17 Mart 2008 Pazartesi

Yeni Neslin Kaçırdıkları

Artık kazık kadar oldum kabul ediyorum ama yaşlanmadım hala yada daha yaşlandığımı kabul edecek yaşta diilim ve o yaşa geliceğimi de sanmıyorum. Neyse gelelim konuya. Bizim neslimizin tanışma fırsatı bulduğu ama bizden sonraki nesillerin tanışamadıkları bir sürü şey var;
** sokakta oyun oynamak
eskiden elime top alır okul bahçesine giderdim top oynardım yada sokak aralarında, yada bilyelerimi torbaya koyar sokağa bilye oynamaya çıkardım, yada elektrik borularından silah ve eşit kesilmiş kağıt parçalarından kurşunlar yapar ve püftürük denen süper bi oyun oynardım sokakta, yada hiç birini bulamayınca en kötü sokakta iki gazoz kapağı bulur ve onları yarıştırmaca oynardım. tamam kulağa çok saçma gleiyor olabilirler ama o zamanın bilgisayar oyunlarının yerinde bunlar vardı. evde atarim de vardı o zamanki teknoloji oynaması da bu zamanki bilgisayar oyunları kadar zevkliydi sonra comodore 64 üm oldu o za zevkli bi oyun aracıydı ama genede sokağa çıkardım oynamak için. yeni nesil sokağa ne kadar çıkıyor peki? evlerin çogunda internet var hemen hemen her bilgisayar konfigurasyonuna göre ayrı ayrı bi sürü oyun var. dıraşı çıkıp oyun oynama şansını çok fazla yakalayamadılarını düşünüyorum.
** tv de film izlemek
eskiden tv de çok kanal yokken. belkide şimdiki nesiller bu söyleyeceğime inan mıyacaklar ama bir film başladığında bitene kadar hiç reklam verilmezdi. film yada program aralarında reklamlar yayınlanırdı onlarda 3 ü yada 4 ü geçmezdi. sonra kanal sayısı biraz arttı filim aralarında 1 yada 2 reklam vermeye başladılar. sonra kanal sayısı biraz daha arttı ve reklam sayısı çoğaldı. yayınlanan film kaliteside giderek düştü. eskiden pazar sineması gibi bi kavram vardı. yada hafta sonu tv nin karşısına oturunca izleyeceğiniz bir sürü güzel film olurdu. artık onlarda yok denecek kadar az. ve şu anda haber bültenlerinde bile reklam lar var. yani haber bülteninin arasına reklam koyuyorlar buna bi türlü alışamadım.
**soba kavramı
eskiden kömür sobaları varıd. buna benim neslimden bile aşina olmayan insanlar olabilir. evin bir odasında soba kurulu olurdu. odun yada kömür yanardı sobada. hala bu şekilde ısınan birsürü ev var biliyorum. ve eğer o evlerden birinde yaşıyorsanız bunun zevkini çıkarın derim size. çünkü bazen ben özlüyorum. evin soba kurulu odası gereksiz çok ısınırdı. fenalık gelirdi uzun süre odada kalınca içerdeki oksijen tükendiği içinde olabilir. sonra tuvalete gitmeniz gerekirdi mesela ve odadan çıkardınız dışarısı buzzz gibi. yada sobanın üstüne kestane konurdu çıtır çıtır olurdu. sokakta hala kestane satıyorlar ama emin olun tadı kendi yaptığınızla aynı diil. yada portakal yediniz mesela hemen sobanın üstüne bir iki kabuk koyardınız odanın içi mis gibi portakal kokardı. süper işlevsel aletlerdi onlar. çıtır çıtır yanan adunun yada kömürün sesi yada har har alev sesi bile içinizi ısıtmaya yeterdi. boyun yada bel tutulması olduğunda hemen bir havlu alınır bacasına sarılır ve ısıtılırdı sonrada tutulan bölgeye kırem sürülerek sıcak havluyla sarılırdı. daha aklıma gelmeyen bi sürü faydası vardı bu sobaların. ve yeni nesillerin bir çogu bu sobalarla hiç tanışmadı.
şu an aklıma gelenler bunlar umarım uzun bir yazıyla sizleri sıkmamışımdır. sevgiler saygılar.

2 yorum:

deserthawk dedi ki...

ya o değilde harbiden 80 lerde olsaydık çok daha rahat ederdik gibi geliyor bana ne cep telefonu var ne internet bilginin daha değerli olduğu zamanlardı onlar ne google ları vardı nede 0 5** ün ne olduğundan bihaber bir şekilde yaşıyorlardı. filmleri daha sanatsal, müzikler daha kaliteliydi. yaşamak daha eğlenceli geliyor belkide ama bundan 20 sene sonrada aynı şeyler bu zaman için söylenebilir gibi geliyor nedense. o yüzden zamanın kıymeti bilmek geçmişe bakmayıp geleceği incelemeden yaşamak belkide daha güzel olabilir.

Farmerfam dedi ki...

evet bir zamanlar bulusulacagı zaman bile 1-2 gun oncesinden haberlesirdi insanlar.Ankarada iseniz ya VAKKO (evet Vakko diye bir yer vardı eskiden kızılayda) yada YKM nin onunde birbirleriyle sozlesmis onlarca insan gorebilirdiniz.
Atarici denilen mekanlara gidilirdi bilgisayar oynamak yerine eskinin multiplayer oyunları onlardı. En guzeli bir parkta basketbol macı yaptıktan sora oturmak yorgunluk atmak,çimlere uzanmaktı...Şimdi bırak çim i park kalmadı memlekette utanmasalar onları da alt gecit yapıcaklar.Insanlar değil arabalar yasıyor artık sokaklarımızda....