15 Haziran 2008 Pazar

Mark Knopfler Kuruçeşme Konseri

Selamlar arkadaşlar. Dün gece döndüğümüz Mark Knopfler konseri gezimiz tüm aksiliklere rağmen başarıyla sonuçlandı. Gerek Varan Turizm'in İstanbul'da kaybolması, gerek köprü trafiği, gerek ortaköy trafiği konseri kaçırmamıza yetmedi. Aksine ayrı bir hırs kazandırarak koşmamıza ayaklarımıza bambaşka bir kuvvet gelmesine neden oldu diyebilirim.

Konsere on dakika gecikmeli de olsa yetişebildik. İlk şarkı Cannibals ve sonrasında sanatçının sık sık çalmayı sevdiği şarkısı "What It Is" idi ve bu şarkıyı "Why aye man" takip etti. Bundan sonra tekrar What it is'e döndü ve sonra tempoyu iyice düşürerek "Sailing to Philedelphia" albümünün cılkını çıkarttı Mark amca. Konsere çok geç gittiğimizden gerilerde duruyorduk ve önümüzdeki kalabalığın düşük tempolu şarkıların ardı ardına gelmesinden dolayı ne kadar sıkıldığını gözlemledik. Öyle ki birara Reina'dan atılan havai fişekler konser izlemekten daha cazip geldi insanlara sanırım :)

Otobüste gelirken CNN TÜRK kanalından izlediğim Mark Knopfler basın toplantısında "ben popüler müzikle ilgilenmiyorum. Türkiyede yapılan rock müzik hakkında bir bilgim yok. Hatta ingilterede yapılan rock müziği de artık takip etmiyorum. Sanatçılar popüler kültüre yönelik çabuk tüketilen müzikler yapmayı tercih ediyorlar artık. MTV'de gösterilen müzikleri insanlar daha hızlı unutuyorlar. Benim yaptığım müzikle bunun bir ilgisi yok, bu yüzden fazla ilgilenmiyorum" diyordu. Ve haklıydı çünkü suratındaki ifade aynen " ben yaptım kardaş dinliyosanız dinleyin, ben bunu yapıyorum... stratındanda gibsonındanda aynı tonu yakalarım synth işine girmem hammondla harikalar yaratttıttırırım" der gibiydi.
Nitekim konserde de dinleyicinin ne beklediği ile fazla meşgul olmayan ve kendi solo albümlerine Dire Straits'den daha çok ağırlık veren bir tempo izledi. Dire Straits yıllarına ait olarak 5 şarkı çalındı konserde. Bunlar sırasıyla
-Romeo and Juliet (Arda'ya şu flüt solosunun ardından Romeo and Juliet çıkmazsa giderim ben burdan dediğim)
-Sultans of Swing ( konser izleyicisinin %90'ının beklediği )
-Telegraph Road ( bunca Straits şarkısı arasından çalınmasına çok şaşırdığım )
-Brothers In Arms ( çalmaz aaabi, mümkün diil çalmaz dediğimiz )
-So Far Away ( baba hala yaşıyor dediğimiz )

Solo albümlerinden ise Marbletown, Cannibals, son albümünün ilk şarkısı : True love will never fade, The fish and the bird, Hill farmer's blues gibi şarkılar çaldı Mark Knopfler. Konser ha bitti ha bitecek diye korkan izleyici heyecanla Money For Nothing beklerken bir anda Going Home : Local Hero Theme başladı ve aha geçmiş olsun sözcükleri yerleşti dudaklarımıza. Kalabalık çıkışta zeki bir konser izleyicimizinde bahsettiği gibi bu şarkı son bis şarkısıydı ve bunun ardına birşey koymazdı Mark baba. Tüm i want my MTV beklentilerimiz suya düşerken umarsızca arkamıza bakarak konserden ayrıldık.

Yeterince uzun olan bir konser olmasına rağmen şarkıların seyirciyi tatmin etmemesi sonucu kısa gibi gözüktü herkese. Fakat sahnede Mark Knopfler vardı ve insanlar bu adamın üç parmaklı çaldığı gitar stiline ve şarkı sözlerine hayrandı. Seyirciye spot ışık verildiğinde herkesin ellerini havaya kaldırıp So Far Away şarkısına el çırpması, ben ve Arda gibi konseri arkadan izleyen insanlar için muhteşem bir görüntüdür.

Beynimize kazınmış daha nice Mark Knopfler konseri anılarımızı teknik imkansızlıklar ve aptallığımız yüzünden fotoğraflara kazıyamadık malesef. Ama buna rağmen Arda cep telefonuyla Brothers In Arms'ı baştan sona kaydetmeyi başardı. Umarım yazımın altına yakın zamanda ekleyecektir. Bunun yanında 13,800 kişi izlediğimiz konserden küçük bir videoyu sizlerle paylaşayım.
Mark Knopfler - Kuruçeşme 13.06.2008

Koşuşturmacasıyla, İstanbul'un azizliği ve berbatlığıyla, ve en önemlisi Dire Straits şarkılarını Mark Knopfler vokalinden ve kırmızı beyaz stratocaster'ından dinlemekle bir konser maceramızın sonuna geldik. Son olarak belirtmeden geçemeyeceğim Varan Slooow ile seyahat etmeyin yaşlanırsınız :)

Konser bileti : 80 YTL
Konsere yetişmek için Taksim-Ortaköy arası Taksi parası : 10 YTL
Taksimde bir gece konaklama : 40 YTL
Mark Knopfler'ı canlı izlemenin keyfi : paha biçilemez :)

5 yorum:

happy owl ironic dedi ki...

oooffff offf demek istiyorum. konser sonrası taksimde bardan tlefon edeceeğinize keşke konserdeyken arasaydınız da iki 3 nota yakalayaydım canlı canlı hehe(;> genede derleme sizinle gurur duyuyor gençler.

figment dedi ki...

aynenn bi offf çekerek başliim bende.. en kısa zamanda biraraya gelelim de anlatın şöyle detaylı detaylı :)

deserthawk dedi ki...

o zaman bende offf offf diyerek sözlerime başlamak istiyorum. bencede offf larınızı çekin arkadaşlar. bu konseri kaçırmak, her ne kadar roger waters'ı kaçırmak kadar olmasada anılında dediği gibi paha biçilmez. zorlukların üstesinden gelerek konsere yetişmemiz ayrı bir hava kattı ve konserin değerini bir kaç kez daha arttırdı.
yavaşlıktan ödün vermeden müzik severlerin kulak zevkine hitap eden sanatçı, sultans of swing ve so far away ile bizi bir noktadan başka bir noktaya varmamızda ayrı bir yere yığdı. konserde dev erkanların önemli bir yeri kapladığı ve konseri o dev ekranlarda izleyip bir de üstüne o ekranların fotoğraflarını çekenleri kınamadan edemiyceğim bir konser alanına sahip kuruçeşme. bir de eklemek istediğim bir daha kuruçeşmede konsere gidersek eğer üsküdar isklesinden kuruçeşmeye kalkan vapurlarla alana ulaşmayı diliyorum. bunun detayını oğuz arkadaşımızdan dinlemeyi 4 gözle bekliyorum.

Fücur dedi ki...

bende yorumuma "of"ları tekerledik sayenizde :) diyerek başlamak istiyorum. Kesinlikle Arda'nın dediği gibi ulaşım sağlamak daha mantıklı. Çünkü öyle bir trafik vardı ki anlatılmaz yaşanır. Hele birde 13800 kişinin konserden çıkması ve aynı cadde üzerinden evine gitmeye çalışması dehşet. Buna Reina, Günay ve bilimum abidik Blackk , Supperclub gibi mekanlardan çıkan yüzlerce insanıda eklersek oldukça kalabalık oluyor o muhit. Ayrıca eklemek istiyorum konserle ilgili bir başka yorum olarak, konserdeki atmosfer ve yaş ortalaması oldukça ağırdı her zamanki gibi. biz yine genç nüfusu oluşturuyorduk :)

Fücur dedi ki...

Arda ! Brothers in arms videosunu istiyoruz !