya uyarlanamaz" dediği, Alman yazar Patrick Süskind’in Das Parfum (Bizde Koku diye çevrilmişti) adlı meşhur romanı sonunda beyazperdede. Almanya’da, Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’tan sonra yayımlanmış en iyi roman kabul edilen, 45 dile çevrilen, 1985’ten itibaren dokuz yıldan fazla bir süre Der Spiegel’in çok satanlar listesinde kalmayı başaran Koku’nun sadece senaryo yazımı iki yıl sürdü.

Olay, 18. yüzyıl Fransa’sında geçiyor... Jean-Baptiste Grenouille, tüm insani duyumlardan ve duygulardan yoksun, salt kokulara karşı görülmedik ölçüde duyarlı ve istediği kokuları üretebilmek için cinayet işlemekten kesinlikle çekinmeyen bir katildir. Herkesin ve her şeyin kokusunu almakta bir dáhi olan Grenouille, kendi kokusunun bulunmadığını, onun bulunduğu yerlerde insanların insan kokusu alamadıklarını anladığında dünyasını da yitirir... "

Blueport - İzmir

Evet arkadaşlar sizlere izmirde bir mekan tanıtmak istiyorum. Mekanımızın adı Blueport. İzmir Alsancak' ta Kıbrısşehitleri caddesinin sonlarında, limana yakın bir bölgede bulunan mekan yeni sayılabilecek açılış tarihi yüzünden henüz çok fazla insan tarafından bilinmiyor.resimde görmüş olduğunuz mekanın girişi. kendi önünde yaklaşık 5 araçlık otoparkı bulunmakta ki Kıbrıs Şehitleri caddesinde bu büyük bir nimet.
Şimdi Mekanın bana göre artılarına gelicek olursak fıçı efes 3 YTL ki bu bahsi geçen bira 50 lik oluyor. Bu fiyat izmirde birçok yer için ucuz bir fiyat. Ancak bu tarzda bir yer düşünüldüğünde fiyatın ne kadar uygun alduğunu ilerleyen satırlarda sizlerde anlayacaksınız.Bu arada belirtmek isterim ki kazara şişe efes isterseniz onun fiyatı 4 YTL haberiniz olsun(;>

Mekanımızın artılarından biride dart oynana bilmesi. Resimde gördüğünüz yan yana iki board ve mekanın başka bir bölümünde artı bir boarduyla yani 3 board la dart sevenlere hizmet etmekteler. Ayrıca İzmirde dart malzemesi satan tek yer olma ünvanını ellerinde bulundurmaktalar.

Blueport bununlada kalmayıp İzmirin ilk uzun soluklu dart turnuvasını düzenlemiş bulunmakta. turnuva hakkıındaki detaylı bilgiye vede makan hakkındaki diğer fotolara ulaşmak için www.blueport.tr.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
Ve gelelim mekanımızın bir diğer artısına. Uzun süredir aklımda böyle bi fikir vardı ve Blueport bu fikri hayata geçirdi. Bu mekanda aynı zamanda biranızı içerken PS2 oynaya biliyorsunuz. Hemde dev ekranda. Oyun türü olarak dövüş oyunları, savaş oyunları, ve yarış oyunları şu anda ellerinde bulunanlar. Ama en yakın zamanda bu oyunların arasına futbol oyunlarının da gireceğini duyurmak isterim. Ve bu konuda benim bildiğim tek mekan burasıdır.

Neyse lafı fazla uzatmayalım mekanımız bu. Daha doğrusu mekanımızın artıları bunlar. Daha saya bileceğim çok artısı var mekanın. Örneğim Dvd den david gilmour izleme şansı. blues, rock müzik dinleme şansı, güleryüzlü sıcak kanlı personeli .... gibi.
Ancak birazda eksilerinden bahsetmek istiyorum.

1 - Dart oynarken sürekli birilerinin size çarpması muhtemel çünkü arkanızdan garsonlar, müşteriler vızır vızır geçmekte. Yani dart oynamak niyetindeyseniz akşam üstü ve hafta içi bir günü seçmenizi tavsiye ederim yoksa sinir krizlerine girebilirsiniz.

2 - Ücretsiz katılımı olduğu duyurulan dart turnuvasında iki maç üstünden eleme usulü kullanılmakta. ilk maçı kaybettiğinizde kaybedenler gurubuna düşüyorsunuz ikinci maçınızı da kaybettiğinizde o akşamki turnuva ayağından eleniyorsunuz. Bu olması gereken sistem zaten ancak kaybettiğiniz her maç için bir bira kaybediyorsunuz. Hemde şişe efes. bu durumda eğer birinci yada 2. olmadıysanız o gece turnuvada katılım ücreti gibi düşünebileceğiniz 8 YTL yani 2 şişe bira parası sizin hesabınıza ekleniyor. Bunun güzel sayıla bilecek kısmı bu biraları oyunu kazanan rakibinizin içiyor olması yani eğer 3 tur atlarsanız ve sonra elenirseniz turnuvadan 3 bira kazanıp iki bira kaybetmiş oluyorsunuz. Ki bu da 5 maç yapmanız demek. Bu durumda 1 birayı bedavaya içebilirsiniz. İlginç bir sistem bizim alışık olduğumuzdan biraz farklı.

Vede mekan hakkında bir kaç resim sunmak istiyorum. bu gece girmiş olduğum kriket turnuvasının ilk ayağından da geçen hafta girdiğim 501 sayı turnuvasında oluduğu gibi ilk turda elendim. Çok kötü oynuyorum çoook. Geçmişte beni dartta yenememiş olanlara duyrulur bu fırsatı kaçırmayın ve en yakın zamanda benimle dart oynayın(;>




Bu gece için konuşacak olursak mekanda hatun - erkek oranı %40 a %60 gibiydi ki bu bence gayet iyi bi değer. Turnuva sırasında anlayamadığım bir sebepten mekanda sürekli DJ tarkan die daha önce hiç duymadığım birinin club müziklerini dinlemek zorunda olduğumu belirtmek isterim. Sanırım dart oynayanlardan birisi özellikle istiyormuş o müziği ama bende özellikle normalde ne çalıyorsa onu çalmaya devam etmesini istiyorum genede DJ tarkan çalıyorlar turnuvada ?!?

Ayrıca turnuvaya bayan katılımcılarda var. ki İzmirde dart oynayan adam bulduğuma şükrederken hatunlarında bu sporla ilgilenmeye başlamış olmaları beni ilerisi için umutlandırdı. Belki 3 sene kadar sonra İzmir' de Ankara kadar dart ın yaygın olduğu bir ilimiz haline gelebilir.
Şimdilik benden bu kadar millet saat sabaha karşı 4.00 da atılan mekan tanıtımı bu kadar oluyor idare edin.


16 Şubat 2007 Cuma

Büyük Adam Küçük Aşk






İlginç bir film. Atatürkçü düşüncenin içinden gelen Emekli Yargıç ile Türkçe bilmeyen küçük bir kızın yollarının birlşemesi sonucu çıkan bir hikaye.


Kısaca konusu küçük kız amcası tarafından avukat bir akrabasına bırakılarak hayatı kurtulacağını düşünerek başlar fakat avukat akrabası terör örgütü mensuplarını barındırır ve baskın sonucu ölürler. Kapı komşusu Emekli Yargıc'a sığınan küçük kızın hayatını ve ilişkileri anlatan Türkiye'deki Kürt sorununu uzaktan değil ama tam manası ile belirtmeyen bir baş yapıt olarak herkezin izlemesini tavsiye ederim. Çeşitli ödüller alan bir filmdir.

38. Antalya Film Şenliği, 2001 - En İyi Film
38. Antalya Film Şenliği, 2001 - Handan İpekçi - En İyi Senaryo
38. Antalya Film Şenliği, 2001 - Füsun Demirel - En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
38. Antalya Film Şenliği, 2001 - İsmail Hakkı Şen - En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
38. Antalya Film Şenliği, 2001 - Dilan Erçetin - Jüri Özel Ödülü
13. Ankara Film Festivali, 2001 - Şükran Güngör - En İyi Erkek Oyuncu
13. Ankara Film Festivali, 2001 - Füsun Demirel - En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
13. Ankara Film Festivali, 2001 - Dilan Erçetin - Umut Veren Yeni Kadın Oyuncu

Hepinize iyi seyirler (divx Rulez)

Mehmet GÜRELİ

Biliyorsunuzdur zaten, enteresan insan, ressam, müzisyen, yönetmen vs.
http://rapidshare.de/files/34452978/MehmetGureli-_1995_CihangirdeBirGece.williee.rar
http://rapidshare.de/files/34452974/MehmetGureli-_1995_VapurlarBlues.williee.rar
http://rapidshare.de/files/34452982/MehmetGureli-_1998_Yagmur.williee.rar
http://rapidshare.de/files/34452980/MehmetGureli-_2002_OdamdaYolculuk.williee.rar
(Rar dosyalarının şifreleri:www.turkboard.us )
Bir de bu var, çok beğendiğim bir şarkısı sanırım albümlere dahil değil, üşeniyor da olabilirim kontrol etmeye.
http://rs2.rapidshare.com/files/13635288/MEHMET_GUREL__304__-_KIMSE_BILMEZ.mp3

Geceyarısı Ekspresi

Zamanında fırtınalar koparan sevgili filmimizin kahramanı ve filmin sinemaya aktarıldığı kitabın yazarı Billy Hayes ile yapılan söyleşinin videosu yayınlandı. Alinur Velidedeoğlu tutmuş kulağından anlat demiş, süper isim var zaten adamda, e tabi Billy bu karizma karşısında yaptığı eşekliği ortaya koymuş.
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=15096&cat=110&dt=2007/02/16

With Money

You can buy a house,
but not a home
You can buy a clock,
but not time

You can buy a bed,
but not sleep
You can buy a book,
but not knowledge

You can see a doctor,
but not good health
You can buy a position,
but not respect

You can buy blood,
but not life
You can buy sex,
but not love

Stomp



Evet millet. İşte sizlere bir ritim gurubu Stomp. Eğer bu gurubu daha önce izlemediyseniz sizleri uyarmalıyım. Kesinlikle çok beğeniceksiniz, kendinizden geçiceksiniz, yok artık bu kadarda olmaz diyceksiniz ve video biter bitmez denemeye kalkmanız muhtemeldir.

Bu gurubun ismini ararken şöyle bir yazı ile karşılaştım.

"insana yapılabilecek en büyük kötülük, bir stomp videosu hediye etmektir.bu adam o videoyu izlediği günden itibaren her şeyden müzik yapmaya çalışacaktır..."

Sanırım bu yazı durumu kısaca özetliyor. Evet bu insanlar herşeyden müzik yapıyorlar.sizler için karma bir video larının link ini veriyorum.

http://www.youtube.com/watch?v=Ha_K11LNl08

yukarıdaki linkten adamların aşağı yukarı nelerle müzik yapabildiğinin kısaca özetini görebilirsiniz. Bununla birlikte sizlere benim favorim olan videolarının da link ini vermek istiyorum.

http://www.youtube.com/watch?v=xJ3HLr3Ey4c

işte bu videoyu benim bünyem kaldırmıyor. Bünyem kaldırsa beynim algılamıyor. Basket topları ve müzik izleyin ne demek istediğimi anlıycaksınız. İyi seyirler (;>

The Illusionist


The Illusionist, senenin konusu seçilen sihirbazlıkla ilgili filmlerden bir tanesi. Ancak pek çok sihirbazlık filminde sırların açıklandığını söyleyebiliriz ama bu film pek çok sırrı içinde barındırarak bitiyor. "acaba bunu nasıl yaptı" dedirten filmlerden bir tanesi, her sihirbazlık filminde olduğu gibi bu filmde de sonunu süpriz bir şekilde bitirme çabası içine girmişler insanlar kılıktan kılığa girdiği, makyajın üst saflarda dolaştığı ancak vakit geçirmek için izlenmesi gereken filmlerden bir tanesi. Filmde Edward Norton'nın her zaman olduğu gibi oyunculuk adına iyi bir performans sergilediğini söyleyebiliriz.

Taiko- Müziklerin Efendisi


Sevgili arkadaşlar her sabah uyandığımda kendime gelip güne hazırlanmak için yaptığım ilk şey sevgili Japon kardeşlerimizin yer yüzüne armağanı Taiko yu dinlemek. hele bide davul sesinden hoşlanıyorsanız, işe gidip patronunuzu veya okula gidip hocanızı ve dahi sevgilinize bi önceki günden kafanızın etini yemesinden dolayı gidip o zatı muhtereme kafa atmadan önce allah allah nidalarıyla bir taiko dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Buyurun sizlere bu işin üstadı ablalarımızdan, Haere Mai Taiko dan bir örnek


http://www.youtube.com/watch?v=okXGvNzoxbI( taiko ile ilgili küçük bi belgesel)

15 Şubat 2007 Perşembe

The Rise Of Evil - Şeytanın Doğuşu




Film 2003 yapımı. Bence Hitleri anlatan en güzel film. yalnız sadece çocukluğundan savaşı başlatıncaya kadarki bölümü anlatıyor Hitler`in hayatının. Robert Carlyle hariklar yaratmış diye bilirim bu filmde. Şiddetle izlemenizi tavsiye ediyorum.


Yeni çikolata duyurusu

Ya lanet olsun Ülker Alpelladan yeni bi çikolata çıkarmış kestaneli. Akıllara ziyan bişey. Yedikçe yiyosun. Çok çikolata yemem ama bu hakkaten çılgıncaymış. Deneyin arkadaşlar beğenirsiniz kesin. Fitnecim seni uyarıyorum eğer göbeğime laf edeceksen o çikolatadan değil bunu sende biliyosun. Ayağını denk al !

14 Şubat 2007 Çarşamba

Bir rüya gerçek oluyor


Günümün en mutlu haberi sabah NTVden görüp bütün günümü araştırarak geçirdiğim Police'in dünya turnesi haberi. 80lerin efsanevi The Police grubu 49. Grammy ödüllerinde verdikleri mini konserden sonra dünya turnesine çıkma kararı almış bulunuyor sevgili gençler. Hey gidi günler "Ulan Roger Waters geliyomuş olm" dediğim günler aklıma geldide... neden olmasın ? The Police görmek :) Tüm organizasyon şirketlerine bir maili borç bilirim.

Velhasıl kelam, imkansız dediğimiz gruplardan biri daha birleşti. Andy Summers ve Sting'in canlı yayında yumruklaşması unutulmuş demekki 10 sene evvel. Yukarıda Grammy ödüllerindeki Roxanne var izleyin duygulanın, düğününüze seçmeyin tabi...

Türkçe

Efendiler, madem yazarak kendimizi ifade edebileceğimizi düşünüp bir blog açtık, yazmayı öğrenelim lütfen. O kadar zor değil emin olabilirsiniz.

Sevgililer günü mü ?

Sevgilisi olanin, olmayanin,
Olup da yok gibi olanin,
Yok da var gibi olanin,
Olmayip cok isteyenin,
Oluyo da noluyo diyenin,
Oldugu icin cok mutlu olanin,
Olmadigi icin cok mutlu olanin,
Onsuz olamayanin,
Onunla hic olamayanin,
Herseye ragmen yureginde her daim aska yer olanin
Sevgililer günü kutlu olsun.

Mark Twain

"To cease smoking is the easiest thing I ever did, I ought to know because I've done it a thousand times."

karar verince iş bitmiyor bir de uygulamak lazım. değil mi, ne dersiniz? ;)

Blade Runner




Evet blog sakinleri yeni bir filmle karşınızdayız. Philip K. Dick'in Do Andorids Dream Of Electric Sheep adlı romanından sinemaya uyarlanan Blade Runner. 1982 yapımı kült bir bilim kurgu filmi. Bir şaheser.Kimi eleştirmenlerce gelmiş geçmiş en iyi bilim kurgu filmi sayılıyor.Her nekadar eleştirmen güruhundan nefret etsemde bu film konusunda onlara hak verdim. "En iyisi" iddialı bir sıfat. Özellikle filmler söz konusu olunca.En iyisi demiyorum çünkü film eleştirmeni değilim. Ama bana göre en iyilerden birisi. Romanından uyarlanan Philip K. Dick ayrıca Total Recall ve Minority Report filmlerininde hikayesini yazmış bir şahıs. Filmin yönetmeni Ridley Scott ve müzikleride Vangelis'e ait. Yani senaryo, yönetmen, müzik dört dörtlük. Oyunculukta öyle. Harrison Ford ve Rutger Hauer gerçekten harikalar yaratmış. Özellikle Rutger Hauer android Roy Batty yi o kadar iyi canlandırmış ki hayran kalmamak imkansız. Filmin diğer bilim kurgu filmlerinden sıyrılmasını sağlayan birçok unsur mevcut. Belkide tam bir bilim kurgu filmi sayılamaz bu yüzden. Varoluş, yaşam, hayatın anlamı gibi derin konular işlenmiş. Kısaca konusunu anlatmak gerekirse. Günümüzden ileri bir zamanda işçi ve asker olarak kullanılan, insana tıpatıp benzeyen androidler isyan ettikleri için görüldükleri yerde öldürülmeye başlanır. Bu sırada dış kolonilerden dünyaya kaçak olarak 5 android gelince filmimiz başlar. Amansız bir kaçıp kovalamaca ve av. Ben burda androidlerin başı olan Roy Batty karakterini çoğu insandan daha insancıl buldum. Zaten filmin ana konusuda hemen hemen bu. Daha fazlasını anlatmıyorum ki seyretmeyen arkadaşlarada birşey kalsın :)İzleyecek olanlara birkaç tavsiyem olacak. Film gerçekten ağır bir film. Zaten Film-Noir(kara film) tarzında çekmiş Ridley Scott. Ve bu türün en iyi örneklerinden biri. Havasına girmek başlarda zor olsada biraz diş sıkılıp başarılırsa çok zevkli. Atmosfer gerçekten mükemmel verilmiş. Sürekli pis bir yağmur ve hiç doğmayan bir güneş. Sizde izlerken mutlaka gece ve odanızın ışıklarını kapatıp izleyin. Mümkünse yağmurlu bir güne saklayın bu filmi. Ve mutlaka normal versiyonunu izleyin önce. Eğer filmi severseniz uncut versiyonunu sonra izlemek çok daha fazla tat verecektir emin olun.

Leon



1994 yapımı bu film benim kesinlikle koleksyonuma katmak istediğim filmlerden birisidir. işinde çok iyi olan bir kiralık katildir Leon. Soğukkanlı ve duygusuzdur aynı zamanda. Ve günün birinde herşey değişir. Hayata dair, duygulara dair bir film bence. ve gene bence herkez en az bir kere izlemeli.

başrollerde Leon adıyla Jean Reno, Matilda adıyla Natalie Portman oynuyor.

iyi seyirler emin olun pişman olmıycaksınız film hakkında detaylı bilgiye vede trailer ına aşağıdaki linkten ulaşa bilirsiniz.

http://www.imdb.com/title/tt0110413/

13 Şubat 2007 Salı

Roxanne

Şimdi millet bu şarkının sözlerini özellikle çevirmek istedim. Çünkü geçtiğimiz yıl birinin düğün şarkısı olarak bu şarkıyı seçmesi beni kahretti. Bu şahsı hiç biriniz tanımıyorsunuz hatta bende tanımıyorum. o yüzden kendisine söyleyemedim. ancak düğünden sonra davetiye olarak yollanan fotoğraf slayt show olarak hazırlanan cd elime geçtiğinde önce çok güldüm sonra çok üzüldüm. eminim günün birinde yaptıkları hatayı fark edicekler. Şimdi cd de kız ve oğlan lise yıllarından beri birbirlerini tanırlar ve onların o zamandan beri çekilmiş fotoları görünür. Çok güzel şarkılar eşliğinde. Önce çocuğun fotoları görünür. lise hali kızla birlikte diğer arkadaşlarıyla birlikte.... Ve sıra kıza gelir kızın fotoları görünmeye başladığı anda fondaki müzik.. Evet Roxanne (;> hala bu trajediye gülüyorum ama aslında ağlanıcak bi durum. neyse şarkıyı çok severim özelliklede "Moulen Rouge" daki versyonu harikaydı neyse lafı fazla uzatmadan sözlerin türkçesini yazıyorum, herkez okusun bilsin ki böyle trajı komik durumlar yaşanmasın die;
Roxanne, kırmızı ışıkta durmak zorunda değilsin,
o günler sona erdi.
vicudunu geceye satmak zorunda değilsin
Roxanne, bu elbiseyi bu gece giymek zorunda değilsin
sokaklarda para için yürümek zorunda değilsin.
zaten dert etmezsin doğru yada yalnış olduğunu
Rozanne, kırmızı ışıkta durmak zorunda değilsin,
Roxanne, kırmızı ışıkta durmak zorunda değilsin,
kırmızı ışıkta dur, kırmızı ışıkta durkırmızı ışıkta dur,
kırmızı ışıkta durkırmızı ışıkta dur, oh ( (;> )
seni ilk gördüğümden beri seviyorum
seninle konuşamadım
nasıl hissettiğimi sana söylemek zorundayım
seni başka bir erkekle paylaşmıyacağım
biliyorum düşüncelerim katı
o zaman çıkar o yüzündeki makyajı
sana bir keresinde sana karşı konuşmuyacağımı söylemiştim, bu kötü bir yol
Rozanne,kırmızı ışıkta durmak zorunda değilsin,
Rozanne, kırmızı ışıkta durmak zorunda değilsin,
kırmızı ışıkta durmak zorunda değilsin,
kırmızı ışıkta dur, kırmızı ışıkta dur... ( (;> sevgilerle )
http://www.loglar.com/song.php?id=16206

Rumble Fish

İşte size benim all time ilk 10 umda her zaman yer alacak bir film. Yönetmeni Francis Ford Coppola desem yeterli sanırım. Rumble Fish 1983 yapımı.Türkçeye Siyam Balığı olarak çevrildi.Siyam Balıkları bizim pet shoplarda beta ismiyle satılır.Ama onlara beta demek çok salakça.Benim için onlar her zaman siyam balığıdır.Coppola abimiz filmi siyah beyaz çekmiş.Ama balıklar renkli.Bu sinema tarihinde benim gördüğüm ilk deneme. Vardır belki daha önceden ama ben ilk Rumble Fish'te gördüm bu tekniği.Sonra Spielberg filanda yaptı bunu Shindler's List'te.Herşeyin siyah-beyaz, balıkların renkli olması çok hoş bir ayrıntı.Rusty James(Matt Dillon) ve ağabeyi Motorcyle Boy(Mickey Rourke) un yaşadığı küçük mahallede tek güzel olan şey onlar olduğu için renkliler belkide.Film, zamanın çete savaşlarını, küçük ve fakir amerikan mahallesini, iki kardeşin gözünden anlatıyor.Her zaman saldırgan, coşkulu Rusty James ve onun cool abisi Motorcyle Boy. Bu ikilinin birbirleriyle olan dialoglarıda eşsiz. Coppola'nın bütün sanatını konuşturduğu film aynı zamanda Mickey Rourke un sanırsam ilk başrolü. İzlemediyseniz bulun izleyin.Kesinlikle...

12 Şubat 2007 Pazartesi

Protoss Corsair

"It is a good day to die..."

BLIND GUARDIAN

Size dinlemedigim bir albumu sunuyorum : A twist in the Myth!. Masalcilarin hikayeye kaldiklari yerden devam ettiklerni umuyorum. Bunu dosya iner inmez anlayacagim. 1999 yilinda Alsancak Iletisim de dolasirken tanistigim bu grup kesinlikle hayatimi degistirmistir. Pek cok insanla tanismama vesile olmustur. Nightfall in Middle Earth olmasaydi Happy Owl Ironic denen insandan da haberim olmasi imkansizdi. Ama sorsaniz bunu o bilmez tabiki:)
Bu albumle cikacagimiz yolculugu da ileride baska dostlara anlatacagimizi umarak e-mule yi tekrar kontrol ediyorum.

happy owl ironic' ten güzeller ve yakışıklılar

güzeller;




1-Denis Richard' ı tanımayan varsa google da küçük bi resim araması yapmasını öneririm.görünce bu listeye neden girdiğini anlarsınız(;>






2-Milla JovovichUltraviolet filminin güzeli






3-Angelina JolieTomb Rider demem yeterli olur herhalde.






4-Jennifer Garner Elektra filminin güzeli.





5-Catherine Zeta Jones' un zoro daki güzelliğini hatırlatırım.




Yakışıklılar;

1-James Dean hızlı yaşa genç öl felsefesini hayata geçiren kişi. Ağzından düşürmediği sigarasıyla bir karizma abidesi.







2-John Travolta serseri adam rollerinin hakkını verdiği kesin, tam bir karizma.










3-Mel Gibson Braveheart taki karizmayı kim unutabilir. Adam etek giydi o bile yakıştı. inanılmaz (;>



4-Brad Pitt fight club taki rolü ve giyim tarzı kesinlikle hayranlık uyandıracak cinste.






5-Johnny Depp karayip korsanları filminin hırçın kaptanı. şimdiye kadar izlediğim filimlerdeki oyunculuklar içinde ilk sıralara oturabilicek bir oyunculuk ve karizma.

Yeni Liste; güzeller VS yakışıklılar

Evet millet hadi bakalım herkez yorum yazmaya başlasın kurallar basit iki listemiz var güzel hatunlar listesi vede karizmatik yakışıklı erkekler listesi. bu konu başlığına mesaj olarak atınız oylarınızı şimdi kurallar;
1 - herkez 5 hatun, 5 erkek sıralamak zorunda.
2- sıralamada 1. sıraya konulan kişi sizden 5 puan alıcak, 2. sıradaki 4 puan, 3. sıradaki 3 puan, 4. sıradaki 2 puan, ve son sıradaki ise 1 puan alıcak.
örnek olması açısından kendi seçimlerimi bir sonraki mesajla yolluyorum. puanlar gün sonunda toplanıcak ve listelerdeki durumlara yansıyacak.

Dune Serisi - Frank Herbert


Kitap bölümümüze arkadaşlar pek ilgi göstermiyor maalesef. Bu gerçekten üzücü. Happy Owl Ironic arkadaşımızla bir konuşmamızda kaldırıcam o bölümü siteden demişti. Bende bu bölümün durması için kendisine rica etmiştim ama şimdi hak vermeye başladım mutlu baykuşa. Çünkü bir tek o uğraşıyor bu bölümle. Bu yüzden bende elimden geldiğince kitap tanıtımı yapacağım bundan sonra. Neyse bu sitem dolu girişten sonra kitap tanıtımına başlıyorum. Kitabımız, daha doğrusu toplamda altı cilt olan serimiz Frank Herbert'ın Muhteşem Dune serisi. Muhteşem kelimesi kesinlikle bu seriyi tanımlamak için yetersiz bir sıfat. Ben altı cildin her birini üç kere okudum. Canım sıkıldığında arada bir açıp bazı paragrafları okurum hala. Dune, bir bilim kurgu kitabı sayılıyor ama onu sadece bir bilim kurgu kitabı olarak okumak yanlış ve kayıp olur. Çevremde, bu seriyi okuyan insanlarla konuştuğumda herkesin kitaptan çıkardıklarının farklı şeyler olduğunu gördüm. Bu, kitabı okuyan insanların salak olmasıyla ilgili olan birşey değil, kitabın gerçekten çok ama çok derin olmasıyla ve bir sürü konuyu anlatmasıyla ilgili. Kitap bilim kurgu sayılmasına ragmen anlatılan olaylar bizzat dünyamızın olayları. İlk aklıma gelenler; dünyamızda petrolün önemi ve devletlerin petrole sahip olmak için oynadığı oyunlar, her türlü devletin(İmparatorluk, derebeylik, demokrasi, kilise devleti) yönetim tarzı ve felsefesi, Dinlerin ortaya çıkışı, Peygamberler, Nietzsche'nin üstün insan felsefesi, Savaşlar, Liderlik, Yapay zeka, Ekoloji vs. Bu kitabı tanıtmak bile gerçekten çok zormuş.Seriyi alıp okumayı düşünüyorsanız zaten bu yazdıklarımı okumayın. Eminimki siz bu konulardan farklı şeyler de çıkaracaksınız. Yer yer okuması ağır bölümler mevcut olsada hiç bir zaman heyecanı azaltmayan ve her zaman insanı düşündürten bir eser. Tavsiye ederim kesinlikle. Son olarak, kitap bildiğim kadarıyla iki kere filme ve bilgisayar oyununa uyarlandı. Filmlerden birinde Sting kötü adam rolündeydi. İki uyarlamada bence çok başarısızdı. Ama bu seriyi film olarak çekmek her yönetmenin kabusudur ve çok zor bir iştir eminim. Adamlarada sonradan hak verdim. 2 saatlik bir filmle ancak bu kadar anlatılabilir. Dediğim gibi filmde anlatılanlar, kitaptakilerin onda biri bile değil.Bunun dışında kitap bir çok oyunada malzeme oldu. İlk aklıma gelenler Dune 2000 ve Amigada oynadığımız İlk Dune:) Sözümü Long live the fighters!!! diye bitiriyorum...

11 Şubat 2007 Pazar

İngiltere den Turizim kampanyası !!!

İlgiltere Rock ve Pop tarihini turizim malzemesi olarak kullanmaya başladı. Ünlülerin evlerini türistlerin ziyaretine açıyorlar. Hatta açmaklada kalmıyorlar size ulaşım bilgilerini de veriyorlar aşağıdaki linkten bazı evlerin google map bilgilerini vede fotolarını görebilirsiniz.
McCartney ailesinden Former ın evi, Jimi Hendrix' in 1960 lardaki evi, Bob Marley' in londra daki ilk adresi bunlardan sadece birkaçı. son olarak Pink Floyd' tan Syd Barrett' ın evinin de bu listeye eklendiğini söylemek ilginizi çeker sanırım. bir göz atmak isterseniz site adresini aşağıda veriyorum bu arada giriş te yüklenen intro yu dinlemenizi tavsiye ederim (;>

David Gilmour ' ın yeni DVD si !!!



Kesin olmayan kaynaklardan aldığım bilgilere göre David Gilmour 'ın yeni DVD si "Remember That Night" adıyla piyasaya çıkıcak. Söylentilere göre doublelayer formatında olucak olan kayıtta Royal Albert Hall' da 2006 mayıs ayında kaydedilmiş canlı konser kaydı yer alıcak. Çift DVD olarak çıkması beklenen konser kaydının ikinci DVD' sinde ise special features' ın olması bekleniyor. Dedikodulara göre içinde bulunduğumuz 2007 yılında piyasaya sürülecek bu kayıt. Ama unutmayın bunlar dedikodular. Müzikle kalın hemde iyi müzikle (;>

Süper Kahraman Olmanın İlk Adımı!

Evet millet, şimdi diyelim ki süper kahraman olmaya karar verdiniz. Ve size böyle bir şans sunuldu ancak sadece bir tane özel yetenek seçebilecek siniz! Hangisini seçerdiniz?
Size ilham vermesi açısından aşığıda birkaç özel yetenek örneği vericem;
Uçmak;
Herkesin hayalidir uçmak ama bu özelliği seçmeden önce iyi düşünün. sadece uçmak sizi süper kahraman yapar mı?
Görünmezlik;
İstediğiniz zaman görünmez olabilirseniz bir çok şey çok kolay olucaktır. Tabi kıyafetleriniz sizinle birlikte görünmez olmuyorlar bunuda düşünün(;> seçim yaparken iyi düşünmek lazım, unutmayın tek seçme şansınız var.
Düşünce Okumak;
Bir yetenek mi? yoksa bir lanet mi? durumu biraz açık hale getirelim istediğiniz zaman odaklandığınız kişinin düşüncelerini okuya bileceksiniz diyelim mesela!
Zamanı Durdurmak;
istediğiniz zaman zamanı durdura biliyorsunuz, siz hareketlerinize devam edebiliyorsunuz,ancak bütün evren durup sizin zamanı tekrar hareket ettirmenizi bekliyor (;>
Ateşe Hükmetmek;
istediğiniz zaman vicudunuzun istediğiniz bölümünü alevlendire biliyorsunuz ve bu ateş sizi yakmıyor. Yani ateşten etkilenmiyorsunuz. Hatta etrafınızdaki mum çakmak kamp ateşi gibi sizden bağımsız ateşleride şekillendire biliyor yakıp söndüre biliyorsunuz. İlginç olucağı kesin.
Suya Hükmetmek;
Aynı ateş özelliğinde olduğu gibi etrafınızdaki suya şekil verebiliyor akışını ayarlaya biliyor suyu dondurup buza çevire biliyor yada buzu eritip sıcak su yapabiliyorsunuz.
Geçirgenlik;
istediğinizde vicudunuz geçirgen hale gelebiliyor ki bu şu demek duvarların içinden geçebilirsiniz, yada elleriniz bağlandığında iplerden hemen kurtula bilirsiniz. Aman dikkat duvarın içinden geçtiğinizde kıyafetlerinizin bir önceki odada kalıcağını aklınızdan çıkarmayınız(;>
Esneklik;
Burda bahsi geçen esneklik lastik gibi uzaya bilme oluyor. vicudunuzda hiç bir kemiğin kırılma şansı yok ve istediğiniz gibi uzata biliyorsunuz vicudunuzu. tabi hacim sabit kalıyor yani bu da şu demek siz uzandıkça vicut incelicektir. bi yerden sonra daha fazla incelemiyecektir sizde daha fazla uzanamıycaksınız. kapı altlarından geçmek yada anahtar deliklerinden içeriye sızmak eylenceli olabilir.
Benim aklıma şu an gelenler bunlar bunların dışında bir seçim yapmak istersenizde rahat olun hayal gücünüzü kullanın. ama unutmayın görünmez adam olucaksanız kıyafetler sizinle birlikte görünmez olamaz. yada viicudunuzu alev alev yakacaksanız siz ateşten etkilenmezken üzerinizdekiler etkilenecektir. Hadi bakalım kim hangi yeteneği istiyor ve neden ?

10 Şubat 2007 Cumartesi

Vincent Cavanagh & Duncan Patterson @ Ankara 8/12/2006

Anathema'nın akustik bir konseriydi, işte yukarda da yazdığı gibi Duncan ve Vincent vardı. biz de görmüş olduk kimmiş bu adamlar. Gölge Tunalı'yı şimdiye kadar hiç bu kadar güzel görmemiştim (aşağı kat) ışıklandırma ile ve biz içeri girdiğimizde yere oturmuş anathema bekleyen o insanlarla akustik havasına girmişti mekan. Neyse konser de güzeldi, yeni şarkılar öğrendik, eskiden bildiğimiz güzel şarkıların coverlarını dinledik (Pink Floyd,Beatles), duygulandık.

Vincent'ın şarkı aralarında aşırı uzun konuşması,Duncan'ın da bu araları iyi değerlendirip Şampanya şişesini ağzından düşürmemesi akustik olan bu konseri "zil ve zurna ile akustik" kıvamına getirecek diye korksam da olmadı :) Yine de nedeni bilinmez "DJ session" kısmı diye bişi olmadı. Belki daha çok şarkı çalmak için yapmışlardır.

Güzeldi, harastı, bitti...

Schiller

"En iyi devleti ben nesinden mi tanırım? Namuslu kadını sen, nesinden tanıyorsan,

İnan bana, ikisi de dile düşmezler, dostum!"

9 Şubat 2007 Cuma

FC49, Ommadawn ve ben...

Karlı bir gündü hayal meyal aklımda. Herkes uyurken kalktım herzamanki gibi... zaten pek uyumamıştımki. Şuursuzca Mike Oldfield dinleyip bunaldığım zamanlarımdı şüphesiz. Çünkü elimde Beatrice Ommadawn çıkarmaya çalışıyodum sabahın köründe. Akşamdan kalma tek telli harikalar diyarını tasfirlemekti amaç. "Güzel oldu evet işte bu sol teli" ve herkes uyandı artık gitme vakti...

Şimdi gece iki, yorgunluk bastırırken ilk yüzü pikabımda ommadawn'ın. Aynı hisler, farklı zamanlar... Tezat aşklar, uyaklı geçmişler... hiçbiri değil. Ommadawn salak demek anlamsız bi dilde.

Simon & Garfunkel - The Sound of Silence

Bu şarkı yı neden sevgdiğimi sizlere anlatmaya çalışıcam; birkere şarkının sözleri "hello darkness my old friend" ile başlıyor ki türkçesi selam karanlık, benim eski dostum demek oluyor, beni çok vuran sözler bunlar.sizler için şarkının sözlerini elimden geldiğince çevirmeye çalışıcam. orjinal sözlerini http://www.lyricsfreak.com/s/simon+and+garfunkel/the+sounds+of+silence_20124814.html linkinden görebilirsiniz. umarım sözlerinin anlamını okuduğunuzda sizleride beni etkilediği kadar etkiler bu aşrkı

selam karanlık benim eski dostum,
seninle tekrar konuşmak için geldim,
çünkü bir düş yaşavça sokuluyor,
ben uyurken tohumlarını bırakıyor,
ve o beynimde filizlenen düş hala duruyor,
sessizliğin sesinin içinde.
rahatsız rüyaların içinde yalnız yürüdüm,
arnavut kaldırımlı dar sokaklarda,
sokak lambasının işiğinda,
soğuk ve rutubete yakamı kaldırdım,
birden çakan neon ışığı gözlerime saplandığında,
bu geceyi ayırdı,
ve sessizliğin sesine dokundu.
ve çıplak ışıkta gördüğüm,
onbin insan belki fazlası,
insanlar anlatıyorlar konuşmadan,
insanlar duyuyorlar dinlemeden,
insanlar sesin asla paylaşılmadığı şarkılar yazıyorlar,
ve kimse cesaret edemiyor,
sessizliğin sesini rahatsız etmeye.
Aptallar bana sen bilmiyorsun,
sessizlik büyüyen bir kanserdir dediler.
sözlerimi duyun belki size öğrete bilirim,
kollarımı alın belki size ulaşabilirim.
fakat sözlerim sessiz yağmur damlalarının düşüşü gibi,
ve yankılandı
sessizlik kuyularında.
ve insanlar eğildi vede dua etti,
kendi yaptıkları neon tanrısına.
ve bir işaret çaktı onun uyarısında,
onun şekillendirdiği kelimelerin içinde.
ve işaret dedi ki; kahinin kelimeleri
metro duvarlarında yazılı,
ve çok kiracılı ucuz apartmanların hollerinde.
ve sessizliğin sesinin içindeki fısıltılarda.

8 Şubat 2007 Perşembe

THE PRESTIGE


Kuantum kimyasindan manyetizmaya, hayal ve gercek arasindaki ebedi sorular arasinda, seyirciye tavsan deliginden son surat asagi dustugunu hissettiren bir film.
not: Bazilariniz RedAlert1 oyununu hatirlarken bulacaksiniz kendinizi

Yeter artık gerçek müzik dinleyin biraz !

Yav burada kimse yorum atmıyor yazdıklarıma. İlker ve Leventi ayrı tutuyorum tabi. Acaba bende mi sorun ? Sevdiğiniz şeyleri yakalayamıyor muyum acaba ? Fitneye destek verenler el kaldırsın gençler !!
Herneyse artık gerçek bir efsane sunuyorum sizlere...

DIRE STRAITS (1978-1995)

Grup 78den bu yana solist ve efsanevi gitarist Mark Knopfler'ın çabasıyla bir çok muhteşem albüme imza attı. Knopfler 95te grubu bilmediğim bi nedenden dolayı dağıttıktan sonra solo çalışmalarına devam etti. Ayrıca kardeşi Davidde solo kariyerine çok başarılı albümlerle devam etti. ulan bok mu vardı dağıldınız eşek herifler dediğimiz bi anda 1998de Süper bi Toplama albüm geldi ve neyse hadi maziyi hatırlayalım bari moduna girip sinrimizi yatıştırdık. Daha sonrada Plak şirketi Mercury değişik materyalleri piyasaya sürerek Dire Straits'in yokluğunu hafifletmeye çalıştıysada biz yinede Knopfler'ın solo albümlerinde aynı tadı bulamadık. Romeo And Juliet, Sultans of Swing, Brothers In arms , Money For Nothing, Love Over Gold gibi muhteşem şarkılara imza atmış grubu dinleyin dinletin mutlu olun gençler. Seven sevdim desinki Fücur moral bulsun Fitneyi altetsin yazılarına devam etsin... Saygılar

Tüm albümlerini buyrun burdan yakın.
http://newgambrinus.blogspot.com/2006/12/dire-straits.html

Serzenişim yaradana

Şu sağda gördüğünüz muhteşem mahlukata aşık oldum sayın seyirciler. Bulan gören varsa 7/24 acil hattımıza başvursun lütfen.
Tabiki tanıyosunuz. Beren Saat kendisi. 1984 Ankara doğumlu, Başkent üniversitesinde okuyor ve şu sıralar Atv'de yayınlanan Hatırla Sevgili isimli dizide oynuyor. Sevgilisi varmış zaten maalesef. Bence geleceğin çok iyi oyuncularından biri olacak kendisi. Dikkat edin bu kıza bak demedi demeyin ! (bkz : Beren sadece gülsün ben baston yutmuş gibi dikiliyim yamacında)

7 Şubat 2007 Çarşamba

Neyzen Teyfik Derki;

Bazıları kederden içer, bazıları neşeden,
ben şişeden içerim, şişeden
Neyzen Teyfik

Ziya Paşa der Fücur tasdikler

İç bade sev güzel
Var ise aklı şuurun
Dünya var imiş, yok imiş
ne umurun ?

- Ziya Paşa -

6 Şubat 2007 Salı

Buscemi : Kübaya yolculuk



Merhaba,
Sizlere yakın zaman önce tanıyıp severek dinlediğim bir gruptan bahsedeceğim.Buscemi,geleneksel küba ritmlerini elektronik müzikle harmanlayıp yer yer funk looplar kullanarak yaptığı müziği zenginleştiren bir grup.İlk albümlerinde elektronik altyapıyı geleneksel küba müziğinin çok üstünde tuttukları için biraz tekno müzik severlere hitap etsede 2. albümleri olan Our Girl in Havana da daha chillout ve jazz dinleyicisinin sevceği tarzdan tınılara yer vererek albümü herkesin denemesine olanak sağlıyorlar.Bu sene içerisinde çıkacak Retro Nuevo adlı bir albüm çalışmasında olan grubu tüm jazz,funk,tekno ve disco müzik sevenlere tavsiye ediyorum.
Sevgiler,





















Fücur = Anıl ULUYÜCE

Sevgili Blog, en çok yazı yazan adam olarak tanıdığınız Fücur olarak sesleniyorum. Daha önceden ismimi vermiştim fakat Kim Kimdir kuralımıza uyarak sizlere ivedilikle kendimi tanıtıyorum.
Anıl ULUYÜCE beş haziran bindokuzyüzseksendört Ankara doğumlu bir gençtir. Grafik tasarımcısıdır ve matbaada çalışır. Çankaya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunudur.

Değerli Blogumuzu İlker Serkan Tozlu ve Levent İnallı ile kuran arkadaşlardan biriyim. FC49 logosu ve blogumuzun logosu bana aittir. Diğer tasarım çalışmalarımı görmek isteyenler http://uluyuce.deviantart.com adresinden çoğuna ulaşabilirler. Bu sitedeki çalışmaların tümü ticari olmayan şahsi tasarımlardan oluşmaktadır. Hakkımda daha fazla bilgi edinmek isteyenler http://www.uluyuce.com/anil adresinden kişisel sayfama, http//www.uluyuce.com adresindende işyerimin sayfasına ulaşabilirler. Saygılar sevgiler dilerken belirtmek isterimki Fücur ismi sadece blogumuza özgü kullandığım bir takma isim olup başka hiçbiryerde bulunmamaktadır. Ayrıca fotoğraftaki görüntü asıl imajım olup sakallı, sakalsız, uzun saçlı, topuz, kel vb... her türlü kombinasyonda birçok görüntüm mevcuttur.

Pink Floyd - Pulse

Eveeeet geldik zurnanın zırt dediği yere. AAaaa zurnayla shine on mu çalsak ? bak bi o denenmedi galiba :) Sulukule big bang yaparız bizde ismimizi heheh :) Fitneyle kurarız ancak biz böyle bi grubu. Pink Floydu cüra ve zurna eşliğinde harmanladık anadoluya sunduk deriz.

Bırakalım geyiği di mi ! Yukarıda ne yazıyosa ona konsantre olalım arkadaşlar. Pulse albümü olanlar varsa bilirler CD kabının yan köşesinde bir led devamlı yanar söner. Gerçekten bir albüme yakışır bi tasarım. Özelliklede ismi PULSE olan için.

Albüm grubun Roger waters olmadan yaptığı son şaheseridir. Bunun üstüne Floyd albümü Ne konser ne stüdyo olarak çıkmamıştır. Bazı toplamaları saymazsak tabi. David Gilmour'un karısıyla iletişememesinin sonucu ortaya çıkan The Division Bell albümünün tanıtım turnesi kapsamında gerçekleşen bu muhteşem konser kaydı iki disk olarak yayımlandı. 2006 yılında ise DVD video olarak piyasaya sunuldu. Değerli hırvat blogcu arkadaşımız albümü 320kbps mp3 olarak upload etmiş. Kendisine çok teşekkürler (hırvatça bilmiyorum malesef ve bu görevi Fitneye veriyorum) işte setlist ile beraber efsanevi albüm.

Buyrun burdan yakın
http://lix.in/2babb3

Disc: 1
01. Shine On You Crazy Diamond
02. Astronomy Domine
03. What Do You Want From Me
04. Learning To Fly
05. Keep Talking
06. Coming Back To Life
07. Hey You
08. A Great Day For Freedom
09. Sorrow
10. High Hopes
11. Another Brick In The Wall (Part Two)
Disc: 2
01. Speak To Me
02. Breathe
03. On The Run
04. Time
05. The Great Gig In The Sky
06. Money
07. Us And Them
08. Any Colour You Like
09. Brain Damage
10. Eclipse
11. Wish You Were Here
12. Comfortably Numb
13. Run Like Hell

Cagdas Yetkin *Silvana*

Orta Avrupali bir Ork klani ile yasamini surduren bu adam aslen Antalyalidir. Kaosun elinden kurtulup huzurlu bir hayat yasamaktan baska istegi de yoktur.

Omer Hayyam

Ilkin kim oldugunu bil sonra ne halt edersen et.

5 Şubat 2007 Pazartesi

Roger Waters @ İstanbul 22/06/2006

Evet gençler Pink Floyd İstanbula geldi. Yani en azından bir kısmı ve Derleme ekibinden ben ve iki arkadaşım ordaydık. Ben askerden yeni gelmiştim. Kulağımın pasını silmem gerekiyordu. Fazla sildim galiba çünkü bu konserden sonra uzunca bir süre canlı performansları beğenemedim. Çünkü konser harikaydı. Tek kelimeyle süüpper.

İşte biz dışarda sıra beklerken. şunu söyleye bilirim ki beklemesi bile eylenceliydi. Adamlar içeride ses düzenini deniyorlardı çünkü(;>



Sıra uzundu ve giderek uzamaya devam ediyordu. ama biz çok stratejik bir hareket yaparak 1 saat kadar giriş karşısında yani caddenin karşısında çekirdek yedikten sonra sıranın bu kadar önüne kaynaya bildik (;>




Vakit ilerliyor ama sıra ilerlemiyordu. Çünkü kapılar daha açılmamıştı.

Ben içinde bulunduğumuz duruma inanamıyordum. Bundan çok diil 1 sene kadar önce 2005 te ankarada tv de pink floyd çıktığında Fücur arkadaşımızla birbirimizi arayıp; çığlıklar atıyorduk " abi pink floyd u canlı dinliyoruz inanamıyoooruuuum!!!" die bağırıyorduk. Ama birazdan kapılar açılacak ve tam anlamıyla canlı dinleme fırsatımız olucaktı.



Ve işte içerdeyiz. Kritik bir koşuyla sahneye bayaa yakın bir yer kaptık. Görüntü sizi yanıltmasın VIP alanına kadar önümüzde en fazla 10 kişi vardır. Ve tabiki mutluluğumuz yüzümüze yansıdı(;>


İçerideydik ve önlerdeydik. Gergin bir bekleyiş bedevi Derleme ekibini sarmıştı. Acaba bir aksilik çıkarmıydı!
ama hiç bir aksilik çıkmadı onun yerine sahneye roger çıktı. Ve ortalığı yaktı kavurdu.



Ve işte ilk şarkı ekranda sigara dumanı göründü müzik başladı. ve İstanbul kuruçeşme arenayı bir ot kokusu kapladı. kim içiyordu bilmiyorum ama açık havada o kadar kokması için bizim dışımızdaki herkezin içiyor olması lazım ve sanırım içtilerde. Bizde içmiş kadar olduk. Konser harikaydı. David ne olurdu be üstad sende gelseydin de şöle bi tam pink floyd dinleseydik. Ama Roger waters ta Türkiyeye geldikten sonra şimdi David Gilmour u bekliyorum.

Kaçıranlar eminim üzülmüşlerdir. işte size ne kaçırdığınızı görme şansı;

http://www.youtube.com/results?search_query=roger+waters+istanbul