28 Mayıs 2010 Cuma

Robin Hood...Bir Hayal Kırıklığı...


Robin Hood filminin fragmanını başka bir film için sinemaya gittiğimde görmüştüm. Sanırım Avatardı. Fragmandan sonra ister istemez heyecanlı bir bekleyiş içerisine girdim. Sonuçta Robin Hood sevdiğim bir karakter ve Kevin Costner gibi donuk bir adam yerine daha çok sevdiğim Russell Crowe'un canlandıracak olmasının bu heyecanı arttırmasında payı büyük. Neyse, eve gelip güzide kaynağımız IMDB den baktığımda yönetmenin de Ridley Scott olduğunu öğrenince tamamdır işte bu film mükemmel olacak dedim kendi kendime. Ridley Scott oldukça sevdiğim bir yönetmendir. Bkz. Blade Runner, Gladiator, Hannibal, Black Hawk Down, Kingdom of Heaven ve aklıma gelmeyen bir sürü sevdiğim filmin yönetmenliğini yapmıştır. Aylar geçti ve bizim Robin beyazperdeye geldi. Heyecanla koltuğumdaki yerimi aldım ve film başladı. Tipik Ridley Scott filmleri gibi bu da oldukça uzun. Ama diğerlerinden farklı olarak film bir türlü ilerlemiyor. Sıkıcı. Robin Hood karakteri gerçekçi işlenmeye çalışılmış. Gerçekçilikle bir sorunum yok ama gerçekçilik sıkıcı olmak zorunda değildir. Filmde akıcılık yok. Ayrıca daha önceden Ridley Scott'un başarıyla üstesinden geldiği film sahneleri ki bunlar teke tek dövüş sahneleri veya savaş sahneleri bu sefer çok amatörce ve özensiz kotarılmış. Belki de maliyeti düşürmek için böyle bir yola gidilmiş olabilir ama yakışmadı. Filmin olumlu yönleri tabiki var. Film bir dönem filmi. Burada hakkını yiyemem. Robin Hood karakteri çevresinde dönemin İngilteresinin güzel bir panoramasını veriyor. Onun dışında Robin Hood'un daha önce izleyiciye verilmemiş olan hikayesini; yani Sherwood ormanındaki kanundışı hayatından öncesini anlatması filmi birazcık daha izlenebilir kılıyor.
Son olarak. Yine de gereksiz uzun bir film. Sıkıcılıktan kurtulamıyor. Ekşi Sözlükten okuduğum bir entry final sahnesindeki savaşı çok iyi özetliyor;

Alıntıdır;

"hayatımda gördüğüm en sikko savaş sahnesiydi sondaki çıkarma. o dönemin en güçlü 2 krallığı değil de tellioğulları ile seferoğulları kapışıyor yeşil vadi için sanırsın."

Eğer izlemediyseniz bi dvd rip yeterli olacaktır. Sinemada boş yere para vermeye gerek yok.

Saygılarımla.

5 yorum:

Silentmoon dedi ki...

Tellioğulları ve seferoğulları iyi olmuş :)

Farmerfam dedi ki...

Evet iyi olmuş hakkaten. Ama ben filmi sevdim Robin Hood olarak düşünmezde farklı bi filmmiş gibi düşünürsen güzel bir film ayrıca Robin Hood hikayesi hiçte öyle devamlı aksiyon içeren bi hikaye değil sonuçta durgunluk içermesi de normal gibi geliyor bana. Tamam filmin sonundaki savaşta adamlar binlerce adamla savaşmıyorlar ama Fransa bütün gemilerdeki askerleri indiremedi ki zaten karaya :D

DreadfuL dedi ki...

Bence çok da büyük bir hayal kırıklığı değildi. Savaş sahneleri gerçekten daha özenli olmalıydı kabul ama hikayenin daha ne kadar akıcı olabileceği bence tartışılır. Sinema salonunu hakedebilecek bir film bence.

deserthawk dedi ki...

Bloodlust'un bu filmi beğenmemesinde şuda etkili aslında "büyük beklenti içinde gittim" diyo. Genelde büyük beklenti içinde gidince sonuç bu oluyor malasef. Filme gelicek olursak o sondaki çıkarma sahnesinde benim dikkatimi çeken nokta; robin'nin elinde çekiçle at koşturması oldu. Bir diğer nokta ise robin filmde en fazla 3 yada 4 defa ok kullandığı oldu. Onun dışında Bloodlust'un dediği gibi filmin durağanlığı çoktu. şimdi mi bişey olcak diye pek bir beklenti içine girdiğimiz ve hüsranla sonuçlanan sahneler vardı. Ancak yinede başlangıç filmi için fena değil gibi bir sonraki filme nasıl olcak zaman göstericek bakalım.

Bloodlust dedi ki...

Evet beklentim çok büyüktü. Deserthawkın dediği gibi beklentinin büyüklüğü ve alınan sonuç genelde ters orantılı. Hatırladığım bir 300 var büyük beklenti ile gidip çok mutlu çıktığım heralde. Filmin ikincisi gelecek mi bilmiyorum. Ama gelmeli.