29 Aralık 2011 Perşembe

Orhan Veli


Merhaba Sevgili Dostlar,

Bloodlust Derlemeye geri döndü. Bir dönem sözlük yazarı olduğu için Derleme'nin pabucunu dama attı ama şimdi bin pişman. Sözlükte, buradaki dost ortamını, geyiği, türkü tadında sohbetleri bulamadı. Gelirken de boş gelmedi. Son İstanblue (İstanbul veya Şehr-i Constantiniye de denebilir) seyahatinde keşfettiği bir mekanı sizlerle paylaşmak istedi.

Mekanın adı Orhan Veli Şiir Evi. Bir arkadaşın tabiriyle çok "mır mır" bir yer. Alkol yok baştan söyleyeyim hemen cıvımayın. İstiklal Caddesinde gezinmekten yorulunca hemen İmam Adnan Sokağ'a dönüp tam karşıdaki binaya giriyor ve ilk kata çıkıyorsunuz. İçerisi loş ve sessiz. Oturanlarda fazla gürültü patırtı etmiyor. Hatta herkes kısık sesle konuşmaya özen gösteriyor burada. Bu durumdan dolayı çok mır mır bir yer sanırım. Mekanın bir de kedisi var adı Mısır. Merak edenler facebook profilime bakabilir kendisi için. Peki efendim alkol yok biz ne yapacağız orada diyebilecekler için; oturun kitap okuyun, düşünün, yazın, çizin. Çok huzur verici bir yer.

Menüde en altta şöyle bir ibare var.

"yukaridaki her sey zaman zaman hatta sık sık bulunmayabilir..

detay belirtmezseniz (ince belli çay vs.) kafamiza gore takılırız.."

:)


Bir de resim koyalım ki atma bloodlust diyebilecekleri şimdiden ekarte edelim.

24 Aralık 2011 Cumartesi

Christmas nedir? Noel nedir? hakkında kafama takılanlar ...


Noel denilen şey aslen bir pagan bayramı mıdır?

Hıristiyanlar bu kutlamalara bakıp lan ne güzel eğleniyorlar bizimde bayramımız olsun mu demişlerdir?

Peki ne pagan ne de hıristiyan olan bizler noel zamanı geldi diye etrafı süslerken hangi tarafın bayramını kutlama daha yaklaşıyoruz?

Sevgili hükümetimiz niye hala bu konuya bir el atıp "Bundan sonra yılbaşı arifesinde evde oturulup tombala oynanıcak, kola çerez tüketilicek, etraf süslenmeyecek" diye bir kanun çıkarmıyor?

Şu tavana ökse otu asma, altına denk gelirsende "vay efendim madem ökse otunun altındayız o zaman öpüşelim gelenek yerini bulsun" geyiği sadece noel de mi geçerlidir? Yoksa yılın herhangi bir zamanı uygulanan bir gelenek midir?

İşte bunlar kafama takılan sorular. Cevabını biliyorsanız. Bildiğinizi düşünüyorsanız. Yada bunlar hakkında bir yorumunuz varsa beni aydınlata bilirseniz çok sevinirim. Hepinize iyi yılbaşı arifeleri dilerim. Saygılar sevgiler...

6 Aralık 2011 Salı

Yılbaşında Ne Yapmalı? 2012


Yılbaşı geldi çattı, peki planlar neler? bu sene yılbaşın da ne yapmalı, geleneksel eve gidip saat 10 da yatağa girme ve sınırsız eğlenceli uyuma partisine ara mı verilmeli? tv de bakalım bu sene ne saçma şeyler varmış diye ekran başında çerez manyağı mı olunmalı? yoksa gidelim kalabalığa karışalım bi yerde party e katılalım 10 dan geriye doğru sayalım mı yapılmalı?

Evet millet yılbaşı planlarını bekliyorum. biliyorsunuz ki 2012 ye giriyoruz. yani olasılığı düşük te olsa dünyanın sonu geliyor olabilir yani bu son yılmaşımız olabilir. öneriler teklifler organizasyonlar buraya!!!

24 Kasım 2011 Perşembe

Habersiz Alkol gezisi ...


Selam olsun üstadlar, azizler, ve melekler...
Bu akşam yep yeni birşey deneyeceğim. Şu andan itibaren 1 saat sonra yani 24/11/2011 de saat 18:00 da Ankara da Alkol gezime başlıyorum. Eskiden deserthawk ile yaptığımız birşeydi bu her mekanda bir bira mantığına dayalı gezime sakarya civarından başlayacağım. geze geze zod a ulaşacağım sonrasında ise devam edip etmeyeceğimi bilmiyorum. bunu yeni yapan ise bu hareketi sadece burdan duyuruyor olmam. katılmak isteyenler beni arasın o an itibariyle nerde olduğumu öğrensin ve katılsın. telefonum olmayanlar happyowlironic@gmail.com mail adresine mail atsınlar tellerini ben onları arar nerde olduğumu söylerim. bu akivite bu akşamla sınırlıdır. hafta sonu için zaten planlarımız olduğu için çok fazla katılım beklemiyorum. ve buraya atılan post ları hala kontrol edip etmediğinizide bilmiyorum. hadi bakalım bu süpriz alkol gezisi için geri sayım başlasın.
Sevgiler saygılar, üstadlar azizler ve melekler...

8 Kasım 2011 Salı

The Who - The Seeker

Geç keşfettiğim şahane bir parça. Akorları ve davulu kolay gibi gözüküyor, birde Rush versiyonunu paylaşayım, kararlaşalım.


11 Ekim 2011 Salı

Türk Kahvesi

Türk Kahvesinin kırk yıllık hatırı vardır derler. Ama tuzlu kahveden kimse bahsetmez. Tuzlu Türk kahvesini her yerde içemezsiniz. Ya şeker ile tuzu karıştırmanız gerekir. Ya da hayırlı bir işe gitmeniz lazım; ben ise şeker ile tuzu karıştırmadım.
Bu sebepten ötürüde arkadaşlara bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum. Tuzlu kahve nasıl içilir?
  • Ağırlınızı koyabilirsiniz. Kıza dersiniz ki ben o kahveyi içmem. Ancak kız yine de yapacağım nasıl içmeyeceksin ki diyebilir. Ona vermeniz gereken cevap üstüne dökerim bir anda sonrada ay yanlışlıkla oldu özür dilerim diyebilirsiniz. Bu baya etkili bir yöntemdir.
  • Bir başka yöntem ise kaleyi içten fethetmektir. Bu yöntemde kızın annesini fethetmeniz gerekir. Çocuk çok iyi ona tuzlu kahve içirmemeliyim demesi gerekir. Bu yöntemin garantisi bir öncekine göre daha düşüktür.
  • Bir diğer yöntem ise bu kahveyi içmektir. Ama nasıl? Bizim gibi içki içmeyi bilen insanlar. Ne kadar iğrenç olursa olsun pek çok şeyi içebilirler. Yani ünlü gelen içeceği hooop arkaya atma yöntemi sadece boğazda hissedilir.

7 Ekim 2011 Cuma

Steve Jobs 1955-2011



Apple Computer Inc. kurucu ortağı ve eski CEOsu Steve Jobs, önceki gün 2004 yılından beri mücadele ettiği ender görülen bir hastalık sonucu vefat etti. Medyada genişçe yer alan bir haber Steve Jobs'un ölüm haberi. Öyleki bu sabah İstanbul gece hayatını kovalayan paparazzilerin hazırladığı bir magazin programında bile "Bir dahinin ölümü" başlığı altında haber yapıldı. Twitter çalkalandı yas ilan oldu, Facebook keza "RIP Steve" iletileri ile doldu taştı. Velhasıl kelam aynı şeyler zaten Michael Jackson, Amy Winehouse vb. gibi ünlülerde de yapılıyor. Sosyal medya o kadar içimize işlemiş o kadar ele geçirmiş bizi. Üzüntümüzü bile seviyesiz saygısız halde paylaşmaktan çekinmez olmuşuz.

Buradaki önemli gördüğüm konu, Steve Jobs gibi vefat eden ünlü insanların hepsinin birer hikayesi olması ve başarılarının ardında yatan trajedilerden çıkarılacak derstir. Bu yazıyı bu amaçlı yazıyorum. Yoksa "Steve şöyle büyük adamdı, sensiz iPhone ne olacak Steve, aman Steve yaktın bizi" temalı bir yazı değil. Biraz merak edenler internetten Steve Jobs'un hayat hikayesinin özetini ve 2005 yılında Stanford Üniversitesinde yaptığı konuşmayı bularak kendilerine ders çıkarmayı zaten akıl edeceklerdir.

Bu adam ölmeden önce şunu söyledi ; ""Mezarlıktaki en zengin adam olmak benim için bir anlam ifade etmiyor. Çok güzel bir şey yaptıktan sonra yatağa gitmek... benim için önemli olan bu" Burada anlatılmak istenen şudur sevgili okurlar. "8.5 milyar dolar servetim var fakat ben de tüm firavunlar, padişahlar, ve zengin iş adamları gibi öleceğim. Vücudumun tamamı dünyadaki en fakir ve beslenemeyen insanlarla aynı organları taşıyor. Bu yüzden para için mücadele ettiğim şu fani dünyada insanların güvenini, sevgisini ve en önemlisi saygısını kazanmanın daha önemli olduğunu anlayarak ölüyorum." Herkese iyi çalışmalar, mutlu günler.

27 Eylül 2011 Salı

Düğün davetiyesi gönderme sanatı


Selam olsun,sevgili dostlar takipçiler ve diğerleri. Bu postumda Nikah davetiyesi nasıl gönderilmelidirden bahsetmek isterdim, ancak bu konuda pek bir fikrim yok. Sadece nasıl gönderilmemelidirden bahsedeceğim.

İki arkadaşımın evlenecekleri haberini az önce aldım. Adıma faceten gönderilmiş bir nikah davetiyesi pdf' inden. Şimdi bu sevgili arkadaşlarıma küçük altın resmi olan bir pdf hazırlayıp göndermek isterdim ama ne yazıkki buna uğraşmayacağım. Neyse olabilir adres yoktur postaya vermeye vakit yoktur. Paraları yoktur davetiye bastırmamışlardır. Düğüne gidilir eski dostlar, şimdiki dostlar bir arada görülür tadından yenmez derken tarihe gözüm ilişti. 12 gün sonrası.

Benim gibi şehir dışında bulunan birisine 12 gün sonra düğün var bizim gelsene demek;
Abi ayıp olmasın die çağırıyormuş gibi yapıyoruz sakın gelme demekle aynı anlamı taşıyor. Hatta nasıl olsa gelmiyceksin ya yalandan pdf davetiyeside gönderelim yarın öbürgün bıdı bıdı etme demekle aynı kapıya çıkıyor.

Önümüzdeki dönemde evlenecek arkadaşlar'a tavsiyem nikah tarihini 12 gün sonraya almamalarıdır. davetiyeleri erkenden hazırlatıp göndermeleridir. PDF bile olsa erken gönderin. Tanıdık matbaa var fücur un sırf bu iş için bir kataloğu mevcut bildiğim kadarıyla.
Sonuç olarak nikah davetiyesi göndermekte bir sanattır bence. Kıztarafından kimlere gönderilecek, erkek tarafından kimlere gönderilecek.(Ne kadar çok bastırırsanız bastırın her zaman eksik davetiyeniz vardır)(yada salon küçüktür herkezi çağıramazsınız.) O yüzden ince bir planlama gerektirir bu davetiye olayı.

Bu konuda yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum, görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Sevgiler saygılar...

7 Ağustos 2011 Pazar

99 Problems - Hugo

Selam millet yeni bulduğum bu şarkıyı sizlerlede paylaşmak istedim. Bakalım sizde benim kadar sevecekmisiniz.

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Pollio Su Kemeri

Selçuk gezimde, bu defa şirinceye gitmek istemedi canım. Gitsem şarap alsam yanımda yük edicem, ne zaman nereye döneceğim belli değil.






Dolayısı ile bende eski derleme yazarlarımızdan floodwillbeking in aklına uyup Pollio su kemerini görmeye gittim. 5 dakika kadar arabayla gittikten sonra arabadan indik başladık yürümeye. Baya bi yürüyüp medeniyetten uzaklaştık veee işte oradaydı.








Resimlerden de göreceğiniz üzere baya iyi korunmuş durumda. Üstüne çıkmak biraz uğraş gerektirdi. Doğa yürüyüşü modundan çıkıp bildiğin kaya tırmanışı moduna geçtik. bi de elimizdeki içecekleri çıkarmaya çalışıyoruz yukarı o yüzden tek el tutunabiliyoruz falan (;>








Pek akıllı adam işi değil. neyseki flood üstadımızda manyaklık konusunda benden hallicedir. bende yükseklik korkum dolayısı ile tırmanıp inememekten korkuyordum ama neyseki korktuğum başıma gelmedi.









Günün kararmasına az bi zaman kala çıktık geri indik, ve arabanın yanına neredeyse koşar adımlarla tam zamanında ulaştık. Niye koşuyorsunuz kardeşim diyen olursa doğa yürüyüşünü gece yapmak pek zevkli olmuyor özelliklede hazırlıksızsanız. fener bile yoktu yanımızda (;>





Su kemeri bir kenarından dere geçen aynı zamanda o zamanın işlek yollarından olduğunu tahmin ettiğim patika üzerine kurulu. İlginç nokta ise kemerin altından geçerken bir tarafında ok işareti ve eski roma harfleri ile Efes e gider yazarken tam karşısında ters yönü işaret eden başka bir ok Barbarlar şehrine gider yazmakta.




Ayrıca aldığım bilgilere göre birinin adına yapılmış bir hayrat bu Pollio kemeri.










İşte size türist kafilesiyle göremeyeceğiniz, edinemeyeceğiniz bilgiler. Bard ınızdan sevgiler saygılar...

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Where Did You Sleep Last Night

Suskunluk dönemini bu postla bozalım bakalım. Where didyou sleep last night şarkısı bir çoğunuz biliyorsunuz. Ben şarkıyı Nirvananın zannederdim. unplugged in newyork albümünde dinlemiştim ilk. sonrasındada başka versyonununa hiç denk gelmemiştim. Fücur arkadaşım detaylı tarihsel veriyi ekleyecektir. Geçen gün şarkının çok daha eski bir versyonuna denk geldim ve anladım ki şarkının orjinali nirvananın değil. LEADBELLY 1944

25 Temmuz 2011 Pazartesi

TU Tİ TU TU TU TU

Temel İngiltere’de lüks bir otele yerleşmiş. Oda servisine telefon açıp;

“- TU Tİ TU TU TU TU” demiş.

Oteldekiler telaşa kapılmış bu mesajı çözmek için. Bir daha sormuşlar yine aynı söz!.. Oraya buraya haber salmışlar... Sonunda konsolosluktan bir çevirmen bulmuşlar ve Temel’in ne dediği anlaşılmış;

“- 2 çay, 222’ye!”

18 Haziran 2011 Cumartesi

Leyla ile Mecnun


Burak Aksak 'ın senaristi onlduğu dizi TRT1 kanalında yayınlanmaktadır. Aranızda halen izlemeyenleriniz varsa şiddetle tavsiye etmek maksadıyla atıyorum bu post u.

Absürt komedinin genelde becerilemediği ülkemizde ince espirileri ve yaptığı göndermeleri ile beni benden alan dizidir. Dizinin TRT de yayınlanmasından dolayı olduğunu tahmin ettiğim karakterlerin alkol almak yerine meyve yemeleri, küfür etmek yerine daha düzgün kelimelerle birbirlerine hitab etmeleri de diziyi başarılı kılan yanlardan birkaçı sadece.

Oyuncu kadrosundaki yetenekli isimlerin canlandırdığı karakterlerde seyir zevkini fazlasıyla arttırmaktadır. Fazla söze gerek yok. Diziye internet üzerinden de ulaşabilir ve eski bölümlerini izleye bilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken tek şey TRT nin sayfasına girmek yada youtube da diziyi aratmak olacaktır.

Son olarak dizinin yayınlanan son bölümünden bir parça eklemek istiyorum. Sevgiler, saygılar.


16 Haziran 2011 Perşembe

2011 Konser Sezonunu takdimimdir !


Blogspotta kendi adımla açılan etikete bakayım dedim, neler yazmışım diye. Konser namına bu yıl hemen hiçbirşey yazmamışım. Nitekim henüz sezon başlamadı sayılır, fakat pazar günkü Sonisphere Festivalinden itibaren başlıyor. Ekşi sözlükte bir yazar AKP hükümeti döneminde Türkiyedeki konser çılgınlığını değerlendirmeye çalışmış, ne yorum yapsam az galiba. En son yorum yaptığımda "U2'yu biz getirdik" "Bono referanduma EVET diyor !" gibi manşetlerle karşılaştım o yüzden susuyorum artık bu konuda. Fakat organizatör firmaların hükümete yakınlığı yadsınamaz bir taban oluşturuyor bu hadisede.

Herneyse bu yaz kimleri izleyeceğiz ? Nerelere gideceğiz ?
Tarih sırasıyla yazmakta fayda var ;

18 Haziran Cumartesi / Rick Martin / Kuruçeşme Arena : Evet biraz geçen on yılın kahramanı abimiz fakat Türkiye onu hep sevdi. Genç kızların Brad Pitt alternatifi la bi vidan bile yok ya şarkısı ile ünlenen abimiz bu cumartesi İstanbulu sallayacaktır.

19 Haziran Pazar / Sonisphere Festivali / Maçka Küçükçiftlik Park : Katılımcı gruplar arasında yıllardır beklenen ve Türkiyeye ilk kez gelen Iron Maiden var. Bu üç gitarlı heavy metalin dev grubundan önce festivalin diğer grupları arasında Alice Cooper, Slipknot, In Flames ve Mastodon grupları var. Özellikle Alice Cooper'ın performansını oldukça merak ediyor ve kesinlikle katılıyorum.

20 Haziran Pazartesi / Amy Winehouse / Maçka Küçükçiftlik Park : Beş grammy sahibi ( kim grammy'yi hala sallıyor bilmiyorum ama) Amy meraklısı için İstanbula geliyor. Müzik eleştirmenlerince gelecek vaadeden bir sesi olduğu söylenen bu hanım, kariyerini uyuşturucu ve alkolle bitmenin eşiğine getirip küllerinden tekrar doğmuştur. Bana sorarsanız konsere gitmek için en sağlam nedeniniz ön grup Oi Va Voi olmalıdır ( iki kez izledim, garantili ).

26 Haziran Pazar / Jamiroquai / Kuruçeşme Arena : Hemen hemen yirmi yıldır acid jazz ve elektronik müzikte en az Fat Boy Slim kadar çığır açan ve kendi tarzını yaratan bu garip şapkalı adamı izlemeye gidecek birçok kişi olacaktır.

2-3 Temmuz / Efes One Love Festival / Santral İstanbul : Festival ilk açıklandığında "Pilsen" kelimesinin olmadığı afişler, daha sonra danıştay kararı ile hem 24 yaş sınırı hemde bira reklamı yasağının kalkmasından dolayı değiştirildi. Şimdi daha çok izleyenin rağbet edeceğini beklediğim her yıl tekrarlanan bu alternatif , indie rock ve elektronik festivalinin bu seneki grupları şöyle ; Suede, Manic Street Preachers, Editors, Cake, Happy Mondays ve hiçbirimizin bilmediği gayet kaliteli diğer alternatif yerli ve yabancı müzisyenler. Dip Not : Festivalde yıldızı yeni parlayan Model grubu da sahne alacak.

6 Temmuz Çarşamba / Elton John / Ankara Arena : Gazetelerde bile dünyanın en ucuz Elton John konseri diye boy boy yazdılar. Artık şehrimize gelmiş, Eltim John abime gidiniz bir zahmet. Ben 75 liraya bilet aldım, Cem yılmaz 100 lira. Al reklamını bile yaptım.

8 Temmuz Cuma / Bon Jovi / Türk Telekom Arena : Aor rock temasından hard rock ve popüler rock gibi birçok müzik stiline damgasını vurmuş seksenlerin kabarık saçlı abilerimiz, 18 yıl aradan sonra tekrar ülkemizdeler. Üzücü haber ise, alkol tedavisi gören grubun muhteşem gitaristi Richie Sambora'nın konsere katılmasının belli olup olmadığı. Her ihtimale karşı gidilip Runaway ve Livin On A Prayer söylenmesi gerektiğine inandığım konserdir.

10 Temmuz Pazar / Judas Priest & Whitesnake / Maçka Küçükçiftlik Park : 40 yılı deviren Judas ayrılıyor gençler. Çok fanatiği olmasamda grubu ilk ve son kez canlı izleme fırsatını kaçırmayacağım. Bunun yanı sıra Whitesnake çıkardıkları son albüm Forevermore turnesi kapsamında bu konserde olacak. Bitmedi ! yerli sağlam rock gruplarımızdan Pentagram ve Malt da aynı sahnede olacak.

16-17 Temmuz / Rock N Coke / Hezarfen Havaalanı : YIllardır yapılan fakat istenilen sansasyon bir türlü yaratılamayan emperyalist festival Rock N Coke bu yıl biraz akıllıca hareket edip kendini Temmuza yani İstanbul'da yağmurun olmadığı bir döneme aldırmış. Kadro yine sağlam ve yine " her yaştan ve çeşitten insan gelmeli" teması üzerine oluşturulmuş. Katılacak gruplar arasında, Limp Bizkit başı çekiyor. Akabinde Motörhead, Travis, Moby, Skunk Anansie, Thievery Corporation ve birçok yerli yabancı müzisyen mevcut.

26 Temmuz Salı / Duran Duran / Maçka Küçükçiftlik Park : İşte senelerdir beklediğim an ! A-ha dağılmadan önce defalarca organizatörlere eposta atıp grupla iletişim sağlatmak için uğraşmıştım. Aynı durumun Duran Duran için yaşanmasından korkuyordum ki güzel haber Facebook sağ sütun reklamlarından gözüme ilişti. Efsane grup yıllar sonra zar zor birleşen efsane kadrosuyla ilk kez ülkemizde. Kesinlikle kaçırmamanızı tavsiye ettiğim, son iki albümünün vasat olmasının bile bu konserin enerjisini aşağı çekemeyeceğini düşündüğüm hadiseyi mutlaka izleyin.

1-28 Temmuz / İstanbul Caz Festivali / Çeşitli Mekanlar : Festivalden öne çıkan etkinlikleri sıralayacak olursam , bunlar sırasıyla;
6 Temmuz / Jamie Cullum / Santralİstanbul
7 Temmuz / Alp Ersönmez feat Bugge Wesseltoft / Salon İKSV
11 Temmuz / Raul Midon & Richard Bona / İstanbul Arkeoloji Müzesi
13 Temmuz / Randy Crawford, Joe Sample, Natalie Cole / Harbiye Cemil Topuzlu
19 Temmuz / Paul Simon / Harbiye Cemil Topuzlu
28 Temmuz / Joss Stone / Santralİstanbul

Şimdilik haberim olan konserler bu kadar. Tabiki yerli müzisyenlerimizin turneleri de var. Onları takip edersiniz artık.

13 Haziran 2011 Pazartesi

Ay Tutulması 2011


2011 in ilk ay tutulması önümüzdeki günlerde gerçekleşicek. Bu izlenesi olayı duyurmak ve hatırlatmak ta bize düştü. 15 Haziran 2011 de 22:05 te gerçekleşicek tutulma.

Ankara Üniversitesi Rasatanesi saat 20:00 de başlayacak bir etkinlik düzenleyecek. Tutulma 1 saat 40 dakika kadar sürücek. son olarak enson bu kadar uzun süreli tutulma ise 2000 yılının temmuz ayında gerçekleşmiş.

Bu durumda isteyen ankara üniverstesi rasatanesinde, isteyen evinin balkonunda yada terasında, yada en kötü ihtimalle ay ın göründüğü en yakın park yada bahçede tutulmayı izleyebilecek. Hepinize iyi seyirler. İzlemeyi planlayanlar kuru kuruya izlenmez.izlerken üzüm yiyin.

10 Haziran 2011 Cuma

Viktoria Vika Yermolyeva

Viktoria Vika Yermolyeva 1978 kiev doğumlu olup piano üzerine biraz yetenekli bir hatun kişidir kendileri (;> videoyu izlediğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız.
hatun kişinin dier cover larını izlemek isterseniz ;
http://www.youtube.com/user/vkgoeswild?blend=5&ob=5#p/u
bu link aracılığı ile ulaşabilirsiniz. pink floyd, bon jovi gibi isimlerin şarkılarını da coverlamış ancak onlarda elektronic piano kullanmış olması en azından burdaki videolarda öyle beni çok çekmedi(;> neyse aralarından seçtiğim video ise
metallica - Master of puppets;

9 Haziran 2011 Perşembe

Les Paul


Les Paul'un doğum gününü kutlayan Google'dan süper bir interaktif logo. Hangi adreste bulacağınızı biliyorsunuz (zaten görmüşsünüzdür, ama gitarı çalmadıysanız deneyin :=) )

R.I.P. ( d. 9 Haziran 1915 - ö. 13 Ağustos - 2009)
detaylı bilgi için http://www.lespaulonline.com/

8 Haziran 2011 Çarşamba

Neverwinter MMO

E3 Oyun fuarının başlaması ile yeni oyunlar birer birer ortaya çıkmaya başladı.
Tabii ben sadece dikkatimi çekenleri sizlerle paylaşıyorum :)
Ne kadar iyi veya kötü olacağını göreceğiz :)

7 Haziran 2011 Salı

Hugh Laurie - Let Them Talk


Güzel bir Blues albümünü sizlere duyurmak için atıyorum bu post u.
Hugh Laurie - Let Them Talk. Peki kimdir Hugh Laurie; House M.D. dizisini takip edenleriniz varsa hemen tanımışlardır zaten kendisi mütiş yetenekli bir oyuncudur bence. Bu dizideki Performansını beğeniyle takip etmekteydim. Ayrıca dizide arka planda çalınan müziklerde dikkatimi çekiyordu çoğu zaman orada duyduğum şarkıları arayıp bulup dinliyordum. Ve işte Hugh sonunda kendi coverlamış, almış sağlam blues bir albüm yapmış. Çokta güzel olmuş bence sesinin bu tarz şarkılara çok uygun olduğu kanısındayım. Bakalım sizlerde bana katılacakmısınız.
Albümdeki şarkı listesi ;
  1. Saint James Infirmary
  2. You Don’t Know My Mind
  3. Six Cold Feet
  4. Buddy Bolden’s Blues
  5. Battle Of Jericho
  6. After You’ve Gone
  7. Swanee River
  8. The Whale Has Swallowed Me
  9. John Henry
  10. Police Dog Blues
  11. Tiptina
  12. Winin’ Boy Blues
  13. They’re Red Hot
  14. Baby, Please Make A Change
  15. Let Them Talk

Hugh Laurie 'nin albümü hakkında belgesel tadındaki bu videoyu ekliyorum. Ne yazıkki alt yazılı olan versyonunu bulamadım.;

Starwars Old Republic

Merhaba,

Oyunun çıkması yavaş yavaş yaklaşırken sizi yeni yayınlanan giriş videosuyla heyecanlandırayım dedim.

6 Haziran 2011 Pazartesi

Güneş Enerjili Netbook


Samsung yaptı yapacağını. Güneş enrjisi ile şarj olabilen bu netbook' un Ağustos ayında türkiyede satışa sunulması bekleniyor. Satış fiyatı henüz belli olmayan Samsung NC215S netbook tek şarj la 14,5 saat çalışa biliyor. 10' ekrana sahip, ağırlığı ise 1,32 kg. 2 saatik şarj ile 1 saat boyunca çalışabiliyor.

4 Haziran 2011 Cumartesi

Açılıp Kapanamayan Reklamlar

Televizyonu açıyorsun ve banka – kredi kartı, krediler, kampanyalar, telekomünikasyon - telefon, cep telefonu, kampanyalar, tarifler vs. reklamlarını her vakit izliyoruz. Ben kendi adıma kutunun başında az oturmama rağmen o kadar çok denk geliyor ki tarif edilmez. Bu reklamlardan da kaçmak için eskiden internet bulunmaz bir hazine idi.
Son zamanlarda, özellikle Türkçe kaynaklı sitelerde insanın asabını bozan bir durum var. İnternete girmişsin, böyle çok hızlı acele bir şeylere bakmak istiyorsun. İnternet Explorer ya da başka bir internet tarayıcısının adres çubuğuna internet sitesini yazıyorsun ki site açılsın. Ancak ne mümkün, tam ekran açılıyor diye beklerken, bir bakıyorsun üst taraftan bir şeyler iniyor. Ya da sağdan soldan bir şeyler çıkıyor. Basmak istediğin linke ulaşmak imkansız. İnsan hemen kendini acaba eski bir dos oyunundayım da o linke ulaşabilecek miyim ki diyerek bir çaba gösteriyor. Hele bir de bilgisayarınız hayatı ağırdan almak istiyor ise, o reklamların dadından yinmez ha.

1 Haziran 2011 Çarşamba

Rango



Merhaba sevgili fitnefucur ekibi :D

Bugün sizlerle bir animasyon komedi-macera yapımı olan Karayip Korsanları'nın yönetmeninin (Gore Verbinsk) elinden çıkan Rango'yu paylaşacağım.

Filmde kendi çapında(akvaryumunda) bir hayata sahip olan isimsiz kahramanımızın geçireceği bir trafik kazası sonucu Batı Ruhunu keşfetmesi ve Rango ismini alarak bir kasabanın kahramanı haline gelmesini izleyeceğiz. Johnny Depp in seslendirdiği Rango'yu çoğu zaman bir kimlik bunalımının içine sürüklediği komik durumlarda bulacağız.

Seslendirmelerdeki diğer ünlü isimlerede değinmeden geçemeyeceğim;
Isla Fisher, Abigail Breslin, Alfred Molina, Bill Nighy, Harry Dean Stanton, Ray Winstone ve Batı Ruhu rolüyle Timothy Olyphant.

Bunun dışında teknik yönden bir ilke imza atılmış.İlk kez farklı ve üst düzey bir teknoloji kullanan Hollywood bu konuda gerçekten çok başarılı olmuş.Çizimleri, mekanlar, karakterlerin dış görünüşü, hemen hemen herşey profesyonelce yaratılmış, kısacası çok yaratıcı bir animasyon ortaya çıkmış.

Zevkle dinlediğim müzikleri ise Hans Zimmer yapımı.

Kendini ve zamanla da kasabayı kurtaran bilindik klasik Western efsanelerine heyecan verici yeni bir boyut katıyor.

Ayrıca kendisi de başlı başına bir Western efsanesi olan Clint Eastwood'u da küçük bir rolde izleyebilirsiniz.

31 Mayıs 2011 Salı

Bar Numaraları Bira İçme

Bar a gittiğinizde alkol alırken, gerek alkolden gerek sıkıntıdan, çeşitli iddalar ortaya atılmaya başlar. İşte onlardan birisi. idda şu sen 1 shot vodkayı içene kadar ben 5 bardak bira içerim.
kuralları belirtmekte yarar var. ben ilk biramı bitirip boş bardağı masaya koymadan vodka bardağına dokunamazsın içmeye başlayamazsın. ve ben içmeye başladıktan sonra benim bardaklarıma dokunamazsın. Evet ne diosunuz mümkün diil gibi görünüyor değilmi. Ne kadar imkansız gibi görünsede unutmayınki karşınızdaki bunu yapacağını idda ediyorsa vardır bir bildiği. Peki nasıl mı? gelin izleyelim;

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Shara Lin

Son zamanlarda internette dolanan videolardan biri de Shara Lin adındaki Taylandlı olduğunu tahmin ettiğim hatunun yetenek patlaması yaşadığı video. Hatunda öyle bir yetenek varki 3 ensturmanı tek başına çalıyor. İzlemesi zevkli. Bende sizlerle paylaşmak istedim.


29 Mayıs 2011 Pazar

MSG - Never Ending Nightmare

Uzun zamandır dinlemediğim şu parça, bir anda arabada giderken çalmaya başladı. Sanki RadyoOdtü dinliyormuşum gibi geldi. Ve bekledim, acaba bir es verdikten sonra çalıcak mı diye. Sonra farkına vardım ki, mp3'den çalıyorum; tabi ki devam edicek.



26 Mayıs 2011 Perşembe

Dans'ın Evrimi

Yıllar boyunca değişen müzik türlerine göre insanların dans etme şekilleri de değişmiştir. Müzik duyduğumuzda bi hareketlenir içimiz birşeyler yapmak isteriz ritme uymak. İşte dikkatli olunması gereken kısım budur.
Bazılarımız iyi dans eder. Bağzılarımızsa beceremez dans etmeyi. Ben dans etmeyi beceremiyorum tayfasından olduğum kesin. Birkere risksiz bir tutumdur bu. Bi kenarda hiç birşey yapmadan durmak dans edenleri izlemek Cool tabir edeceğimiz bir tavır olmasada en azından rezil olmamış oluyorum denemeyerek.
Ancak birde komik görünen danslar var. Yani çok iyi dans ediyor olabilirsiniz. Ama o müzikte dans etmek doğası ve dansı itibari ile komikse, iyi yapın yada kötü yapın genede komik olursunuz. Aşağıdaki videoyu izleyince sizlerle paylaşmak istedim.
İşte size yıllarla değişen müzikler ve değişik tür danslardan oluşan bir potpori. Keyifle izleyiniz;

Crack!!

Ya lütfen şu crack programlarına MIDI koymayın!!

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Kaybedenler Kulübü

Yusuf 'un önerisi ile izlemiş olduğum bu filmi sizlerlede paylaşmak istedim. Filmi izlerken baya keyif aldım. Oyunculuk baya iyi. Bitişi biraz havada gibi ama kesinlikle izlenmesi gereken bir film bence. Hepinize iyi seyirler.


http://www.imdb.com/title/tt1808223/

9 Mayıs 2011 Pazartesi

23 Mart 2011 Çarşamba

Neden oy vermeliyiz ?

Sevgili arkadaşlar,
Yaklaşan seçim sürecinde gerek aramızdaki konuşmalar gerek halk içindeki tespitlerim dolayısı ile bir uyarı yazısı yazmaya gerek duydum. Özellikle çok uzun olmamakla beraber bu yazıyı mutlaka okumanız gerektiğine inanıyorum.

Amacım kimseyi salak yerine koymak değil fakat çevremdeki bilinçli ve duyarlı sandığım insanların bile sırf siyasete ve hükümete tepki olması amacı ile boş oy atmaya gidecekleri korkusu beni aşağıdaki açıklamayı yapmaya yönlendirdi.

BOŞ OY ATMAK PROTESTO ETMEK DEĞİLDİR !!!

Boş oy atmak veya sandığa gitmemek, bazılarımızın düşündüğü gibi siyaseti cezalandırmak, hükümete tavır almak veya politikacıların daha az yolsuzluk yapmasını sağlamak demek değildir. Bunun açıklamasını biraz matematikle şöyle açıklayabiliriz.

Örnek 1:
Bir seçimde seçmen sayısı 100 olsun. A partisi 30 oy almış, B partisi 20 oy almış olsun ve geriye kalan 50 oyu ise başka partiler bölüşmüş olsun. Yani boş oy hiç olmasın. Dolayısı ile A partisi %30, B partisi ise %20 oy almıştır.

Örnek 2:
Yine 100 seçmen sayısı olan başka bir seçimde yine A partisi 30, B partisi ise 20 oy almış olsun fakat bu sefer 20 boş oy olsun, geriye kalan 30 oyu diğer partiler bölüşsün. Toplamda 80 oy verilmiş oldu. Buna göre A partisi %37,5 oy oranı, B partisi ise %25 oy oranı almış oldu. Sadece diğer partilerin oy oranı düşmüş olmadı, ayrıca A ve B partisininde oy oranı yükselmiş oldu. Ayrıca ikisi arasındaki fark artmış oldu.

Açıklama basit, düz orantı yapabilen herhangi bir beyin bunu anlamakta güçlük yaşamaz. Bunun için, önemli olan hangi partiye oy verdiğiniz değildir. Önemli olan sandığa gidip oy vermenizdir.

Birkaç istatistik ile yazdıklarımı pekiştireyim. 2007 genel seçimlerinde seçmen sayısı 42.799.303. Buna karşılık kullanılan oy sayısı 36.056.293. Yani 13 milyondan fazla boş oy var. Buna karşılık İktidar partisinin oy oranı %46,66 (16.340.534 oy). Yani bahsedilenin aksine ülkenin yarısı bu partiye oy vermiş değildir.

Sonuç olarak oy vermek artık vatan borcudur ! Lütfen bu konudaki duyarlılığınızı gösterin. Yaşadığımız ülke üzerinde hak sahibi olanların yalnız ve yalnız oy verenler olduğunu unutmayın. İyi günler dilerim.

18 Mart 2011 Cuma

Zaz à Montmarte : Les passants

Facebookta rastalmadıysanız diye buradanda yayınlamak istedim.
İki gündür her dinlediğimde ve izlediğimde çok eğlendiğim şarkı :) En sıkıldığım zamanda bile yeniden canlanmamı sağlıyor herkese öneririm :)


Zaz à Montmarte : Les passants LEXPRESS

8 Mart 2011 Salı

Trade - 2007

Bu filmi 7 Mart akşamı izledim. Yani dünya kadınlar gününden bir gün önce izlemiş oldum. Şiddettin, cinsel saldırının, ezilmişliğin bir yansıması olmuş bu film.
Filmin çekimleri Meksika ve Amerika da yapılmış. Meksika’nın kenar mahallelerinden kaçırılan 13 yaşında ki bir kız çocuğunun, Amerika’ya kaçırılarak internet üstünden satışı anlatılmış. Bunun yanında kızın abisinin kardeşini kurtarabilmek için verdiği mücadele eklenmiş.
Dikkat çeken bir noktada Meksika’dan Amerika’ya geçişten sonra düzenin, güvenin arttığı ama kendini beğenmişliğinde bir o kadar arttığını gözler önüne seriyor.

7 Mart 2011 Pazartesi

BARD YINE YOLLARDA




3 Senelik Ankara Macerasını geçtiğimiz günlerde tamamlayan sevgili dostumuz Happyowl umuz İzmir de yeni bulduğu iş vesilesiyle hep beraber katılımını gerçekleştirdiğimiz bir hoşçakal partisi ile aramızdan ayrılmış demesekte uzaklaşmış bulunmaktadır.

Kendisine yeni işinde başarılar dilerken, Şimdiden özlendiğini bilmesi gerekmektedir.

Kendine iyi bak sevgili İronic.

3 Mart 2011 Perşembe

Masa altı şarkıları



Seçmece bunlar seçmece. Son zamanlarda sıklıkla dinlediğim kıyıdaki şarkıları sevgili blogumuzla paylaşayım, insanların kulağına kaliteli bişiler gitsin. Hep aynı şeyleri dinliyorum sanrısından kurtulursunuz.

buyrun buradan yakın

Masa Altı Şarkıları

Kansas - Dust In The Wind
Depeche Mode - Somebody
Black - Whatever people say you are
Everything But The Girl - Cross My Heart
The Cure - Underneath the Stars
Kate Bush - Running up That Hill (A Deal With God)
Pat Benatar - Invincible
Alphaville - Ways
Rolling Stones - Prodigal Son
Rush - Hope
The Cardigans - Rise and shine
Oi Va Voi - Yesterday's Mistakes
Kevin Ayers - Thank you very much
Jethro Tull - Weathercock
A-ha - Cosy Prisons

20 Şubat 2011 Pazar

Katie Melua

Selamlar olsun. Şu şarkıyı dinledim ve çok hoşuma gitti bakalım sizlerinde hoşuna gidecekmi die merak ettim. Ritmik blues ezgileri olan eskinin havasını taşıyan aynı zamanda günümüzün esintilerini taşıdığını düşündüğüm bu şarkı hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. Sevgiler saygılar. Müzikle kalın.



Bu hatunun ikinci dinlediğim şarkısını da sevdim ilginçtir. İkide iki onu da paylaşmak istedim ilk şarkıyı sevdiyseniz aynı hareketli ruh dinamiği bu şarkıdada mevcut. İşte sizler için bir dier şarkısı;


Ve hatunun bir şarkısını daha paylaşiim. neyseki arada beğenmediğim şarkıları çıktı .Yani bütün şarkıları güzel diyemeyeceğim ancak bu yukardaki şarkılardan blues ruhunu çıkarırsanız ve öyle bir şarkısını dinlemek isterseniz işte size beğendiğim başka bir şarkısı;

17 Şubat 2011 Perşembe

Alan Parson Project - Too late

Yorumsuz....

12 Şubat 2011 Cumartesi

benzerleri bulmaya devam (;>

Peki ala şimdi bu klibi izledim şarkı da hoşuma gitti ne yalan söyliim sevdim şarkıyı ama bu yüzden paylaşmıyorum. gene bizden birine çok benzediğini düşündüğüm için paylaşıyorum. Bakalım kim olduğunu bulabilicekmisiniz.

Nükleer Başlıklı Kız - Maske

11 Şubat 2011 Cuma

Phil Collins & Chester Thompson Jam Live

Phil Collins görünce ilk aklıma gelen solo :)

10 Şubat 2011 Perşembe

Phil Collins - In The Air Tonight

süper


6 Şubat 2011 Pazar

Bir kayıp daha :(

Direk kopyalıyorum,

58 yaşındaki sanatçı 6 Şubat 2011'de İspanya tatilinde uyku sırasında hayatını kaybetti.



31 Ocak 2011 Pazartesi

Kırmızı Laptoplu Kız


Bir zamanlar bi kız varmış varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı kapağı olan bir laptop almış. Kız bu ...laptopu çok seviyormuş ve nereye gitse onunla gidiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı laptoplu Kız diyormuş.

Bir gün “Kırmızı Laptoplu Kız!” diye özel mesaj atmış kızın annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi nete gir de, ona yaptığım şu ilaç tarifini yolla .”

Kırmızı Laptoplu Kız da laptopunu almış , ve nete girmiş.

“seni biri msn e eklerse sakın kabul etme demiş annesi.ama kızın listesi bomboşmuş!çok üzülüyormuş buna

“eklemem anne,” demiş Kırmızı Laptoplu Kız.

Tam nete girmiş, bikaç saniye olmuş ki kurt nickli birinin msne eklediğini görmüş.

Kırmızı Laptolu Kız heyecandan az kalsın elindeki mauseyi düşürüyormuş. eklemeye karar vermiş kurt'u. “napıosun nette güzel kız'' demiş kurt.

“Büyükanneme bi dosya göndermeye uğraşıyorum ,” demiş Kırmızı Laptoplu

Kız. “adresi büyükanne@....... Büyükannemin sağlığı pek iyi değil. Bu arada adım ‘güzel kız’ değil, ‘Kırmızı Laptoplu Kız.’ ”demiş

“Özür dilerim Bilmiyordum.”demiş kurt! Ardından hemen büyük annenin msnı hackleyıp oturum açmış.

Kırmızı Laptoplu kız büyükannesinin oturumu açtığını görünce çok sevinmiş.
merhaba büyükanne, demiş

“senmisin ?”demiş kurt.


“Benim, Kırmızı Laptoplu Kız.”

“hoşgeldn kızm” demiş kurt. “noldu neden nettesin?”demiş ardından
sana ilaç için tarif yaptı annem onu yollıacam demiş.Kırmızı Laptoplu Kız şüphelenmiş neden böyle kısaltmalarla yazıo büyükannem diye düşünmüş!sonra büyükannesinin hasta olduğu aklına gelmiş ondan kısaltmalar falan yapıo herhalde demiş

Kurt,büyük annenin avatarından bulup koymuş!

“yolla dosyayı” demiş kurt.

Kırmızı Laptoplu Kız , yollamış dosyayı!ama aktarım hızı çok düşükmüş
kurt da bı dosya yollamış sen bunu yükle daa cabuk ındırırım o zaman ben senın yolladıgın dosyayı demiş
kabul etmiş Kırmızı Laptoplu Kız

“bu dosya niye rar'lı Büyükanne?”

“daa cabuk yükle diye kızım” demiş kurt.

“bunun da aktarım hızı yavaş neden yükleyip zaman kaybediyoruz”

“ilerde yollıcağın dosyalar hep hızlı gelcek de ondan” demiş kurt.

“neden bu dosyanın üstünde hack.prog yazıo?”

“Seni haclemek için ” demiş kurt.

aktarım tamamlanmış ve kurt bizim Kırmızı Leptoplu Kızın laptopuna girmişşşşş
dosyalara falan bakmış .Kırmızı Laptoplu Kızın resimlerini falan çalmış!! öleee oyalanıomuş bizim kurt

Ama ne var ki Kırmızı Laptoplu Kızın büyükannesi ünlü hacker HACKER ANAymış

“Aylardır senin peşindeyim pis yaratık,” diye mesaj yollamış HACKER ANA.çaldığı tüm dosyaları geri almış.ve kurdun hard disc'ini yakmış
Büyükanne, Kırmızı Laptoplu Kız’ın ona yolladığı dosyayı almış!. tarife göre hazırlamış ilacı ve içmiş.büyük anne iyileşmiş!Kırmızı Laptoplu Kız da bı daa tanımadığı kımselerı msn'e eklemeyecegıne söz vermiş...


Ankara Jazz Festivali 2011

2011 e girdik kar yağdı kış bastırdı ve festival zamanı geldi. Festival programını buradan duyurmak istedim. gidecek arkadaşlar resim çekip konserler hakkındaki görüşlerini bildirirlerse sevinirim. ayrıca gidilmeye dinlenmeye değer tanıdığınız bildiğiniz isimler varsa onlarıd apaylaşırsanız sevinirim. kulağımızdan güzel müzik eksik olmasın...

4 şubat cuma
odtu kkm - kk salonu
saat:20:30
Cazın Kartalları Hv.K.K. Caz Orkestrası
Solist: Fatih Erkoç - 100.yıl konseri

5 şubat cmt
cer modern
saat: 20:00
Emre Kartarı Trio feat. İmer Demirer

10 şubat per
bilkent konser salonu
saat:20:30
Andrea Alberti Quartetto Mediterraneo

11 şubat cuma
odtu kkm- a salonu
saat:19:00
Erdinç Aktuğ Project

11 şubat cuma
odtu kkm - kk salonu
saat:20:30
Yıldız İbrahimova Balkanatolia Project
feat. İvo Papasov

12 şubat cmt
odtu kkm - kk salonu
saat:20:30
Volkan Hürsever Quartet

16 şubat çar
cer modern
saat:20:00
Onur Aymergen Quartet

17 şubat per
bilkent konser salonu
saat:20:30
Janusz Olejniczak

18 şubat cuma
odtü kkm - a salonu
saat:19:00
Fanfarov

18 şubat cuma
odtü kkm - a salonu
saat:20:30
Mulgrew Miller Trio
feat.Tim Green

19 şubat cmt
bilkent otel
saat:20:30
Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars

19 şubat cmt
if performance hall
saat; kapı açılışı:20:00 konser:22:00
Phishbacher New York Electric Trio

23 şubat çar
türk amerikan derneği
saat:20:30
Alper Yılmaz Project

24 şubat per
bilkent konser salonu
saat:20:30
Jean Loup Longnon Big Band
feat. Sibel Köse & Chloe Cailleton

25 şubat cuma
hacettepe üniversitesi m salonu
saat:20:30
Maria Joao & Mario Laginha Quintet

22 Ocak 2011 Cumartesi

2010 müzik yılı



Geçtiğimiz yıl çıkan albümlerden derlediğimiz 25 albümlük listemiz ile keyifli bir haftasonu geçirmenizi dileriz .

1) Sade - Soldier Of Love : Bu yılın belkide en çok beklenen albümü 10 yıldır çıkması beklenen yeni Sade albümü idi. Parçaların enerjisi yine Sade olgunluğuna yakışır biçimde seçilmiş, biraz bunalım biraz contemporary tarzı dediğimiz güzel hazırlanmış bir albüm. Kesinlikle arşivde bulunması gereken güzel bir parça ise albümden "Morning bird"

2) Peter Gabriel - Scratch My Back : Sanatçı yıllar geçtikçe daha yapılmadık daha olmadık işlere imza atmayı deniyor ve başarıyor. Cover albüm niteliği taşıyan bu son albümünde özenle seçilmiş parçaları elektrik gitar ve davul olmadan kayıt ediyor ve beğenimize sunuyor. Albümde en öne çıkan parça kanımca "My Body is a Cage"

3) Fun Lovin' Criminals - Classic Fantastic : İsmine bu kadar uyan bir grup daha tanımadım. Afacan müzisyenler yine hip hop'tan pop ve rock'a kadar garip besteleri ile karşımızdalar. Bu adamları dinlerken müzik tarzınızın değiştiğini hissedeceksiniz.

4) Eric Bibb - Booker's Guitar : Akustik albümüyle blues sanatçısı Bibb çok başarılı bir esere imza atıyor. Diğer albümlerinin dışına çıkarak hem sesi hemde akustik gitarıyla bizlerin beğenisine sunuyor.

5) Jeff Beck - Emmotion Commotion : Keyif için albüm yaptığına inandığım sanatçı artık müzik işinden pek haz etmiyor galiba, yinede ustanın elinden ne çıksa dinleriz mantığıyla yaklaşıldığında bir iki sağlam parça yakalanabiliyor.

6) Scorpions - Sting In The Tail : 80'lerde olsa çok beğenilecek bir albüme imza atarak kariyerini tamamlıyor grup. Biraz demode bir albüm olsada berbat kategorisine sokamayız. Önceki albümlerinin tınısını özletiyor nitekim Scorpions

7) Jim Kerr - Lostboy! AKA Jim Kerr : Simple Minds grubunun vokalisti ve ön adamı ilk kez bir solo albümle karşımıza çıkıyor ve şahane bir başarıya imza atıyor kanımca. New wave ve elektronik temalı alternatif rock müzikten hoşlananlar bu albümü çok beğenecek.

8) Cyndi Lauper - Memphis Blues : İşte muhteşem kadın yine farklı işlerle karşımızda. Eskimeyen garip vokali ile bu kez blues deneyinde. Muhteşem bir albüm.

9) Ozzy Osbourne - Scream : Evet dede yaşlandı hak veriyorum, ama hala başarılı, sahne performansı ve seçtiği parçalar hala çok iyi. Ve tabiki grubuna dahil ettiği bütün gitaristlerin sonradan efsane olmamasına şaşmamalı.

10) Rick Derringer - The Three Kings Of The Blues : Başarılı blues rock sanatçısı bu kez bir saygı albümüyle karşımızda. 3 kral tabiki BB King, Albert King, Freddie King.

11) Lee Ritenour - 6 String Theory : Yeni keşfettiğim bir sanatçı bu başarılı cover albümüyle çok sık dinleyip sıkıldığımız parçalara yeni bir soluk getirerek önümüze sunuyor. Merak etmeyin Ahmet Koç efekti yok :)

12) Accept - Blood Of The Nations : Sesine tahammül edilemeyen vokalistine rağmen başarılı bir yeniden birleşme albümüne imza atan grup eski tınılarını modernize etmiş.

13) Watermelon Slim - Ringers : Efes blues festivalinde sempatikliğiyle kalbimizi kazanan akustik blues sanatçısı Slim yeni albümüyle karşımızda. ve yine dişleri yok.

14) Blackmore's Night - Autumn Sky : 15 yıldır çizgisini bozmayan karı koca yine bir öncekilere benzer bir albümle karşımızdalar.

15) Phil Collins - Going Back : Sürekliği müziği bırakıp geri dönmesiyle meşhur eski Genesis davucusu, bu kez çocukluğunda sevdiği motown şarkılarını tekrar seslendirdiği bir cover albümle karşımıza çıkıyor.

16) Heart - Red Velvet Car : Yılların eskitemediği hard rock ikilisi, uzun yıllar boyu verdikleri aradan kurtularak tekrar başarılı bir albümle rock sahnelerine geri dönüyor. Umarım ülkemize de uğrarlar.

17) Syd Barrett - An Itroduction to Syd Barrett : Ölümünün üzerinden birkaç sene geçmiş olmasına rağmen yıllar yıllar evvel yaptığı kayıtlar tekrar önümüze konulan sanatçı, bu kez hiç gün yüzüne çıkmamış birkaç kayıt içeren albümü ile piyasada. Özellikle "Dominoes" yeni miksi gayet başarılı.

18) Brian Eno - Small Craft On A Milk Sea : Para kaygısı taşımayan deneysel müzisyen Eno yine "ben kafama estiğinde albüm yaparım arkadaş" konseptli bir albümle biz dinleyenleri şaşırtıyor ve iyide ediyor.

19) Cassandra Wilson - A Silver Pony : Beyaz R&B sesli başarılı siyah sanatçı, bir konser albümünden beklediğimiz herşeyi önümüze sunuyor. Jazz ağırlıklı bu albümde kayıtların başarısı cover şarkılara gölge düşürürcesine öne çıkıyor.

20) Keith Richards - Vintage Vinos : Solo albümlerde başarılı olamayan Rolling Stones üyeleri bu kez bu laneti kırıyıor kanımca. Gitarist Keith'in bu yeni albümü sanki Rolling Stones çatısında yapamadığı ve yıllarca içinde tuttuğu güzel parçaları "abi dur ben bi kayıt yapayım" gidişatıyla sergiliyor.

21) Çeşitli Sanatçılar - ...Featuring Norah Jones : Bu kez başarılı jazz vokalistine değişik isimler eşlik ediyor ve çok güzel bir albüm ortaya çıkıyor. Bunlardan bazıları Foo Fighters, Wille Nelson, Ray Charles, Gillian Welch, Dolly Parton, Herbie Hancock. Artık dinlersiniz sanırım.

22) Susan Boyle - The Gift : Yarışmayı kazandıktan sonra ikinci cover albümle karşımıza çıkan çirkin kraliçe bu kezde hayranlarını hayal kırıklığına uğratmıyor.

23) Tommy Emmanuel - Little By Little : İki disklik şahane bir albüm çıkaran Avustralyanın en hızlı gitar çalan adamı, yine biz müzikseverleri doyuruyor.

24) Alphaville - Catching Rays On Giant : Yıllardır parçalanan grup Marian Gold çabalarıyla yeni bir albüme imza atıyor. Eski tınıları kaybetmiş olsada günümüz piyasasında çok satacak bir elektronik pop albümü kaydeden grup Alphaville adı altında yedi yıldır yeni bir albüm çıkarmamıştı.

25) Johnny Cash - American Recordings VI : Ain't No Grave : Ölümünün ardından yedi yıl geçmesine rağmen materyalleri tükenmeyen başarılı country sanatçısı, buğulu yetmişli yaşlardaki sesiyle yine karşımızda ve yine sadece gitar ve vokalle harika parçalara imza atıyor.

2010 yılında piyasaya sürülmüş bu güzel 25 albümü edinin ve dinleyin. Akabinde aynı yıl çıkan, dinlediğim ve beğendiğim diğer albümler ise şöyle;

Barry Manilow - Greatest Love Songs Of All Time
Joe Bonamassa - Black Rock
Jimi Hendrix - Valleys Of Neptune
Massive Attack - Heligoland
Seasick Steve - Songs for Elizabeth
Lucky Peterson - Heart Of Pain
Pat Travers - Fidelis
Foreigner - Can't Slow Down
Orianthi - Believe II
Peter Frampton - Thank You Mr. Churchill
Uriah Heep - On The Rebound
Robert Cray - Cookin In Mobile
Walter Trout - Common Ground
Iron Maiden - The Final Frontier
Robert Plant - Band Of Joy
Eric Gales- Relentless
Steve Lukather - All's Well That Ends Well
Santana - Guitar Heaven : The Greatest Guitar Classics Of All Time
Eric Clapton - Clapton
Buddy Guy - Livin Proof
The Orb - Metallic Spheres
Vanilla Fudge - Box Of Fudge
Duran Duran - All You Need Is Now
Robin Trower - The Playful Heart
Rory Gallagher - The Beat Club Sessions
Tony Joe White - The Shine
Manic Street Preachers - Postcards From A Young Man
Smokie - Take A Minute

3 Ocak 2011 Pazartesi

Victoria's Secret Fashion Show 2011



Merhaba Sevgili Derlemeciler...

Yılbaşında yoğun temposundan dolayı kaçırmış olan arkadaşlarım var ise buyrun defilenin linkleri tepe tepe kullanın tepine tepine izlemeyin :D

Download (Hotfile)
http://hotfile.com/dl/93871160/0a5067b/Victorias.Secret.Fashion.Show.2010.HDTVRip.part1.rar.html
http://hotfile.com/dl/93871161/ca3f9ed/Victorias.Secret.Fashion.Show.2010.HDTVRip.part2.rar.html
http://hotfile.com/dl/93871173/24725a3/Victorias.Secret.Fashion.Show.2010.HDTVRip.part3.rar.html
http://hotfile.com/dl/93871197/c3f4c70/Victorias.Secret.Fashion.Show.2010.HDTVRip.part4.rar.html
http://hotfile.com/dl/93871427/3448b32/Victorias.Secret.Fashion.Show.2010.HDTVRip.part5.rar.html

Mirror (FileSonic)
http://www.filesonic.com/file/51548381/Victorias.Secret.Fashion.Show.2010.HDTVRip.part1.rar
http://www.filesonic.com/file/51548445/Victorias.Secret.Fashion.Show.2010.HDTVRip.part2.rar
http://www.filesonic.com/file/51548767/Victorias.Secret.Fashion.Show.2010.HDTVRip.part3.rar
http://www.filesonic.com/file/51548431/Victorias.Secret.Fashion.Show.2010.HDTVRip.part4.rar
http://www.filesonic.com/file/51548671/Victorias.Secret.Fashion.Show.2010.HDTVRip.part5.rar


Hepinize mutluluk ve sağlık dolu bir yıl dilerim :D