29 Mayıs 2008 Perşembe

Il Deserto Rosso (1964)


Antonioni'nin değişen dünya ve ekolojiye karşı tavrı olan bir yönetmen olduğunu okumuştum ve bu tavrını ortaya koyduğu bir filmini de ilk defa izleme şansı buldum. Evet Antonioni'ye karşı beslediğim önyargılar gittikçe zayıflamakta. Filmi ise baştan sona her daim izleyeninin merakını besleyen, her şeyiyle başka bir alem. Her ne kadar sanayileşen bir dünya hiçbirimiz için yabancı olmasa da film uzak bir gelecekte geçiyormuş hissi uyandıracak kadar melankolik. Ayrıca bu film Antonioni'nin ilk renkli filmi olma özelliğini de taşımaktaymış ki gerçekte sadece renk seçiminden Antonioni derdini ortaya koyuyor nevrotik renkler ve nevrotik bir kahramanıyla... Filmdeki favori sahnem ise Guiliana, kocası ve yakınlarının kaldıkları bir kulübede üşüdükleri için duvardaki tahtaları söküp yakmalarıydı ki insanlığın anlık ihtiyaçları için yaşadıkları dünyayı mahvetmelerine yapılan en sağlam gönderme bu olsa gerek.

9/10

Hiç yorum yok: